Ana Sayfa | Eski Sayılar

TTB MERKEZ KONSEYİ VE ODALAR:
"ÖLÜMLER DURSUN ASLOLAN YAŞAMDIR"


TTB Merkez Konseyi,  Ankara Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası,  açlık grevlerinin,,  ölümlerin artarak  devam ettiği süreçte  bir basın açıklaması yaparak,  ölümlerin ve kalıcı sakatlıkların önlenebilmesi için insani taleplerin yerine getirilmesini ve açlık grevlerinin sonlanmasının sağlanmasını istedi.

TTB Merkez Konseyi'nin açıklaması şöyle :

''Hekimler, yaşamı ve insanı önceleyen hekimlik tutumlarıyla uzunca bir süredir açlık grevlerini izlediler. Bu konuda da tüm diğer alanlarda olduğu gibi koruyuculuğun yani sorunun önceden çözümünün daha önemli olduğunu, tıbbın açlık grevlerindeki sınırlılığını vurguladılar. Ne yazık ki son iki ölümle bu gerçek bir kez daha doğrulandı. Ölümlerin  ve kalıcı sakatlıkların önlenebilmesi için insani talepler acilen yerine getirilmeli ve açlık grevlerinin sonlanması sağlanmalıdır. Aslolan yaşamdır.''

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da  ölüm oruçları konusundaki duyarsızlık ve sessizliğin ölümleri artırdığına dikkat çekilerek, şöyle denildi:

'' Acı içinde izlemekte olduğumuz Açlık Grevi/Ölüm Oruçlarında  her geçen gün ülkenin dört bir yanından yeni ölüm haberleri geliyor. Açlığın tükettiği bedenler artık daha fazla ölümü erteleyemiyor. Tabip Odası olarak yaptığımız ziyaretlerde bu tükenmiş bedenlerin son bakışları ile karşılaşıyoruz.

Bu üzücü tablo, sorunun çözümü uzadıkça Açlık Grevi/Ölüm Oruçlarında,  tedavi ile beklenen sonuçların alınma olanağının giderek azaldığını göstermektedir. 

Mesleki bilgi ve deneyimlere dayanarak hekimler defalarca uyarıda bulundu. "Bilinci kapanana serum takarız, sorun çözülür" anlayışının tıbbi bir temele dayanmadığı ve tehlikeli bir yaklaşım olacağı belirtildi. Yaşanan acı deneyimler ne yazık ki bu uyarılarımızın dikkate alınmadığını göstermektedir. Uzamış açlık tablosunda, önceden tıbben tahmin edilemez durumlar nedeniyle ani ölüm riski ile birlikte, gelişmeye başladığı gözlenen yatak yaralarına bağlı enfeksiyon gibi nedenlerle ölüm her an kapıda.

Hangi aşamada çözülürse çözülsün hekimlerin ellerinden gelen tüm çabayı göstererek yaşamı ve sağlığı korumaya çalışacağına inanmaktayız. Tabip Odası olarak da elimizde bulunan ve uygun tedavi konusunda önceki yaşanan deneyimlerden elde edilen bilgileri meslektaşlarımızla uzun süredir paylaşmaktayız. Ancak daha da geç olmadan sorunun derhal bugün, şimdi çözülmesi gerekmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi çözüme hiçbir katkı sunmayan "devlet elinden geleni yaptı, Ölüm Orucunu bıraksınlar" sözlerini tekrarlayan, sorunu çıktığı siyasi boyutundan kopartıp, sihirli değnek gibi gördükleri tıbbi girişimin "başarısına" bağlayan anlayışlarla hiçbir çözümün sağlanamayacağı açıktır. 

Bu acı dönemin en yakın tanığı biz hekimler bu genç ölümlerin durdurulması için tüm tarafları duyarlı olmaya ve bütün çözüm imkanlarına sahip bulunan Adalet Bakanlığını sorunu çözmeye çağırıyoruz.''

İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklamasında ise insan hayatının herşeyden önemli olduğu vurgulanarak,  ölümlerin durdurulması istendi. 

İstanbul Tabip Odası adına  Basın Sözcüsü Rıfat Yücel, şu açıklamayı yaptı:

''Bizler insan yaşamını herşeyin üzerinde gören bir mesleğin temsilcileri olarak bu insanlık dramında; Hükümetin ve Adalet Bakanlığı'nın takındığı duyarsız tavrı anlamakta gerçekten zorluk çekiyoruz. Hayatını insan sağlığına adamış, Hipokrat yemini etmiş hekimler olarak ölümlerin önüne bir an önce geçilmesi gerektiğini düşünüyor, bunu talep ediyoruz.

Uyarıyoruz: Sağlık Bakanlığı'nın durumu kritikleşen hastalara müdahale edileceği yönündeki yaklaşımı ve "nasıl olsa doktorlar müdahale edip kurtaracaklar" düşüncesi; Adalet Bakanlığı tarafından ümitle karşılandıysa bu yorum tamamen gerçek dışıdır. Zira; dünyanın en iyi kliniklerinde her türlü tıbbi müdahale uygulansa bile; organlarda oluşabilecek geri dönüşümsüz hasar nedeniyle; açlık grevlerinde durumu kritikleşen hasta; eski sağlığına kavuşamayabilir, ciddi sakatlıklar kalabilir ve hatta ölebilir. Onun için "nasıl olsa Sağlık Bakanlığı'nın güvencesi var" diye işi hafife almak ve duyarsız davranmak insan hayatını gözetmeyen kritik bir hata olacaktır.

Uyarıyoruz: F tipi cezaevlerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ve tecrit sisteminin giderilmesine yönelik olarak 19 Aralık tarihinden bu yana hiç bir adım atılmamıştır. Kamuoyu önünde verilen güvenceler henüz yerine getirilmemiştir. Yine insan sağlığından sorumlu hekimler olarak F tipi cezaevlerinin tecrit mekanları olmasını önleyecek, insanın bedensel - ruhsal bütünlüğünü koruyacak düzenlemelerin biran önce gerçekleştirilmesini talep ediyoruz. 15 günde 15 yasa çıkarmayı hedefleyen TBMM; konu ile ilgili bu yasaları bir saatte çıkarabilir.

Uyarıyoruz: Yarın "keşke" deme lüksümüz olmayabilir. Başta Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları olmak üzere tüm yetkilileri insan hayatına duyarlılık göstermeye davet ediyoruz. Kendilerine bir insanın hayatının değerini ölçecek bir ölçüm sisteminin henüz geliştirilemediğini hatırlatmak istiyoruz.

Görev ve sorumluluk istiyoruz: Açlık grevlerinin bitmesini sağlayacak her girişim içinde bütün gücümüzle bulunacağız. Açlık grevleri sona erdiğinde de İstanbul Tabip Odası olarak; açlık grevi yapan tutuklulara ait arşivimizdeki tıbbi kayıtları ve tıbbi deneyimlerimizi ölümler olmaması ve sakatlıklar yaşanmaması için seferber edeceğiz. Yeter ki ölümler biran önce dursun, yeter ki insan hayatına duyarlılık gösterilsin.