Ana Sayfa | Eski Sayılar

TTB, sosyal güvenlik paketiyle halkın sağlığını ve geleceğini tehdit eden hükümeti uyarıyor
Türkiye IMF'ye teslim edilemez!

ANKARA- Geçen yıl Sosyal Güvenlik Yasası ile işçi ve kamu emekçilerine "mezarda emeklilik" getiren hükümet, şimdi de, IMF ile yapmış olduğu stand-by anlaşması çerçevesinde hazırladığı sosyal güvenlik ve SSK ile ilgili yasa tasarılarını, kanun hükmünde kararname şeklinde yürürlüğe koymaya çalışarak, sosyal güvenlik sistemini tümüyle özelleştirmenin yolunu açmaya çalışıyor.

Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve başta TTB olmak üzere ilgili pek çok kesimin görüşü ve katkısı alınmadan Bakanlar Kurulu tarafından 16 Mayıs'ta parlamentoya sevk edilen 5 yasa tasarısı ( Sosyal Güvenlik Kurulu Yasa Tasarısı, Sosyal Si-gortalar Kurumu Yasa Tasarısı, Bağ-Kur Yasa Tasarısı, Türkiye İş Kurumu Yasa Tasarısı, Bireysel Emeklilik Yasa Tasarısı), yine kamuoyu ile paylaşılmadan, hukuki dayanaktan yoksun bir süreçten geçerek kanun hükmünde kararname olarak Bakanlar Kurulu'nda onaylandı ve imza için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderildi.

TTB, ağırlıklı olarak SSK hizmetlerine ilişkin düzenlemeler getiren ve toplumun geniş kesiminin kazanımlarında tahribata yol açacak kanun hükmünde kararname paketine ilişkin görüşünü yazılı olarak Cumhurbaşkanı Sezer'e iletti.

TTB, hükümetin kanun hükmünde kararname girişiminden vazgeçmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: "SSK'da sorun vardır. Ancak hükümet milyonlarca emekçinin sağlığını ve geleceğini ilgilendiren bu sorunun çözümünü IMF ile değil, ilgili sosyal taraflar olan işçi ve kamu emekçileri sendikalarıyla birlikte aramalıdır.

TTB olarak hükümeti, Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşların  yönlendirmeleriyle hareket etmekten vazgeçip,  bu ülke insanlarının yararına politikalar izlemesi gerektiğini düşünü-yoruz. TTB bu konuda sorumluluklarını yerine getirme kararlılığındadır".

TTB görüşünde, her şeyden önce tasarıların yasama organı yerine kanun hükmünde kararname-ler yolu ile yürürlüğe bir an önce konulmaya çalışılmasının hukuki dayanaktan yoksun ve anti demokratik bir yöntem olduğu belirtilerek, sağlıkta piyasa modelini yerleştirmeye çalışan hükümetin asıl görevinin 32 milyon insanın sosyal güvenlik ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak olduğu ifade edildi.

Bireysel emeklilik tasarısının öncelikle belli gelir gruplarını SSK kapsamından çıkarılmasına zemin hazırlamayı ve emekçilerin sosyal güvenlik fonlarını sermaye piyasasına yönlendirerek, borsaya yeni kaynak girişi sağlamayı amaçladığının kaydedildiği görüşte, şöyle denildi:" Özel emeklilik fonlarında birikecek ulusal kaynaklar yurtdışına kolayca çıkarılabilecektir. Bu tehlikeye karşı, yasada getirilen tedbirlerle küreselleşmeci ekonominin kurallarına direnmek olanaksızdır.

Şili'de, General Pinochet döneminde, her türlü toplumsal muhalefetin baskı ve zorla bastırıldığı bir dönemde uygulamaya konulan bu modelin emekçiler için ne kadar büyük bir felaket olduğu bilinmektedir. Şi-li'de uygulamanın ilk yıllarında önemli karlar sağlayan özel emeklilik fonları bir süre sonra zarar etmeye başlamışlardır. Çalışanların önemli bir bölümü ise sigorta primlerini ödeyemez duruma düşmüşler ve emeklilik haklarını kaybetmişlerdir.

Bireysel emekliliğe ilk kez yasal düzeyde yer veren bu düzenleme, ülkemizde bozulan gelir dağılımını düzeltmek için devletin elindeki en önemli araçlardan biri olan sosyal güvenlik sistemini ve özel olarak da SSK'yı mali kaynaklar bakımından zaafa uğratacak özelliktedir".SSK'ya ilişkin düzenlemelerin (SSK sağlık kurumlarının özerk-özel statülü işletmelere dönüştürülmesi, bazı hastanelerin özel sektöre çeşitli yöntemlerle devri, özel sektöre verilecek yap-işlet-devret imtiyazı ile yeni yatırımlar yapmak) özel sağlık işletmelerine yeni karlılık alanları açmaya çalıştığının kaydedildiği görüşte, "Bugün zaten SSK sağlık harcamalarının yaklaşık üçte biri kurum dışı sevkler yoluyla özel sağlık kurumlarına akıtılmaktadır. Temizlik, yemek, güvenlik hizmetlerinin taşeronlaştırılması bunun dışındadır. Yeni getirilen modelle bu miktarların çok daha artacağı açıktır. Yasa Tasarılarının SSK sağlık hizmetleri için getirdiği değişikliklerin esası "sağlıkta serbest piyasa modeli"dir. Bu modelden fayda sağlayacak tek kesim özel sağlık işletmeleri olacaktır. Toplumun gelir düzeyi en düşük kesimini oluşturan SSK'lıların sağlık hizmeti alması ise daha da zorlaşacaktır." denildi.

IMF'nin  "SSK'nın finansman ve hizmet sunumunu birbirinden ayırın" talimatıyla yaşanan 1.Basamakta Ankara Batıkent'de Has poliklinik, 2.Basamakta: Elbistan'da SSK Elbistan Hastanesi'nin beş yıllığına kiraya verme deneyiminin başarısızlıkla sonuçlanmasına dikkat çekilen görüşte, bu düzenlemeler sonucunda sağlık işletmelerinde çalışan hekimlerin 657 sayılı kanun çerçevesinde devlet memuru olarak çalışmasının mümkün olmayacağı belirtildi.

TTB görüşünde hükümetin acilen atması gereken adımlar şöyle belirlendi: "SSK sağlık hizmetlerindeki sorunların çözümü için öncelikle 2 adımın atılması gerekir. 1.Hükümetin SSK'ya tahsis etmiş olduğu yaklaşık 18.000 kadronun zaman geçirilmeksizin atamalarının yapılması, 2. SSK birinci basamak sağlık hizmetlerine yatırım yapılması. Bu amaçla si- gortalı nüfusun yoğun olduğu büyük kentlerde çok sayıda dispanser açılması. (Bu iki öncelikli adımın atılması, SSK hizmetlerinin en fazla bir yıl içinde hissedilir biçimde düzelmesini sağlayacaktır.)". (TD)