Ana Sayfa | Eski Sayılar

HÜKÜMET YETKİSİNİ ÇALIŞANLAR LEHİNE
YİNE  KULLANMADI
YETKİ KİMDE?

"Biz daha önce ve bugün yaşadığımız, yakın gelecekte yaşayacağımız krizlerin sorumluları olmadığımız halde faturanın bizlere çıkarılmasına itiraz ediyoruz. Zorunluluk adı altında ülkemizin kaynaklarının teker teker satılmasına itiraz ediyoruz. Hükümetlerin her geçen gün insanları biraz daha açlığa ve hastalığa mahkum etmesine itiraz ediyoruz. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bugün 684 milyon TL olarak açıklanan yoksulluk sınırı bir yana, açlık sınırının da altında ücretlerle çalışmaya mahkum edilmesine itiraz ediyoruz. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının taleplerinin haklı olduğunu söyleyip bugüne kadar hiçbir olumlu adım atmadıkları halde, gözümüzün içine bakarak toplumu ve bizi aldatanlara itiraz ediyoruz."

TTB Merkez Konseyi, Tabip Odası temsilcilerinin katılımıyla 29 Haziran'da yaptığı açıklamada bu cümleleri söyledi. Başbakan'a; ülkenin, halkın, hekim ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu koşullar ile yapılanların tezatlığı -görüşülseydi- bir kez daha aktarılacaktı; tabip odası temsilcilerinin ellerinde taşıdıkları ve üzerinde "Ülkemizden, Sağlığımızdan, Özlük Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz" yazan pankartla. O pankart bir gün önce Ankara Tabip Odası tarafından Güvenpark'a asılmıştı.

TTB olarak bir yıl boyunca halkın sağlığına, hekim ve diğer sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çeken ve çözüm öneren etkinlikler düzenlenmişti  Bu etkinliklerle kamuoyunun bilgilendirilmesi, hükümetin de gereğini yapmak üzere adım atması hedeflenmişti. Ancak hükümet, "kriz" sonrası sağlıkta -varolan yetersiz tablodan da- tasarruf adımlarına yönelmiş, 21 Aralık 2000'de, meclisten aldığı, kamuda çalışanlar için iyileştirme yetkisini de kullanmamıştı. İkinci kez aldığı yetkiyi  13 Temmuz 2001'de kullandı! 13 Temmuz 2001 tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayınlanan metinde, çalışanların lehinde somut bir şey bulabilmek mümkün değil. Hükümetin en yetkili ağızlarından yapılan açıklamalar ise "işlerin" yolunda olduğunu vurguluyor. Bu arada sağlık alanında çalışanlar için döner sermaye umudu "diri" tutulmaya çalışılıyor. Sağlık Bakanı, merkez teşkilatında çalışanlara, ulufe gibi, bir fondan 150 milyon dağıtıyor. Anlaşılan o ki çalışanlar maaş iyileştirmeleri yerine sağdan soldan gelecek keyfi ödemelere alıştırılmak isteniyor. Aynı dönemlerde meclis, grevsiz toplu sözleşmesiz bir yasa tasarısını sendika yasası diye kabul ediyor.

Soru, çözümünü gerçekleştirmemiz için bütün berraklığıyla bir kez daha ortaya çıkıyor: "Ülkemizden, sağlığımızdan, özlük haklarımızdan vazgeçecek miyiz?"..Tabip odası temsilcileri Kızılay'da, Güvenpark'ta "Ülkemizden, Sağlığımızdan, Özlük Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz" pankartıyla yürüyor, daha sıkı sarılarak. Artık bu pankart, sahiplerinin elinde bütün Türkiye'de dolaşacak ve önümüzdeki süreçte hekimler, sağlık çalışanları ve bütün çalışanlar istediklerini almak için güçlenerek, artarak yürüyecekler.