Ana Sayfa | Eski Sayılar

Türkiye'nin sağlık alanında şansı:  SOSYALLEŞTİRME YASASI
TTB Sosyalleştirme Genel Kurulu'nu topluyor


Türkiye'de son 20 yıl sosyal adaletsizliğin/eşitsizliklerin derinleşerek arttığı bir dönem olarak yaşanmıştır. Bu tablonun temel gerekçesi izlenen politikalardır. Türkiye'de yaşayanların, halkın büyük bir çoğunluğunun aleyhine izlenen çizgi, sağlık alanı içinde geçerli olmuş, sonuç olarak sağlık alanında son 20 yıldır (tutarlı bir şekilde) izlenen sağlığın ticarileştirilmesi politikası olumsuz sonuçlarıyla ortaya çıkmıştır.

Sağlık alanında yaşanan bu olumsuz tablonun olmaması aslında mümkündür ve Türkiye bu açıdan şanslara sahiptir. Bunlardan en başta geleni ise
Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun'dur. Bu kanun başta Dr.Nusret Fişek olmak üzere çalışma arkadaşları tarafından hazırlanmıştır.  05.01.1961'de kabul edilen ve 12.01.1961 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren (40.Yıl) bu kanunun temel öğeleri şunlardır:

1-Sosyalleştirme Yasası bir sosyal devlet anlayışıdır.
Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi, sonuç olarak, hizmeti kullanım anında, hizmeti kullananın cebinden para çıkışına gerek göstermeyecek bir sisteme dayanır. Hizmetin parasızlaştırılması hizmete ulaşımdaki eşitsizlikleri azaltır.

2-Yasanın finansman modeli bir karma finansman modelidir.
Yasaya göre bağlı olunan sağlık ocağına başvuranlar bu kurumca sunulan her türlü sağlık hizmetinden parasız olarak yararlanırlar. Dolayısıyla sağlık kurumlarının dengeli bir biçimde dağılımı sağlandığında, bu uygulama ekonomik durumu kötü olan birey ve toplumsal grupların lehinedir.

3-Yasanın Örgütlenme İlkeleri:
·
Tam Gün Uygulaması (Madde 3)
·
Basamaklı Hizmet ve Sevk Sistemi (en uçtan merkeze doğru sağlık evleri, sağlık ocakları ve hastaneler ) (Madde 13)
·
Entegre Hizmet (koruyucu ve tedavi edici hizmet bir arada )
·
Nüfusa Orantılı Hizmet (5-10 bin kişiye bir sağlık ocağı yani dar ve belirlenmiş bir alanda geniş kapsamlı -entegre- hizmet.) (Madde 2)
(Sonuç olarak bu modele göre Türkiye'de yaşayan herkesin bir sağlık ocağı ve hekimi
vardır. Herkes kendi sağlık ocağına başvurduğunda koruyucu ve o kurumda sunulabilen tedavi edici hizmetlerden parasız yararlanma hakkına sahiptir.)
·
Ekip Hizmeti (hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru, tıbbi sekreter, şoför, hizmetli...) (Madde 10)
·
Sürekli Eğitim (Madde 12)
·
Altyapı Temini  (bir bölgede sağlık hizmetinin en iyi şekilde yürütülebilmesi için gereken tesisler, lojman, malzeme, araç ve personel sağlanmadıkça o bölgede sosyalleştirme uygulanmaz.) (Madde 17)
·
Planlama ve Değerlendirme Üst Kurulu  (Sosyalleştirmeyi değerlendirmek ve halk ve çeşitli kurumlar arasındaki  işbirliğini sağlamak için toplumun tüm taraflarından katılımla bir genel kurul oluşturulur.) (Madde 22)
·
Toplum Katılımı (Toplumun hizmetin planlama, üretim ve denetimine katılımını sağlamak için sağlık merkezlerinde ve illerde sağlık kurulları oluşturulur.) (Madde 23)
·
Sektörler Arası İşbirliği

Bugün çağdaş sağlık hizmeti sonucunda olması gereken hemen bütün başlıklar 1961
tarihli bu yasada bulunmaktadır. Ne yazık ki  hükümetler bu yasayı çıkışından başlayarak uygulamamak ve engellemek için bir çaba göstermişlerdir.

Bugün Sağlık Bakanlığı'nca gündeme getirilen Vardiya uygulamasından, Döner Sermaye Yasa Tasarısına kadar girişimler halen yürürlükte olan bu yasaya aykırıdır ve hükümetler bu yasayı uygulamamakla suç işlemektedirler.

Daha da ötesi Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye Yasa Tasarısı ile I. Basamak Sağlık Hizmetlerini yasal düzeyde de paralı hale getirmeye çalışmakla, adeta  "sosyal devlete son veriş" operasyonu yürütmektedir.

Türk Tabipleri Birliği bugün gelinen noktada sosyal adaletsizliğin ulaştığı boyutlarda ve sağlık alanındaki olumsuzluklar karşısında Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasasına çıkışının 40. yılında bir kez daha sahiplenmenin zorunluluğuna inanmaktadır. Bu amaçla yasada var olan (Madde 22) ve bugüne dek 2 kez toplanmış
Sosyalleştirme Genel Kurulu'nu Mayıs ayı içerisinde toplantıya çağırma kararı almış ve organizasyon çalışmalarına başlamıştır.

İnsan sağlığının ve yaşamının korunması ve geliştirilmesini temel sorumluluğu olarak gören Türk Tabipleri Birliği hükümete; (eğer insan yaşamına ve sağlığına değer veriyorsa) sağlık hizmetlerini ticarileştirme ve paralılaştırma uygulamalarından vazgeçmeye çağırır.

 
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
  MERKEZ KONSEYİ