Ana Sayfa | Eski Sayılar

BÖLGE TOPLANTILARI VE GENEL YÖNETİM KURULU (GYK) YAPILDI, ORDU'DA YAPILAN BÖLGE TOPLANTISINDAN: "BU BORDRO DEĞİŞECEK"
''DEĞİŞTİRMEYENLERİ BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ!''

14 Mart Törenlerine yaygın katılım!
Dayanışma ve sağlığı önemsemeyen hükümetlere tutumumuzu göstermek için bütün hekimler tabip odasının düzenleyeceği törenlere.

"Kırmızı Kalemle Reçete Yazma" uygulaması baskılara rağmen yaygınlaşarak sürmektedir, sürdürülmelidir.   
Talebimiz daha iyi bir hekimlik ortamı, daha iyi bir sağlık hizmeti, daha iyi ücrettir.

Bölge Tabip Odaları toplantıları, 20 Ocak'ta Marmara, 21 Ocak'ta Orta-Doğu Karadeniz, 27 Ocak'ta Güney, 28 Ocak'ta Ege ve 2 Şubat'ta Orta Anadolu'da yapıldı. Bölgede bulunan tabip odalarının tamamına yakını (Tekirdağ, Edirne, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Samsun, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana, İçel, Hatay, Şanlıurfa, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Denizli, Uşak, Eskişehir, Kütahya, Ankara) katıldığı toplantılarda Türk Tabipleri Birliği'nin geçen altı ay boyunca yaptığı faaliyetin ana başlıklarının değerlendirilmesinin yanı sıra, önümüzdeki dönem yapılacaklara ilişkin tartışmalar yürütüldü. Toplantılarda konuşulan başlıklardan özlük hakları alanındaki faaliyetin bundan sonrasına ilişkin en veciz ifade, Ordu'da yapılan Orta-Doğu Karadeniz Bölge Tabip Odaları toplantısında bir hekim tarafından söylendi:"Bu bordro değişecek, değiştirmeyenleri biz değiştireceğiz!". 14 Mart dahil olmak üzere değişik tarihlerde yapılabilecek çok sayıda etkinlik önerisinin dile getirildiği toplantılarda ortak olan şey; gereklilik ve kararlılık ifadesiydi. Hekimler kamuoyunun hekim ve sağlık çalışanlarına zam yapıldığı şeklinde bir yanılsamaya sokulmasından yakınıyor ve Döner Sermaye Yasası'nın bir aldatmaca olduğunda birleşiyorlardı. Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan Öncelikli Taleplerin gerçekleşmesi halen gündemdeydi ve gerçekleşmemesi için hiçbir gerekçe yoktu. Hükümetin 21 Aralık 2000 tarihinden başlamak üzere üç ay süreyle Meclis'ten aldığı ve "Kamu Çalışanlarının İdari, Mali ve Sosyal Haklarında Düzenleme Yapma" yetkisini nasıl kullanacağı ise bir merak konusuydu. Doğrusu, hekimlerin büyük bir çoğunluğunun düşüncesi; Hükümetin halkın sağlığını önemsemediği ve bu anlamda hekim ve diğer sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük haklarında bir iyileştirme yapma niyetinin olmadığı şeklindeydi. Özellikle Döner Sermaye Yasası'nın bir umut gibi gösterilmesi vatandaş nezdinde de büyük bir kandırmaca içeriyordu. Bu yasayla birinci basamağa da büyük ölçüde gereksiz teknoloji(cihaz, vb.) yığılması sağlanacak, birinci basamak kurumlarının "verimli olmak adına" daha fazla para getirmek için her türlü etik zorlamayı yapmakla karşı karşıya kalacakları ortadaydı.
Bölge toplantılarının ardından 3 Şubat 2001 tarihinde Genel Yönetim Kurulu toplanarak özlük hakları başlığında yapılacaklara ilişkin aşağıdaki programı somutlaştırdı.

1-"Kırmızı Kalemle Reçete Yazma" uygulaması baskılara rağmen yaygınlaşarak sürmektedir, sürdürülmelidir.   Bu etkinliğin amacı hem kamuoyuna ve hem de tek tek hasta ve hasta yakınlarına anlatılmalıdır. Talebimiz daha iyi bir hekimlik ortamı, daha iyi bir sağlık hizmeti, daha iyi ücrettir. Bu etkinliğe baskı uygulayanlar karşılarında Türk Tabipleri Birliği'ni bulacaklardır.

2-Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin Maliye Bakanından talep ettiği randevu 15  Şubat'a kadar gerçekleşmezse, 15 Şubat 2001 tarihinde Maliye Bakanlığı'na görüşmek için gidilecektir. Aynı gün tüm tabip odaları Döner Sermaye Yasası ile oluşturulan yanılsamayı düzeltmek ve sürecin takipçisi olduklarını belirtmek üzere açıklamalar yapacaklardır.

3-İzmir Tabip Odası 25Şubat 2001 tarihinde bölgesel bir miting düzenleyecektir. Benzer etkinlikler diğer tabip odalarımız tarafından da 4-14 Mart Tıp Bayramı hekimler için özel bir anlam içermektedir. Yıllardır yaşanan gelişmeler bugünün arzu edilen coşkuyla değerlendirilmesini sınırlamaktadır. Tabip odaları hafta boyunca hekimlik ve sağlık ortamını değerlendiren etkinlikler yapacaklardır. Özel olarak işsizliğin, gelir adaletsizliğinin ve şiddetin arttığı ve her birinin bir halk sağlığı sorunu olarak Türkiye gündemine taşındığı bir ortamda hekimliğin tartışılması önemli görünmektedir.

5-Türk Tabipleri Birliği 14 Mart günü tabip odalarının düzenleyecekleri törenlere bütün hekimlerin kitlesel olarak katılmasının değerli olduğunu düşünmektedir. Bu nedenle tabip odalarının illerinde bulunan hekimleri 14 Mart törenlerine çağırması ve ortak bir deklerasyonun bütün tabip odalarınca aynı gün okunması, yanı sıra Hükümetin Türkiye'de sağlığa ve sağlık çalışanları olarak hekim ve diğer sağlık personeline duyarsız yaklaşımına ilişkin tutumlarını sergilemeleri yerinde olacaktır. Bunun en önemli göstergesi bütün hekimlerin yaygın katılımı ve dayanışma içinde olunduğu tablosunun sergilenmesidir.