Ana Sayfa | Eski Sayılar

F tipi cezaevi sağlığı yok eder!

TTB Merkez Konseyi'nce yapılan açıklamada, F tipi cezaevlerinin tecrit amaçlı inşa edildiğine dikkat çekilerek, insan hakları açısından bu ortamın kabul edilemez olduğu belirtildi. Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Tufan Kaan ise katıldığı panellerde, F tipinin ciddi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar yaratacağını vurguladı.

ANKARA- Kamuoyunun gündemini 5 yıldızlı lüks otel standartında "Oda Tipi Cezaevleri" olarak tanıtılmaya çalışılan "Yüksek Güvenlikli Cezaevleri"ne karşı toplumun tüm duyarlı kesimlerinden tepkiler artıyor. F tipi cezaevlerine karşı pek çok gösteri ve protestolarla tepkiler ortaya konurken, açıklama, panel ve toplantılarda da F tipi cezaevlerinin tutuklu ve mahkumlar üzerindeki olumsuz etkileri tartışılıyor.
TTB Merkez Konseyi'nce yapılan açıklamada, TTB'nin konuya ilgisinin, cezaevi hekiminin görev ve işlevleri, cezaevindeki sağlık ve yaşam koşulları ve cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri çerçevesinde olduğunu belirtilerek, gerek TTB'nin, gerekse de uluslararası düzeyde değişik kuruluşların  pek çok belgeleri ışığında, "F-Tipi Cezaevleri" hazırlıklarını anlamak ve kabul etmenin mümkün olmadığı vurgulandı.
F-Tipi Cezaevlerinin, fiziksel mekan olarak, tüm detayları ile kişileri izole etme/tecrit etme amacı ile düzenlendiğinin, Sincan F Tipi Cezaevi'nde yapılan gözlemler sonucu  tespit edildiğinin belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: "İnşaatı sürmekte olan F-Tipi Cezaevleri çalışmaları durdurulmalıdır. Cezaevleri, infaz sistemi ve hukuk sistemi ile bütünlük içinde ele alınarak değerlendirilmeli, insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine uygun çözümler üretilmelidir. Bu amaçla, ilgili Bakanlıkların yanı sıra başta Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ve İnsan Hakları kuruluşları olmak üzere gerekli katılımla ulusal düzeyde bir çalışma grubu oluşturulmalıdır".
Tutuklu Yakınları Derneği (TYAD) ve EMEP'in düzenlemiş olduğu Hücre Tipi Cezaevleri ile ilgili düzenlenmiş olan iki panele de, ATO Genel Sekreteri Dr. Tufan Kaan katıldı.  Dr.Kaan, öncelikle F tipi cezaevlerinin kamuoyunda sürdürülen "hücre tipi" mi? "oda tipi "mi? tartışmasına ilişkin olarak, konunun salt mimari bir yaklaşımla açıklanamayacağını, hücre tipinde esas belirleyici unsurun izolasyon olduğunu ifade etti. Dr.Kaan şöyle konuştu: "Yapımı tamamlanmak üzere olan ve bakanlıkça belli örgüt temsilcilerine ziyaret için açılan F tipi cezaevlerinin gerek yerleşim, gerekse projelerine bakıldığında tamamen izolasyona yönelik oluşturuldukları anlaşılmaktadır.  Tek kişilik hücrelerin ve üç kişilik izolasyon ünitelerinin mahkum ya da tutuklunun hiçbir canlı ile ilişki kurmasına olanak tanımayacak bir biçimde inşa edildiği düşünüldüğünde, havalandırma alanlarının "25 m2" etrafının 8 cm yüksekliğindeki duvarlarla çevrili olması bir mahkumun uzun yıllarca sadece gökyüzü görerek tüm sosyal ve kültürel çevresinden izole bir biçimde yaşamaya mahkum edileceği ve dışarıdan sürekli gözetim ve denetim altında tutulacağı açıktır". 
Dr.Kaan, izolasyonun tüm canlılar üzerinde çok ciddi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar yarattığına dikkat çekerek, yapılan pek çok çalışmanın hücre tipi cezalandırma yönteminin mahkumların intihar riskini çok büyük bir oranda artırdığı ortaya çıkardığını belirtti. İzolasyonun fiziksel olarak mide barsak, kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına hatta tümör büyüme hızının ciddi artışına neden olabileceğini ifade eden Kaan, tıp bilimi açısından bu tür olumsuzluklarının yanı sıra, ABD, İngiltere ve Almanya gibi benzer uygulamaların yaşandığı ülkelerde bu tip cezaevlerinin topluma karşı uyumsuz, yabancı bireyler üretmesi nedeniyle terk edilmeye başlandığı, bir uygulamanın ülkemizde hayata geçirilmeye çalışmasının çok ciddi sakıncaları olduğunu söyledi


İzolazyon ortamının tıbbi sonuçları
Görme alanında daralma, işitme duygusunda azalma, sinirsel tipte sağırlık, tinnitus(çınlama), tümör büyüme hızının azalma/artışı,  viral enfeksiyonların yarattığı tahribatta artış, hirsutik değişiklikler(kıllanma), prematür menapoz(Erken Menapoz), agresif etki, saldırgan davranış, güvensizlik, sosyal ilişki kalitesinde azalma, depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları, işitsel ve görsel halusinasyonlar, çevreye ve karşı cinse ilgi kaybı, izolasyon şartlarında artan stress yükü ve beslenmeyle ilintili olarak çeşitli tabloların ağırlaşması.