Ana Sayfa | Eski Sayılar

GATS Menüsünde Neler Var?

GATS Uluslararası Sempozyumu 23-24 Haziran 2001 tarihlerinde İstanbul'da yapıldı. MAI ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubunun organizasyonunda DİSK, Türk-İş, Hak-İş, KESK, TTB, TMMOB ve birçok demokratik kitle örgütünün yanı sıra, yurtdışından temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilen 2 günlük toplantıda "Hizmet Ticareti Anlaşması-The General Agreement On Trade In Services" bütün boyutlarıyla tartışıldı. Anlaşmanın  işçi ve emekçilerle birlikte geniş halk kesimlerine etkisi, şirketlerin kazançlarının neler olacağı, nasıl mücadele edilmesi gerektiği paylaşıldı.
Toplantıya katılan her örgüt temsilcisi öncelikle kendi sektörüyle ilgili değerlendirmelerini paylaştı. TTB'yi temsilen sempozyumu katılan temsilci ; GATS'la tüm hizmet alanlarının serbest piyasaya açılmasında emperyalistlerin kendilerine standart getirdiğini, bu anlaşma uygulanırsa uluslararası şirketlerin "disiplin altında, yeni kurallarla tepişecekler"ini söyleyerek konuşmasına başladı. GATS ile yapılmak istenenin özelleştirmeler olduğunu, özelleştirmenin de mülkiyet dışında, hizmet üretimi ile  hizmetin sunumu/arzı boyutlarında ülkemizde özellikle sağlık sektöründe 15 yılı aşkın süredir gerçekleştirilmeye çalışıldığını belirtti. Bu anlaşmanın da diğer sektörlerde olduğu gibi, sağlık sektöründe özelleştirmeyi mülkiyet boyutundan hizmet boyutuna genişletmenin belgesi olduğunu söyledi.
Ancak bu uygulamanın, sağlığın da pek çok mal ve hizmet gibi bir maliyeti olduğu, dolayısıyla bedelinin ödenmesi gerektiği yönündeki yıllardır sürdürülen kamuoyu oluşturma faaliyetlerinin ardından geldiğinin gözden kaçırılmaması gerektiğini söyleyen TTB temsilcisi sağlık hizmetlerinin metasızlaştırılmış alandan, piyasaya dolayısıyla metalaştırılmış alana çekilmesinin önündeki "ulusal hukuk/mevzuat"lardaki engeller kaldırılmak isteniyor, dedi. Bu anlaşma ile sektörde varolmak isteyen ulusal burjuvazinin uluslararası hastane ve sigortacılık şirketleri ile küçük paylı sözde ortaklıklarının artacağını, esasında sektörün uluslar arası pazara açılmak istendiğini aktardı. Bugüne kadar kamu kaynakları, özel hastaneler, görüntüleme merkezleri,vb.'ler aracılığı ile ulusal burjuvaziye aktarılıyor iken, bundan sonra bunun büyük kısmına uluslararası tekellerin el koyacağını belirtti.
Bu anlaşma ile sağlık kuruluşlarının işletmeleştirileceğini, bunun da maliyeti artıracağını, tekelci yapı ve ilişkileri ortaya çıkaracağını ve sağlık çalışanları arasında rekabet yaratacağını vurguladı.
Özelleştirmelere karşı kamulaştırmaların kitlesel olarak talep edilmesi gerektiğinin dile getirildiği  konuşmada, sağlık sektöründe finansman ile hizmet üretiminin bölünmemesi, sağlık hizmetleri finansmanının doğrudan vergilerle oluşturulan genel bütçeden sağlanması ve merkezi planlamanın korunup işlevselleştirilmesi gerektiği önerilerinde bulunuldu.