Ana Sayfa | Eski Sayılar

Sağlıklı haber için sağlıkçılara düşen nedir?*
Dr. Füsun Sayek

Sağlık Bilinci ve Medya toplantısının derlendiği kitaba bir yazı yazmam istendiğinde iki ayrı toplantı tutanağı aklıma geldi ve sizlerle paylaşmayı düşündüm. Bunlardan biri Massachusetts Tıp Derneği'nin 1998 yılı Shattuck ödül konuşması idi. 1998 yılı ödülü, bir tıp doktoru ve halk sağlığı uzmanı olan, yaşamının 14 yılını da tam zamanlı olarak ABD, ABC TV kanalı tıbbi editörü olarak geçiren Timothy Johnson'a verilmişti.
Dr. Johnson konuşmasına şu bilgileri vererek başlamıştı:
1997 yılında ABD'de 2256 deneğin kullanıldığı bir ulusal araştırmada, katılanların %50'sinin orta, %25'nin önemli derecede medyada yer alan tıbbi yayınlara güvendiği, tıbbi haberleri %40 oranında TV, %36 oranında hekimler, %35 oranında dergiler ve %16 oranında ise gazetelerden aldıkları tespit edilmiştir. Deneklerin %58'i bu haberler sonucu önlem aldıklarını, davranışlarını değiştirdiklerini, %42'si ise daha çok bilgi için doktorlara başvurduklarını söylemişlerdir.
Dr.Johnson medyadaki sağlık haberlerinin bu nedenle çok önemsenmesi gerektiğini belirtip, 1980'li yıllardan sonra sağlık alanındaki ve hizmet sunumundaki değişikliklerle, özellikle rekabetin ön plana geçmesiyle reklam, haber, öykü ve hatta bilgilendirme adı altında reklamların çoğaldığını ifade ederek haberin tanımını yapmaktadır. Buna göre "Haber: Toplumun büyük kesimini ilgilendiren ve daha önce gündeme getirilmemiş şeydir". Çok net bir tanımdır, ancak toplumun büyük bir kesimini ilgilendirdiğine kim karar verecektir? Elbette burada geniş bir liste oluşturulabilir. Harvard Halk Sağlığı Okulu'nda Dr.Jay Winsten "haber değeri taşıyan haber"leri oluşturmada etken olan nedir diye araştırmış ve "gazetecinin mesleki geleceğinden", "reklamcılar için en iyi pazar oluşturur"a dek çok sayıda belirleyici olduğunu söylemiştir. Gazeteciler için var olan bu etkenleri tıbbi kurum ve kişiler için de söylemek mümkün. Bugün artık bir çok firma, hastane ya da kişi, iş dünyasının yöntemlerini kullanıyorlar. Bunlar tüm sağlık alanının giderek ticarileşmesi ile bağlantılı ve gerçekten ürkütücüdür. Sizlerle paylaşmak istediğim ikinci toplantı ise, 28-30 Mayıs 1998'de Moskova'da gerçekleşen "Sağlık için İletişim" toplantısı. Bu toplantı DSÖ tarafından düzenlenmiştir. Toplantıda sağlık muhabirleri için geliştirilen rehber şöyledir:
Sağlık Muhabirleri Moskova Rehberi. 28/30 Mayıs 1998
1. Öncelikle, zarar vermeyin.
2. Doğruları bulun ve mutlaka araştırın, yetiştirebilme sorununuz olsa bile.
3. Umut vermeyin. Özellikle "mucize tedavileri" haber yaparken çok dikkatli olun.
4. Haberi yaparken kendinize "bu haberden kimler yararlanır?" sorusunu mutlaka sorun.
5. Haber kaynağınızı, gizlilik bekleniyorsa açıklamayın. Bu konudaki ulusal yasaları öğrenin.
6. Hasta ve sakat kişilerle, özellikle çocuklarla ilgili yaptığınız haberlerin sonuçlarını göz önüne alın. Unatmayın, onlar siz gittikten sonra da var olacaklardır.
7. İnsanların acılarını, özel hayatlarını habere konu yapmayın.
8. Acı çekenlerin duygularını istismar etmeyin. Felaketzedelerin/ailelerinin yakın hekimlerinden kaçının.
9. Bir konuda kararsızsanız, bırakın haber olmasın.
Felaketlerde iletişim için öneriler:
Felaket öncesi:
1. Daha önceki olayları incele/öğren.
2. En iyi uygulamalar ve kanıtlanmış yöntemeleri bul, neyin başarılı, neyin başarısız olduğunu göster.
3. Rehberlik ve öneriler yapabilecek uzmanlardan ekip oluştur.
4. Yerel gereksinmelere uygun bilgileri önceden hazırla.
5. Yönetimler/karar vericiler ve medya arasında düzgün bir bilgi iletişimi sağla.
6. Hükümetler/ hükümetler arası ve hükümet dışı örgütlerle ilişki kur ve işbirliği protokollerini gerçekleştir.
7. Bilgiyi toplayacak ve dağıtacak uluslararası fokal nokta belirle (DSÖ)
8. Bilgi dağıtımı için planlar (ve alternatif yedek planlar) geliştir.
9. Bilgiyi toplayacak ve dağıtacak uluslararası fokal nokta belirle. (DSÖ)
10. Acil hazırlık koordinasyonu için sektörler arası ve uluslararası eşgüdümün önemini vurgula.
11. Etkin bir iletişim için personele eğitim yaptır.
12. Hiçbir bilgiyi gizli tutma.
13. Bilgiyi düzenleyecek yeterli personeli sağla.
Felaket sırasında:
1. Görev ve sorumlulukları belirle.
2. Bilgiyi toplayacak, düzenleyecek, doğrulayacak, dağıtacak nitelik ve sayıda personel temin et.
3. Var olan iletişim ağı ve medya çıkışlarını kullan.
4. Etkilenen toplumun üyeleriyle ekipler oluştur.
5. Hazırlık planlarını uygula.
6. Hükümet, hükümet dışı örgütler, uluslararası kuruluşlar arasında eşgüdümü sağlayacak bir forum oluştur.
7. Afetzedelerin tedavisi ve haber için kullanılmaları ile ilgili etik rehberler temin et.
8. Net/saydam protokoller izle.
9. Risk konusunda bilgiyi saklama.
10. Bilgi bankası oluştur.
Felaket sonrasında:
1. Deneyimlerini yazıya dök. Neler öğrendik? Ne iyiydi? Ne kötüydü?
2. Sürekli gelişim ve kalıcılık için süreci izle.
3. Uzun dönemdeki sonuçları-sağlık, psikolojik, ekonomik açıdan- izle.
4. Felaketin potansiyel nedenlerini belirle ve önleyici tedbirleri tartış.
5. Felakete hazırlık konusunda toplumu sürekli uyaracak, bilgilendirecek kampanya yap.
6. Bağımsızlığı sağla.
Bu iki toplantı da tüm dünyada sağlık için habercilik konusunda insanların daha çok düşünmeye başladığını  göstermektedir. Türkiye'de buna benzer bir durum yaşanmaktadır. Olumsuzluklar konusunda medyada çalışanlarla sağlık hizmeti verenler birbirlerini zaman zaman eliştirmektedirler. Ben sağlık alanında çalışanların sorumluluk ve ödevlerini hatırlatmak istedim. Aslında bu alanda yasal alt yapı  vardır. Rehberler de geliştirilmektedir.
Önemli olan reklamı ortadan kaldırarak sağlık alanındaki gelişmeleri, anlaşılır bir dille halka aktarabilmektir. Aslında bu yapılması gerekendir, aksi durumda çalışmaların, gelişmelerin halkın sağlığına katkısı az olur.
Medyanın sorumluluğu da sağlık alanında sansasyondan, reklamdan arınmış haber yapmaktır. Haber kaynakları konusundaki kısırlığın işbirliği ile mesleki örgütler, tıbbi dergi editörleri gibi kurumsal kanallarla çözüleceğine inanıyorum.
Bu toplantı daha önce de anlamlı etkinlikler için biraraya gelen tarafların çözüm önerileri konusunda derinleşecekleri bir ortamı sağlayacaktır. Düzenlenmesine katkı veren herkese teşekkür ediyorum.

* Sağlık ve Medya Bilinci kitabının önsözü



"Sağlık Bilinci ve Medya" toplantısı kitaplaştı

TTB ile ESAM'ın bu yıl üçüncüsünü düzenlediği "Sağlık Bilinci ve Medya" toplantısının ilki kitaplaştırıldı. Kitapta, 18-20 Haziran 1999 tarihinde İstanbul'da gerçekleşen toplantıda yapılan konuşmalar ve tartışmalar yer alıyor. Önsözünü TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek'in yazdığı kitap 164 sayfadan oluşuyor.