Ana Sayfa | Eski Sayılar

SSK'daki oyunu kim bozar?
İsmail Hakkı Tombul
SES Genel Sekreteri


Son yılların en popüler gündem maddelerinden birisi "Sosyal Güvenlik kuruluşları-SSK'dır. Sosyal devlet anlayışından hızla uzaklaşan siyasal iktidarlar, sosyal güvenliği tasfiye etmeyi hedefleyerek bu işe yaklaşık 32 milyon kişiye hizmet sunan SSK ile başlamaktadır.

İşçilerin ödediği primlerle yaşayan kurumun mali kaynaklarının hükümetler tarafından düşük faizli kredi olarak kullanılması, primlerin tahsil edilmesinde kayırmacı/ihmalkar tutumlar sonucu ekonomik darboğaz ortaya çıkmıştır.

SSK'nın sağlık kuruluşlarına hizmet alanının genişlemesine paralel, yeterli yatırımın yapılmaması sonucu hastane kuyrukları oluşmuş, aylar sonrasına muayene/tetkik randevuları verilmeye başlanmıştır.

İktidara her gelen hükümet gibi 57. hükümet de bu sorunlara köklü çözümler getirmek yerine, popülist-makyaj düzenlemeleri gündeme getirmiştir.

17 Ağustos depremi sırasında büyük aymazlıkla sosyal güvenliğin tasfiye yasası Meclis'ten geçirilmiştir. Hastanelerdeki kuyruk sorununun çözümü iddiasıyla "Gönüllü Çalışma" uygulaması başlatılmıştır.

Şimdi de sağlık sigortasıyla emekliliği ayıran, hastanelerde çalışanları 1475'e tabi işçi statüsüne getirmeyi hedefleyen KHK'ler apar topar Cumhurbaşkanına imzaya gönderilmiştir.

Görülen o ki, SSK üzerinde kurumu özelleştirmeye hazırlamak için bir oyun sahnelenmektedir. SSK geniş olanaklarıyla özel sektörün iştahını kabartmakta, özelleştirmenin önündeki engeller (!) birer birer kaldırılmak istenmektedir.

Bu oyunu biz bozarız!
Bu yaşananlara, kurum üzerine oynanan oyunlara, SSK'dan hizmet alanlar ve kurumda hizmet üreten SSK emekçileri örgütlü güçleriyle karşı koymalıdırlar.

Demokratikleşme iddialarıyla iktidara gelen 57. hükümet ise bu tepkilere tahammül edememekte, önüne çıkan engelleri temizlemek istemektedir.

Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan ve SSK yönetimi kurumda terör estirmekte. haklarını arayanlara yoğun bir baskıyla, soruşturma ve cezalar yağdırmaktadırlar.

Kartal SSK hastanesinde üç üyemiz Dr. Ahmet Tellioğlu, Hemşire Ayşegül Küçükköse ve Memur Turgut Öztürk hakkında, Sosyal Güvenlik Yasası'nı protesto eylemine katılmaktan soruşturma açılmış, memuriyetten çıkarılma istemiyle SSK disiplin kuruluna verilmişlerdir.

Gönüllü çalışmanın zorla çalışmaya dönüştürülmesini protesto etmek ve bu uygulamanın sorunları çözmeyeceğini ifade eden basın açıklaması yaptılar diye, SSK Ankara Etlik Doğumevi'nde 9 üyemize soruşturma açılmış, ikisine kınama, yedisine kademe ilerleme cezası verilmiştir.

Yine aynı nedenlerden dolayı SSK Okmeydanı hastanesinde aralarında şube başkanımız Rabia Tuncer'in de bulunduğu 18 arkadaşımız gözaltına alınmış ve haklarında dava açılmıştır. 5 üyemiz İstanbul dışına geçici görevle sürülmüş, sendikamızın girişimleri sonucu İstanbul'a geri döndürülmüşlerdir.

Bu olaylar yaşananlara bir kaç örnektir. Tahammülsüzlük bunlarla da kalmıyor. SSK Ankara Etlik İhtisas Hastanesi Başhekim örneğinde olduğu gibi bazı hastanelerde sendikal etkinliklerimiz engellenmeye çalışılmaktadır. Çok sayıda SSK çalışanı sürülmekte, görev yerleri değiştirilmektedir. Bize gelen bilgelere göre bu sürgünlerin bir kısmında MHP'nin müdahil olduğu belirtilmektedir.

Kopenhag kriterlerinin tartışıldığı bir dönemde, 57. hükümetin bakanının gerçek yüzü ortaya çıkmaktadır. Kendisinden farklı düşünere tahammülsüzlük ve SSK'yı özelleştirmenin önündeki engelleri kaldırma azmi Sn. Yaşar Okuyan'ın karakteristik özelliği haline gelmiştir.

Bilinmelidir ki, tarih dönem dönem kendilerini güçlü gören ancak, halkın, emekçinin gücü karşısında boyun eğip etkisizleşenleri yazmaktadır.

SSK'nın özelleştirilmesi, eleman eksikliğinden kaynaklı fazla çalıştırılmaya karşı sesini yükseltenlere verilen cezalar ve baskılar bizi yolumuzdan alıkoyamaz.

Bu kurumdan, çok genel müdür, bakan geldi geçti ancak, SSK emekçilerinin sorunları azalmadı, arttı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ı uyarıyoruz. SSK emekçileriyle uğraşacağına, SSK'nın sorunlarını çözsün.

Bu baskı ve sürgünlere sendikamız örgütlü gücüyle karşı koyacaktır.