Ana Sayfa | Eski Sayılar

Üniversitelerin açılışları ve artistik patinaj şampiyonaları
Dr. M. Emin Uluğ


Batılı turist grubu Karadeniz gezisine çıkmışlardır. Gezinin bir durağındaki akşam yemeğinde grup üyesi bayanlardan birinin boğazına balık kılçığı takılır. Rehberleriyle beraber grup arkadaşlarının sorununu çözmek için hastane aramaya başlarlar. Sonunda gittikleri devlet hastanesindeki nöbetçi hekim arkadaş büyük bir özveri ve uğraştan sonra kılçığı çıkarı. Sorunu çözülen grup üyelerinin neşesi yerine gelir, espiriler yaparlar. alara konu olabilir. 

Ne yazık ki, mizah konusu olabilecek bu anlayış bizde doğru yöntem ve tekniklerin yerini almış durumdadır. Bunun en güzel örneğini üniversite açılışlarında görmüyor muyuz? Bu anlayışın eseri olarak üniversite açılışları siyasi iktidar mensuplarının artistik patinaj şampiyonlarına dönüşmüştür.

Akademik yılın başında düzenlenen açılış törenlerinin aslında belli bir amacı olmalı diye düşünüyorum. Bu amaç, üniversitelerin yüklendiği misyonla uyumlu olarak, örneğin:
1. Bilimin öğretildiği bilimsel çalışmaların yapıldığı yerlerin kamuoyuna tanıtılması,
2. Üniversitelerin yaptıklarının kısa değerlendirmesini, yapacaklarını/hedeflerini belirtmesi,
3. O yıl üniversitele yeni başlayacak gençlere ve ailelerine üniversite havasının tanıtılması, karşılıklı güvenin sağlanması olmalıdır.

Ancak yazılı ve görsel basında izlediklerimiz ve son olarak bizzat katılarak tanık olduğum Dicle Üniversitesi'nin açılış törenine katılan siyasilerin büyük çaba ve gayretleri sonucu son derece artıstık hareketlerin sergilendiği buz pateni gösterilerine taş çıkartır görünümdedir.

Kürsüde duruş, azamet, gerdan kırmaya eşlik eden el ve kol hareketleri bence izlenmesi devletin televizyonlarında defalarca izletilmesi gereken son derece öğretici davranışlardır. Hele bu hareketlerine eşlik eden "sözde inanılan" demokrasi söylemleri artıstık patinaj şampiyonlarındaki müziklerden çok daha fazla kulağı okşamaktadır.

Bu becerikli siyasilerimizle kimi rektörlerimiz de "sözde" yarışmaya, güreşmeye kalkışmaktadırlar. (Bu aradar Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fikri Canoruç'un konuşmasından böyle bir niyetinin olmadığının anlaşıldığını belirtmeliyim)

Hani "sözde demokrasi" uğruna yapılan bir gösteriyi izleyince "Allah ne muratları varsa versin" diyeceğim ama, sonunda zokayı biz yiyoruz.

Onun için de üniversitelerimizden, bizleri mezun eden hocalarımızdan adam gibi bir açılış isteme hakkımız olduğuna inanıyorum. Çünkü bir gün kendileri de uygun olmayan yöntem ve tekniklerle, sorunlarını çözmeye çalışan biriyle karşılaşabilirler ve Avrupalı bayan kadar şanslı olmayabilirler. Bırakın artıstık patinajı sporcular yapsın.