Ana Sayfa | Eski Sayılar

DİYARBAKIR GENEL PRATİSYENLİK BÖLGESEL EĞİTİM GÜNLERİ ARDINDAN

Dr İsfendiyar EYYÜBOĞLU

Öncesinde heyecan, koşuşturma, gerilim ve umut dolu Bölgesel Eğitim Günleri'ne ardından bakınca, mezuniyet sonrası bilimsel etkinliklerde izlenmesi gereken yol ve yöntemler, değerlendirme ve sonuç çıkarma çabaları, mutlu bir yorgunluk, başarmanın haklı gururu var.

Altı ay geride kaldı. El yordamı ile bir ilki yarattık, yaşadık, bitti. Konferansın bilimsel kaygıları, kendimizi ortaya koyma, yeniden yaratma çabaları ile iç içe geçmişti. Nasıl sarılmıştık, heyecan ve telaşla, hep birlikte. Son rotüşlerde kaygı, umut, telaş zirvedeydi. 16 Mayıs akşamı, Ercan'la birlikte Muharem' le yapılan ayaküstü son gözden geçirme, onun deneyiminden; farklı bakış açısından yararlanma çabaları. 17 Mayıs sabahı televizyon programı nedeniyle açılışta bulunamamanın yarattığı merak.

Çıkışta soluk soluğa Rabia' yla yapılan telefon görüşmesi, "katılım, coşku, bilimsellik her şey harika, çok iyi bir başlangıç." müjdesiyle gerilim ve meraktan başarmanın mutluluğuna doğru akan rahatlama ve gurur.

Şimdi ardından bakıp sağduyulu, soğuk kanlı değerlendirme zamanı.

İlk Olmak- Ekip Ruhu-Konferansa Katılımın Ana Çizgileri:

Altı ay öncesine, 2000 Aralık ayına ilişkin söylenecek ilk söz el yordamıyla yön bulma çabalarıdır herhalde. Aralık ayında, Kasım 2000'de Kuşadası'nda yapılan Ulusal Eğitim Günleri'nde doğan fikri olgunlaştırdığımızda, yönetim kuruluna sunup, karar olarak çıktığında ve kararı Pratisyen Hekim Kolu toplantısına götürüşümüz dönemine, şimdi dönüp bakınca anlıyoruz ki hiçbir deneyimimiz ve net bir öngörümüz yoktu. İlktik Diyarbakır'da şimdiye değin. 3 gün sürecek Bilimsel Bir Konferans ne pratisyen hekimler, ne de bir başka akademik grup tarafından yapılmamış ve planlanmamıştı. Kol ve denek açısından bakılınca da böyle bir deneyim birikimine sahip değildik. Çünkü yapılan bütün kongre ve konferanslarımız ulusal çapta idi. Deneyim birikimi öngörülü çalışmamızı sağlayabilir, detayları kurgulamamızı kolaylaştırabilirdi. Zorlanmadık mı bu nedenle, fazlaca efor sarf etmedik mi ? Evet ama bu durum bize bir ilki başarmaya çıkanların maceracılığını kattı. Heyecanlıydık, bir ilki başaracaktık. Heyecanlıydık; konferansın bilimselliğinden öte, 300 hekimin bir araya gelmesine ön ayak olacaktık.

Başlangıç olarak ilaç firmalarıyla ön görüşmeler, bilgilendirme, turizm şirketini tespit edip anlaşma yapılması, konuların tespitinde pratisyen hekimlere anketle ulaşma gibi çalışmaları 1,5 ay gibi kısa sürede bitirdik. Bu çalışmalarda Pratisyen Hekim Kolu, D.Ü Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı bizlere, yol gösterici ve destekleyici oldu. Merkezi ve bölgesel temsili kaygılarla, diğer yandan da Pratisyen Hekim Komisyonu' nun geçmiş çalışmalarını göz önünde tutarak düzenleme kurulunu oluşturduk. Düzenleme Kuruluyla, Diyarbakır'dan katılanlarla ve bölgeden katılanlarla ayrı ayrı toplanarak 1. Duyuruyu, dağıtımı, hekimlere en geniş şekilde ulaşma yollarını konuştuk, görev bölümü yaptık. Önsezilerimiz ve sonraki ihtiyaçlarla düzenleme kurulu genişletildi. Başarımızın en büyük etkeni bu oluşturma ve genişletme biçimi oldu. Özellikle Düzenleme Kuruluna Diyarbakır'dan katılan 11 hekimin ekip ruhu, uyumlu çalışması ve özverileri olmasaydı konferansta bu başarılı tablo ortaya çıkmazdı. Herkes kendi yeteneğini ortaya koydu. Puzzle parçaları gibiydi, hepsi birbirini tamamlıyordu, birleştirildi ve tablo ortaya çıktı. Mesailerden, muayenehanelerden, ailelerden, özel yaşamlardan saatler çaldık. Ortak bir motivasyonu hep beraber yaşadık. Hiçbir ciddi uyum problemi yaşamadan sonuna kadar getirdik. Bu nedenle Konferansı "yaratan" en önekli etken düzenleme kuruludur. Aynı zamanda konferansın "yarattığı" en önemli sonuçlardan biride böyle bir pratisyen hekim ekibidir. Bu ekip bundan böyle Diyarbakır Tabip Odası Pratisyen Hekim Komisyonu'na kalıcılık ve süreklilik kazandırabilecektir.

Konferansa katılımın ana çizgilerde birkaç farklı yönümüzün ortaya çıktığını düşünüyoruz;

Birincisi, benimse sekte benimseme sekte çeşitli zorunlulukların etkisiyle birçok bilimsel konferans Akdeniz ve Ege kıyıları gibi turistik yörelerimizde yapılmaktadır. Bu durum aynı zamanda konferansa bilimselliği dışında " artı puan" kazandırmaktadır. Bizim maalesef böyle bir artı puanımız yoktu. Bizde artı puan olarak çeşitli argümanları kullandık. Bunlara değineceğiz. Ama sonuçta "çıplak bir bilimselliğe" sahip olmak handikap olabilirdi. Bu durum fazlaca efor sarf etmemiz sonucunu doğurdu. Hekimlerimizin katılımını sağlamak için her birini 2-3 kez ziyaret etmek zorunda kaldık. Mustafa'nın deyimiyle,"düğünümüze davet eder gibi" ısrarcı ve sahiplenici olduk. Handikabı çabalarımızla olumluya dönüştürdük. Ortaya çıkan tablo sevindirici oldu. Konferans gerçek anlamda bilimsel yoğunluğu ile öne çıktı. Toplantıları izleyenlerin sayısı ortalama 170-180 hekim civarındaydı. Ki oran olarak, kayıt yapanların % 64-68'inin konferansları izlemesiyle bu tür konferanslarda zor ulaşılır bir hedefe ulaşmış olduk.

Konferansa, prensip olarak herkes kendi olanakları ile katılsın istedik. Genellikle uygulanmasa bile bilimsel kongre ve konferansların herkesin kendi olanakları ile maddi olarak karşılayabileceği düzeyde olması doğru ve kabul edilmiş bir yöntem idi. Biz bunu uygulayabilmek için uzun tartışma ve değerlendirmeler sonrası katılım ücretini 25 USD gibi minimum bir rakam olarak tespit ettik. Böyle yapmakla doğru mu yanlış mı yaptık ? Doğrusu çok bocaladık. Konferans paralı olur muymuş ? diye eleştiren hekim arkadaşlarımız oldu. Nasıl olsa sonuçta parasız olacak diyerek, son ana kadar katılım ücretini ödememekte ayak direyen meslektaşlarımız oldu. Meslektaşlarımız bankaya gitmesinler diye katılım ücretlerini elden topladık. Bu bize fazladan iş yükü bindirdi. Yorulduk, üzüldüğümüz anlar oldu, ama sonuçta, rakamlara bakınca gururlanmak için hem katılımcı hekimlerin hem bizlerin haklı bir nedeni var. Konferansımıza hekim arkadaşlarımızın % 76.2'si kendi olanaklarıyla, % 23.8'i ilaç firmaları desteğiyle katılmışlardı. Bu oranın diğer bilimsel konferanslarla kıyaslanınca oldukça yüksek bir oran olduğunu düşünüyoruz. Hekimlerin olanaklar doğru ve gerçekçi sağlanırsa bilimsel konferansları sahipleneceğini, katılım için zorlanmayacaklarını düşünüyoruz.

Nostalji- Alaturkalık

Konferansımızın, bilimselliği dışında "turistik" hiçbir "artı puanı" yoktu dedik. Ama hiçbir sosyal artı puanı yok muydu ? Vardı elbette. Konferansımıza bölgeden -25 ilden - katılım oranı % 79.2, bölge dışından katılım oranı ise % 20.8 idi. Bölge dışından katılımda Pratisyen Hekim Kolu ve Pratisyen hekimlik Derneği'nin önemli bir katkısı vardı. Aynı zamanda bir o kadar  önemli olarak konferans Dicle Üniversitesi'nin çeşitli dönem mezunları için buluşma gerekçesi oldu. İlk gençlik yıllarında yolları Diyarbakır'da kesişenler, birkaç günlükte olsa bu kesişmeyi yeniden yaşadılar. Tatlı bir nostaljiyle geçmişi yeniden yakalamaya çabaladılar. Bilimsel etkinlikle geleceğe yönelme umutlarını yaşadılar. Nostalji ile geleceğe giden yolu iç içe yaşayıp, bundan buruk ve hüzünlü bir tat aldılar.

İlk yaz akşamının kokteyli, diğer akşamları da değerlendirip beraberce eğlenme fırsatları, coşkulu gala yemeği hep"bizim alaturkalığımızı" yansıtıyordu. Diyarbakır'ın dışında, bir başka yerde bu insan sıcaklığını, hep beraber eğlenmenin alaturkalığını bulmak mümkün müydü ? "Dışarıdan" gelenler, zamanlarından iş ve güçlerinden fedakarlık yaptılar. Diyarbakırcası bizleri onurlandırdılar. Bizde doğrusu elimizden gelen misafirperverliği yaptık.  Her dem sıcaklığımızdan bir parça yaydık.

Programın Bilimsel İçeriği

Belirttiğimiz gibi panel ve konferans konularını 175 pratisyen hekime ulaşarak anket yöntemi ile tespit etmiştik. Mezuniyet sonrası eğitimde önemli noktalardan birisi pratisyen hekimin ihtiyaçlarını doğru tespit etme ve oradan hareket etme idi. Bunun olumlu sonuçlarını hekimlerin toplantılara katılım oranlarının yüksekliği ile yaşadık. 1. Ve 2. Duyurular, afişler yüz yüze görüşmelerle ve yoğun seyahat programları ile, telefonlarla 2000 hekime ulaştık. Bir çok hekimden mezuniyet sonrası eğitimlerle ilgili olumlu geri bildirimler aldık. Bilimsel programlarda elde olmayan nedenlerle iki konuşmacının katılmayışı haricinde hiçbir aksama yaşamadık. Konuşmacılar değerli zamanlarından özveride bulunarak, programı başarıyla uyguladılar.  Bizlerde son güne kadar ilgiyle dinledik, izledik, soru ve katkılarımızla yeterli katılımı sağladık. Yaptığımız anket çalışmalarında ve görüşmelerimizde hemen tüm katılımcılardan olumlu geri bildirimler aldık. Katılan bütün hekimler, konferansın bilimsel doyuruculuğunu yeterli buluyordu. Sahada çalışan biz pratisyen hekimlerin günlük mesleki deneyimlerimizi henüz yeteri kadar sonuçlar çıkarabilecek şekilde değerlendiremediğimizi biliyoruz. Bu durum bilimsel konferanslara daha aktif katılamaması sonucunu doğuruyor.

20 Mayıs günü yapılan Hasankeyf -Mardin -Midyat gezisinde organizasyon boşlukları yaşandı. Düzenleme kurulu olarak bizler yeterince yönlendirici- kurgulayıcı olamadık.

Katılımcıların belirttikleri eksiklikler ve Hekim Meclisi toplantısındaki değerlendirmede belirtilen eksiklikler özenle tespit edildi. Bütün bunlardan gereken sonuçları çıkardık.

Şimdi yürünmüş bir yoldan el yordamıyla değil, deneyimlerin ışığından geçerek, daha iyisini başarma şansına sahibiz. Yeni bir bölgesel konferansta buluşma dileğiyle.