Ana Sayfa | Eski Sayılar

TIP DÜNYASI'NDAN


Rakamlar kendi başlarına gerçeği tam olarak gösteremez-ler. Önemli olan onların nasıl ve hangi bakış açısıyla yorumlandığıdır. 17 Ağustos Marmara Depremi ardından yaşanan bir yılın sonunda, rakamlar havada uçuşuyor. "Nesnel" olduğunu iddia eden bir çok  değerlendirme,  dayanaklarından yoksun bir gecikmişliği, geçiştirmeyi, bir içtensizliği barındırı-yor. Yitirdiklerimizle ilgili olarak resmi makamlarca açıklanan sayılar, asla inandırıcı değil.
Yaşadığımız olağandışı durumlar, hazırlıksızlığımızı bir kez daha yüzümüze vuruyor. Yıllardır vurguladığımız sağlık sisteminin çürüklüğü, yıpranmışlığı 45 saniye sonrasında tüm çıpaklığıyla gözler önüne seriliyor. Ne yazık ki, kimileri görmezlikten gelme adına "orta hasarlı" raporlar vermekten kaçınmıyorlar. Çatlakları sıvamakla günü geçiştirmeye çalışı-yorlar. Onların rakamları yorumlamasından "pembe bir tablo" ortaya çıkıyor. "Depremin yaraları her geçen gün sarılıyor" deniyor.
Oysa, TTB Marmara Depremi 1. Yıl Değerlendirme Raporu, rakamları böyle yorumlamıyor. Rakamların gösterdiği "pembe bir tablo" değil. Üstelik bu bir yana, bölgenin deprem  sonrası ortaya çıkan  manzarasının tek sorumlusu, deprem de değildi. Deprem yalnızca yaraları derinleştirdi, yenilerini ekledi ama hastalığın kökeni aynı.
Türkiye'nin bir çok yerinde sağlık hizmeti ihmalin, yalnız bırakılmışlığın, terk edilmişliğin depremiyle sarsırılıyor.
Olağan koşullarda Hakkari'de halk, hekim yokluğunda yaralarını sardırmak için İran'daki hekimlere koşuyor. Olağan koşullarda hekimler, temel gereksinimlerini karşılamak, insanca yaşamak adına ikinci, üçüncü işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Tüm bu gerçekleri yaşayan, gören hekimler, gördükleri için, gördüklerini dillendirdikleri için, değiştirmek istedikleri için soruşturmalara uğruyor, cezalandırılıyorlar.
Hastalığın kökenini gören bizler, göstermeye ve ifade et-meye devam edeceğiz.