Ana Sayfa | Eski Sayılar

Kadın-çocuk ve toplum sağlığı üzerine çıkarılan
acı bir fatura...
"BU SİZE ÖZEL, BAŞKASI DUYMASIN!"


T.C. Sağlık Bakanlığı Aile Planlaması programında dağıtılan kontraseptif malzeme için Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı aracılığıyla kullanıcı bağışı toplanmasına ilişkin uygulama kılavuzu hazırlandı. Yine Bakanlık Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Aile Planlaması Programı Önceliklendirme Planı uygulaması bilgilendirme toplantılarında sıklıkla sorulan sorular ve cevapları bir dökümanda topladı.

Aile Planlaması devletin güvencesinde olan koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemlilerinden birisidir. Bu hizmet koruyucu bir hizmet olup istenmeyen gebelikler, isteyerek düşükler, sık doğumlara bağlı anne ve bebekte oluşacak sağlık sorunlarının azaltılmasında en temel role sahiptir.  Türkiye'de her yıl meydana gelen 300 bin isteyerek düşüğün %62'sinin nedeni bu annelerin başka çocuk istememeleridir. Türkiye'de her yıl 2 milyon gebelik meydana gelmekte, bunlarında 1,5 milyonu doğumla sonuçlanmaktadır. Bu doğumlarda dünyaya gelen bebeklerin 57-60 bini bir yaşını görmeden ölmektedir. Türkiye, kendi gelir düzeyine göre sosyal yaşama ve sağlık hizmetlerine gereken parayı ayıramadığı için bu bebeklerin 15-20 bini önlenebilir nedenlerle yitirilmektedir. Türkiye genelinde yapılan bir araştırma göstermiştir ki 2 yıldan daha az aralıklarla doğan bebeklerin ölme riski 2 yıl ve daha fazla aralıklarla doğan bebeklerinkinden 1,5 kat daha fazladır. Ayrıca doğum sayısı arttıkça bebek ölümlerinin de artacağı bilimsel bir gerçektir.
Yukarıda aktarılan bilgiler ışığında aile planlaması hizmetinin çok önemli olduğu ve koruyucu sağlık hizmetleri içerisinde öncelikli bir yer verilmesi gerektiği açıktır.
1965 yılından bu yana ülke genelinde ücretsiz olarak verilen aile planlaması hizmetleri 1995-1999 yılları arasında uluslararası kuruluşların  bu konudaki yardımlarını aşamalı olarak azaltması ve 2000 yılında da kesmesi üzerine artık paralı olarak verilmesine karar verilmiştir. Bu hizmetten alınacak ücret "katkı payı" olarak yumuşatılıp "bağış" adı altında toplanacaktır. Bakanlığın anlayışına göre bu bağıştır çünkü sadece vermek isteyenden alınacağı ifade edilmektedir; fakat bu bağışın olabildiğince (!) herkesten toplanması konusunda her türlü önlem alınmıştır. Bakanlıkça yayınlanan uygulama kılavuzunda ücret alma görevini öncelikle hizmeti sunan ebe ve hemşirenin yapması gereğinin altı çizilmekte ve bağışı nasıl isteyeceği de basamak basamak anlatılmaktadır.
Uygulamada temel sorun hizmeti veren sağlık personeli karşılıklı güven ilişkisine dayanan aile planlaması gibi hassas bir konuda ücret üzerinden açıkça "pazarlık" etmeye yöneltilmesidir. Her başvurandan yapılan pazarlığa göre farklı bir ücret alınacak olması kullanıcıların kuruma ve sağlık personeline olan güvenlerini sarsacaktır. Özellikle döner sermaye uygulamalarının gündemde olduğu bu dönemde hizmet kullanıcıları tarafından alınan paranın sağlık personelinin cebine gireceği gibi yanlış değerlendirilebileceği tehlikesi de güven sarsılmasının yanı sıra sürtüşmelere de yol açabilecektir. Bütün bunlar hizmet almayı engelleyebilecek, halen %35.6 oranında olan karşılanamayan aile planlaması ihtiyacının daha da artmasına neden olabilecektir. Özellikle gelir ve eğitim düzeyi daha düşük olan ailelerin ekonomik nedenlerle paralı verilmesi planlanan hizmetten yararlanamaması, istenmeyen gebelik ve doğumları arttırabilecektir. Aile planlaması hizmetlerine ulaşmadıkları için gebe kalan kadınların doğumlarının artması ve sık aralıklarla gebe kalınması kaçınılmaz görünmektedir.
Devletin sorumluluğunda olan bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kapsamındaki ücretsiz aile planlaması uygulamaları paralı hale geldiğinde, kadın-çocuk ve toplum sağlığı üzerine çıkarılmış acı bir fatura olacaktır.

Sağlık Bakanlığı Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü'nce Hazırlanan Sorular ve Cevaplar Broşüründen:
Soru: Farklı ücret uygulaması duyulur ve "ben ödeyemem dersen, bedava alırsın" mesajı yayılırsa kimse ödemez. Bu durumda ne olacak?
Cevap: Herkese bağış politikası ve gerekçesi anlatılacak, ödemeyen ödemeyecektir. Ancak pilot uygulama sırasında böyle yaklaşımlar olmadığı ve hatta giderek ödeme oranlarının arttığı gözlenmiştir. Hizmeti sunanların gayreti sayesinde, kullanıcıların para ödememe yönündeki eğilimleri, malzemenin ileride bulunabilirliği konusundaki kaygıları ile dengelenmektedir.
Bu konuda pilot bölgede hizmeti sunanların ücretsiz malzeme verdikleri kullanıcılara "bu size özel, başkası duymasın" gibi yaklaşımlarda bulundukları gözlenmiştir.