Ana Sayfa | Eski Sayılar

Av. Ziynet Özçelik'le Söyleşi
Hukuk aleminde varlığı tanınmayan, yürütmesi durdurulan yönetmelik hükümlerine dayanarak sınav yapmak olanaksızdır.


Bir yıldan bu yana Eğitim Hastanelerinde hekimlerin gündeminden çıkmayan bir sorun var; şef ve şef yardımcılığı atamaları ile sınavları.

Bu alanda bir yıl içinde tam dört kez Tababet Uzmanlık Yönetmeliği hükümlerinde değişiklik yapıldı. Özellikle 12 Ağustos 2000 yılında yapılan değişiklikler en kapsamlısı idi. Eğitim hastanelerinin yatak, asistan sayılarından eğicilerin sınavlarına kadar bir dizi konuda değişiklik yapıldı. Türk Tabipleri Birliği bu değişikliklerin iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay 5. dairesinde dava açtı. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi, Sağlık Bakanlığı İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na itiraz etti, itiraz reddedildi. Bu arada Sağlık Bakanlığı yabancı dil sınavı, yayın değerlendirmesi ve jüri sınavlarını yapıp kazanan hekimlerin atamalarını yaptı.

Bu gelişmeler ışığında sizden çok tartışılan bazı konularda bir hukukçu olarak bilgi almak istiyoruz.

Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararının yabancı dil sınavından sonra verildiği ve yayın değerlendirme ve jüri sınavı aşamalarını kapsamadığı ileri sürülüyor, ne düşüyorsunuz?

Bu tartışmayı idari yargılama usul hukuku çerçevesinde iptal kararları ile yürütmeyi durdurma kararlarının etkilerini düşünerek yapmak gerekir. İdari Hukuku'nda iptal kararları eylem ya da işlemi başından itibaren hükümsüz hale getirir. Yani hukuken hiç gerçekleşmemiş gibi sonuç doğurur. Türk Tabipleri Birliği Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinde 12 Ağustos 2000 tarihinde yapılan değişiklikler üzerine adli yılın açılışı ile birlikte dava açtı. Hemen bütün değişikliklerin ve o sırada yapılacağı gazetelerde ilan edildiği için yabancı dil sınavının da iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını istedi. Danıştay 5. Dairesi, Yabancı Dil sınavının yapılmasından sonra Kasım ayında istem gibi yönetmeliğin ve yabancı dil sınavının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Bu karar Sağlık Bakanlığı'na 5 Aralık'da tebliğ edildi. Henüz yayın değerlendirme ve jüri sınavlarının yapılmasından önce.

Başta belirttiğim üzere Danıştay 5. dairesinin yürütmeyi durdurma kararı üzerine 12 Ağustos'da yapılan bütün yönetmelik değişiklikleri hukuken yok hale getirildi ve başından itibaren hükümsüz kılındı. Bu değişik düzenlemelere dayanarak yapılan ya da yapılacağı ilan edilen sınavlar da hukuki dayanaktan yoksun hale geldiler. Yapılan yabancı dil sınavının hukuken bir sonuç doğurması mümkün olmadığı gibi, yapılacağı ilan edilen sınavların da o şekilde yapılmasını öngören bir düzenleme Danıştay tarafından açıkça hukuka aykırı bulunduğu için ortada kalmamış oldu. Bu sınavların yapılış yönteminin bir yönetmelikle belirlenmesi ve ona göre yapılması bir hukuki zorunluluk olduğu için, hukuk aleminde varlığı tanınmayan, yürütmesi durdurulan yönetmelik hükümlerine dayanarak sınav yapmak olanaksızdır. Ben bu sınavı yaparım ve sonuçları geçerli olur demek sanıyorum ancak hukuk devleti dışında yargı kararlarının yönetim için bağlayıcı olmadığı sistemlerde mümkündür. Eğer bizim ülkemizde böyle bir sistem Sağlık Bakanlığı dışında her yerde uygulanıyor ve süreklilik kazanmış ise bu durumda zaten yargıya başvurmanın da bir anlamı bulunmamaktadır,

Sağlık Bakanlığı Şef Şef Yardımcılığı Sınavlarını yapıp atamaları yaptı. Atamaları yapılan kişiler için bu durum kazanılmış hak oluşturur mu?

Avukatlığını yürüttüğüm Türk Tabipleri Birliği, bildiğim kadarı ile Eğitim Hastanelerinde bilimsel ve demokratik bir eğitim ortamının oluşması için çaba gösteriyor. Tababet Uzmanlık Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerle de bu nedenle ilgileniyor. Tek tek hekimlerle ilgili bir yönelimin olması söz konusu değil. Sonuçta Tıpta Uzmanlık Eğitiminde çok önemli bir role sahip olan şef ve şef yardımcılığı sınavlarının olabildiğince adil, bilimsel, bilim dışı her türlü etkiden uzak bir yöntemle yapılmasını istiyor. İptalini ve yürütmesinin durdurulmasını istediğimiz yönetmelik değişiklikleri bu ortamı ortadan kaldıran en azından kötü etkileyecek hükümleri içinde barındırıyordu. Başta belirttiğim üzere yapılan sınavların dayanağı olan yönetmelik hükümleri verilen kararla baştan itibaren yok sayıldığı için sınavlarında hukuki bir etki doğurması mümkün değildir. Açıkça hukuka aykırı bulunan bir yönetmeliğe dayanarak yapılan ve hukuken geçerli sayılmayan bir sınav sonucunda hukuk aleminde tanınan bir hak elde edilmesi düşünülemez. İdari Yargıda kazanılmış haktan söz edebilmek için hakkın konusu olan şeyin bazı özellikler taşıması gereklidir. En son yapılan şef ve şef yardımcılığı sınavları kazanılmış hakkın unsurlarını içermemektedir.

Bu sınavlara girme hakkı olupta girmeyen ya da giripte yayın değerlendirmesi ya da jüri sınavı aşamasında başarılı sayılmayan hekimler ne tür hukuki girişimlerde bulunabilir?

Telefonla ya da sözlü olarak hekimler tarafından bize en çok sorulan soruyu sordunuz. Bildiğim kadarı ile yayın değerlendirme sonuçları başvuran hekimlere yazılı olarak ya sınavdan hemen önce bildirildi ya da sözlü olarak bildirildi. Sonuçta konu ile ilgili bütün hekimlerin jüri sınavlarının başladığı 15 Ocak 2001 tarihini esas alarak takip eden 60 gün içinde Sağlık bakanlığı aleyhine yürütmeyi durdurma istemli olarak sınavın ve bu sınav sonucunda yapılan atamaların iptalini istemeleri mümkün. Açılacak davaların kişilere değil hukuka aykırı olarak sınavları yapan Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi gereklidir. Bu davalar idare mahkemelerinde açılabileceği gibi, dava da sınav ve atama işleminin yanı sıra dayanağı olan yönetmelik hükümlerinin de iptalinin istenmesi halinde Danıştay 5. dairesinde de açılması mümkündür. Ayrıca bu süreçten etkilenen hekimler, sağlık bakanı, müsteşar ve personel genel müdürünün bizzat şahsına karşı Danıştay 5. dairesinin yürütmeyi durdurma kararının uygulanmamasından dolayı Asliye Hukuk Mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Yine bu kişiler hakkında kararın uygulanmamasından dolayı Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulanabilirler.

Türk Tabipleri Birliği Danıştay 5. Dairesinin Kararının uygulanması için hangi hukuki girişimlerde bulundu? Sürecin nasıl sonuçlanmasını bekliyorsunuz?

Türk Tabipleri Birliği Yürütmeyi Durdurma Kararının uygulanması ve sınavların yapılmaması için Sağlık Bakanı'na,Müsteşar'a, Personel Genel Müdürü'ne noterden ihtarname gönderdi ve yürütmeyi durdurma kararlarını ihtarname ekinde bu kişilerin şahsına tebliğ etti. Kararın uygulanmaması üzerine Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma savcılık tarafından sürdürülüyor. Ayrıca yürütmeyi durdurma kararına rağmen gerçekleştirilen jüri sınavı sonucuna göre yapılan bütün atamaların iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı. Esasen Danıştay 5. dairesinin yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle daha sonraki iptal davalarına hukuken gerek olmamasına rağmen bir kez daha hukuka aykırılığın tescillenmesi amacı ile bu girişimler sürdürülmektedir. Kanımca yargı kararının Sağlık Bakanlığı'nca uygulanmaması sadece hukuki bir sorun değil aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği'nin kurumsal girişimlerinin yanı sıra bu süreçle ilgili bütün bireylerinde bir tutum alması ve bunu dava ya da başkaca demokratik girişimler ile ifade etmeleri gerekmektedir. Hukuki girişimlerin sonuçlarının yanı sıra oluşturulacak demokratik baskılarında Sağlık Bakanlığı'nın Hukuk Devleti dışında kalan işlemlerinin ortadan kaldırılmasında önemli bir güç olduğunu düşünüyorum.