Ana Sayfa | Eski Sayılar

Sağlık Bakanlığı gözünü TUS'a dikti


Tababet Uzmanlık Yönetmeliği'nde değişiklik yaparak yetkisini artıran bakanlık, şimdi de Tababet Uzmanlık Tüzüğü'nde değişiklik yaparak, ÖSYM'yi devre dışı bırakmaya ve TUS Sağlık Bakanlığı'nca yapılan bir sınava dönüştürmeye hazırlanıyor. Ankara Tabip Odası, TUS adaylarına dağıttığı bildirilerde, siyasi ve kişisel kayırmalara yol açacak bu girişime karşı durulması gerektiğini vurguladı.

ANKARA- Birinci basamak sağlık hizmetlerinin çökertilmesiyle, hekim ücretlerinin giderek düşüşüyle, pratisyen hekimlik hem kamuoyunda hem de hekimler arasında bir an önce kurtulunması gereken bir alan haline geldi. Hekimlik bilgi ve becerisini yeterince ölçmediği için eleştirilen, eşitsiz bir tıp eğitimi ortamında eşit bir sınavla, başarılı olanları alıp, geriye "başarısızlar" kitlesi bırakmasıyla sosyolojik bir olgu haline gelen ve varolan içinde "en adil" olanı olarak  kabul edilen TUS üzerinde, Sağlık Bakanlığı eşitsizliği daha da derinleştirecek girişimlere hazırlanıyor.
Tababet Uzmanlık Yönetmeliği'nde yaptığı değişiklikle siyasi kadrolaşmanın adımlarını atan Sağlık Bakanlığı, Tababet Uzmanlık Tüzüğü'nde de değişiklik yaparak, bugüne kadar ÖSYM tarafından yapılan TUS'u, kendisinin yapacağı "merkezi" bir sınava dönüştürmek istiyor.
Ankara Tabip Odası, TUS sınavının yapıldığı 17 Eylül pazar günü TUS'a giren uzman adaylarıyla buluşmak için Yüksel Caddesi'ndeydi. Yüksel Caddesi'nre bir stand açan oda yönetici ve üyeleri, yaklaşık 500 hekime dağıttıkları bildirilerle TUS üzerinde yapılmak istenen değişikliğe karşı duyarlı olunmasını istedi.
"TUS üzerindeki PUS" başlığını taşıyan bildiride, TUS'un stresli bir davranış tipolojisini işaretmeyen bir hekim topluluğu yarattığına dikkat çekilerek, şöyle denildi: "Gelinen noktada TUS'un varolanın içinde en adil olduğu kabul edilmekle birlikte; ülkenin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerini karşılamaktan uzak, ülke koşullarına uygun hekim yetiştirmeyen, vermiş olduğu eğitim düzeyi tartışmalı olan, tıp fakültelerinin kapatılması, kalanların eğitim standartlarının yükseltilerek ülke gerçeklerine uygun eğitimin esas alınması, toplumun sağlık gereksinimlerinin %95'ine cevap verebilecek olan birinci basamak sağlık hizmetine gereken önemin verilmesi, pratisyen hekimliğin maddi manevi özendirilmesi, sağlığa bütçeden yeterince pay ayrılarak bilinçli kullanılması, sanıyoruz Türkiye sağlık ortamının iyileştirilmesi ve sağlık hakkının 'adilane' bir biçimde kullanılması için öncelikle yapılması gerekenlerdir".
Bütün bunlar dururken bir de, TUS'un bakanlıkça yapılmak istenmesinin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğine dikkat çekilen bildiride, "Bu da Türkiye sağlık ortamını 20 yıl öncesine götürecek siyasi ve kişisel kayırmalara yol açacak bir girişimdir" denildi. (TD)