Ana Sayfa | Eski Sayılar

"Sağlık Bilinci ve Medya" toplantılarının üçüncüsü yapıldı
Gazeteciler ve hekimler ilacı tartıştı


TTB ile Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği'nin birlikte düzenlediği karşılıklı bilgi ve deneyim aktarımını ve sağlık haberciliği alanında yaşanan sorunlarının çözüm yollarının tartışılmasını amaçlayan "Sağlık Bilinci ve Medya" toplantılarının üçüncüsü 28-30 Temmuz tarihlerinde İstanbul'da yapıldı.

Toplantının ana konusu "ilaç sektörü ve ilaç haberleri" olarak
belirlenmişti.Bu nedenle başta ilaç sektörünün temsilcileri, Türk Tabipleri
Birliği, Türk Eczacılar Birliği ve İstanbul Eczacı Odası temsilcilerinin değişik sunular yaparak katıldığı toplantıda 30'a yakın sağlık habercisi toplantının aktif katılımcılarını  oluşturdu.

İSTANBUL-  TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu, açılış konuşmasında bu ortak çalışmanın üçüncüsünün yapılmasının toplantıların kurumsallaşması açısından çok önemli olduğunu ve sürekliliğin Türkiye gibi bir ülkede önemli bir cesareti gerektirdiğini vurguladı.
Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği(ESAM) başkanı Gülseren Güver de, sağlık habercilerinin kendilerini geliştirebilmeleri için bu tür
etkinliklerin değerli olduğunu ve dernek üyesi habercilerin de büyük bir
istekle bu tür çalışmalarda yer aldıklarını belirtti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti İkinci Başkanı ve Cumhuriyet
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç ise, gazetecilerin kendilerini rahatlıkla ve yüksek sesle eleştirebildiklerini,
eksiklerini tamamlamak için eğitim çalışmaları yaptıklarını belirtti.
Toplantı programının ilk oturumu "ilacın üretimi" konusuna ayrılmıştı. İstanbul  Eczacılık Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Araman İlacın bulunma ve üretim süreçlerini molekül araştırmalarından başlayarak ürün haline gelene kadar yapılan tüm çalışma ve faz araştırmaları üzerine bilgi verdi. Yıllık olarak toplam 230 milyar dolarlık bir pazarın söz konusu olduğunu bunun % 39'unun Amerika, % 26'sının Avrupa, % 13'ünün de Japonya tarafından karşılandığını belirtti. 80-90 arası on yılda 425 biyolojik yararı olan kimyasal madde buluşunun yapıldığı sektörde ar-ge harcamalarının örneğin ABD'de 1998 yılında 13 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Dünyada son yedi yılda 3290 moleküle ruhsat verildiğini de belirten Prof. Araman ülkemizin ilaç pazarının 2,8 milyar dolar
olduğunu ve bunun ancak 56 milyon dolarlık bir bölümün ihracatla sağlandığını belirtti. Bu miktarın az olduğunu vurgulayan Prof. Araman tüm kimyasal ihracatın ancak % 5'ini oluşturan ilaç ihracatının ülkemizin bulunduğu noktaya uymadığını da söyledi.
İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası (İEİS)
Genel Sekreter yardımcısı Nuray Kaplan, ilacın olmazsa olmaz üç niteliğinin etkinlik, emniyet ve kalite olduğunu söyleyen Kaplan, tüm dünyada ilaçla ilgili üretim ve dağıtım kurallarının benzer ve ortak olmasının sağlanmaya çalışıldığını anlattı.
"ilacın sunumu" başlıklı oturumda TTB Merkez Konseyi eski üyesi Dr. Alpay Azap, ekonominin birçok alanında yaşanan "Şirket evlilikleri" konusunu ele aldı. "En fazla nikahın kırıldığı sektör ilaç sektörüdür." diyen Dr. Azap
alanda giderek büyük bir tekelleşmenin yaşandığını ve bu durumun büyük kazançlar sağladığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Doç. Dr. Orhan Canbolat ise ülkemizde ilacın bedelini ödeyenin devlet olduğunu, ilacın üretiminden tüketimine kadar tüm süreçlerin kontrolünün düzenli ve etkin yapılamadığını belirtti. Genel Müdür, eczacılık, hıfzıssıhha ve teftiş kanunlarında değişiklikler yapılacağını, klinik araştırmalar yönetmeliğinin de birkaç ay içinde çıkacağını söyledi
Türk Eczacıları Birliği (TEB)Başkanı Ecz. Mehmet Domaç da, 1998'de
piyasada olan 5389 kalem ilactan 923 milyon kutu üretim yapıldığını
ancak tüm yıl boyunca bakanlık kuruluşları tarafından toplam olarak 571 kontrol işlemi yapıldığını, bunların 544'ünün  uygun bulunurken,  27'sinin hatalı bulunduğunu, bu kontrol ve hatalı ürün oranının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu kaydetti.
"İlacın tüketimi" başlıklı oturumda ise TEB Merkez Heyeti üyesi Ecz. Hadi Tomruk Ecz. Tomruk; Türkiye'nin ilaç yatırımı ve pazarı açısından önemli bir ülke olmasına dikkat çekerek, devletin ilaç sektörünün taleplerine bu kadar gönüllü evet demesinin yanıtlanması gereken önemli sorulardan birisi olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Metin Çakmakçı da akılcı ilaç kullanımının gerektiğini, tanı ve tedavi süreçlerinde kanıta dayanılmasının bu konuda yapılacak yanlışları önleyeceğini söyledi
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, hekimlerin
uygulama yaparken yazdıkları ilaçların % 70'inin temel eğitimleri sonrasında piyasaya çıkan ilaçlar olduğunu, bunun sürekli bilgi ve eğitimi gerektirdiğini, bu bilginin ise % 82 oranında ilaç firmalarının temsilcileri aracılığıyla alındığının saptandığını söyledi. Hekimlerin %58'inin temsilcilerce verilen bu bilgileri düzeyi düşük ve az
güvenilir olarak nitelendirdiğini belirten Bilaloğlu, bu konuda sürekli tıp eğitiminin yakın gelecekte gerçekleştirileceğini belirtti.
Toplantının ikinci gününde, ilacla ilgili yazılan haberlerde nelere dikkat edilmesi gerektiği tartışıldı.
İEİS Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Kaplan; tanıtımın ikna etmeye yönelik bir tür bilgilendirme olduğunu ve ancak hekim ve eczacılara yapılabileceğini, bu yüzden de promosyon ve reklamın yapılmaması gerektiğini belirtti.
Oturumun son iki sunusunu ise iki gazeteci yaptı. İlkinde ESAM ikinci Başkanı Sibel Güneş; "ilaç haberlerinin yapılışı ve basında yer alması ile ilgili sorunlar"dan söz ederken, ikincisinde Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanlığı görevini de sürdüren Anadolu Ajansı habercilerinden Cihan Oğuz "ilaç haberlerinin ajans haberciliği açısından değerlendirilmesi" hakkında bilgilerini katılımcılarla paylaştı.
Merkez Konseyi Üyesi ve Reklam Kurulu Üyesi Dr.Hakan Giritlioğlu ise, reklamın malın ya da hizmetin satışını artırmak için yapıldığını belirterek, mevzuata göre ilacın reklamının yapılamayacağını, tanıtımın ise kural ve kısıtlamalar dikkate alınarak tüketimi belirleyen grup olan hekim ve eczacılara yönelik yapılabileceğini, bu konuda da medyayı kullanılırken çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Toplantının ikinci gün öğleden sonra yapılan son bölümünde ilaçla ilgili basında çıkan haberlere ilişkin örnekler sundu ve bu örnekler üzerinden değerlendirme ve tartışmalar yapıldı. (TD)