Ana Sayfa | Eski Sayılar

Okuyan'ın "sihirli değneği": Uzatılmış mesai
Dr.Osman Öztürk*

"Gönüllü" Çalışma Uygulaması SSK Yönetim Kurulu'nun 5 Ocak 2000 tarihli kararı ve Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın onayı ile gündeme geldi. İstanbul'da öncelikle SSK Eyüp ve Okmeydanı Hastanelerinde başlatılan uygulama daha sonra SSK Kartal, Göztepe ve Samatya Hastanelerine yaygınlaştırıldı. SSK sağlık hizmetlerinin içinde bulunduğu krizi çözmek iddiasıyla başlanan uygulamada deyim yerindeyse bir türlü dikiş tutturulamadı. Dört ay içinde üç genelge çıkarılmak zorunda kalındı.
Genelgenin altı aylık uygulamasında dikkati çeken noktalar şunlar oldu:
1) Uygulamanın amacı SSK sağlık kurumlarının yükünü akşam saatlerine kaydırmak değil, ek kapasite yaratmaktı. Bu amaçla ilk genelgede uygulamanın istismar edilmesini engelleyici önlemler konulmuştu. Uygulamaya geçilen hastanelerde bir önceki yıl normal mesai saatleri içinde yapılan tıbbi işlemlerin sayısının sabit kalması gerekiyordu. Bunu  denetleyebilmek için de söz konusu hastanelerin bütün işlemlerinin otomasyona geçirilmesi şartı mevcuttu. Bu şart yerine getirilmediği için gerçekten ek kapasite yaratılıp yaratılmadığı bilinmiyor.
  2) "Gönüllü" Çalışmayı uygulayan bazı hastanelerin günlük poliklinik müracaatlarını uzatılmış mesai saatlerine kanalize ettikleri biliniyor. Özellikle sevkli gelen veya diğer polikliniklerden  konsültasyon istenen hastaları akşam saatlerine kaydırmaları hastaları daha da mağdur ediyor. Öte yandan bazı SSK hastanelerinin yatak sayısı yetersiz olduğu halde uzatılmış mesaide ameliyat yapmak konusundaki ısrarları dikkat çekiyor. Bu hastanelere başvuran ve acil operasyon gerektiren hastaların diğer sağlık kurumlarına sevk edildiği gözleniyor.
3)Genelgeye göre uygulamanın hafta içi   saat 17.00-20.00, Cumartesi günü ise  09.00-13.00 arasında yapılması gerekiyor. Uygulamaya katılan personelin bu saatlerde hastanede bulunması zorunlu tutuluyor. Oysa bu zorunluluğun hastane yönetimleri tarafından fiili olarak uygulanmadığı biliniyor.
4) İlk genelgeye göre "Gönüllü" çalışmaya katılarak poliklinik yapmak isteyen bir hekimin aynı gün mesai saatleri içinde 66 hastayı muayene etmiş olması gerekiyordu. Uzatılmış mesaide yapılacak olan ameliyat sayısı da sınırlıydı. Bir cerrah ay boyunca normal mesai saatleri içerisinde yaptığı aynı büyüklükteki ameliyatların ancak % 60'ını uzatılmış mesaide yapabilecekti. Son genelgeyle bu sınırlamalar ünite amirinin  takdirine bırakıldı; fiili olarak kaldırıldı.
5) Uzatılmış mesaide yapılan poliklinik ve cerrahi işlemler "parça başı" hesaplanıyor. Laboratuar hizmetleri ise genel havuzdan ücretlendiriliyor. Bu ücret sistemi laboratuar branşlarının uygulamaya katılımında "gönülsüzlüğe"  yol açıyor.
6) Uygulama kapsamında yapılan tıbbi işlemler nöbetçi ekipler  için hasta yatışı, post-op hasta takibi türünden ek bir yük yaratıyor. Özellikle asistan hekimler ve servis hemşirelerinin iş yükünü arttıran bu işlemler hiçbir şekilde ücretlendirilmiyor.
  7) İlk genelgeye göre uygulamada görev alan hastane yöneticileri ( başhekim, başhemşire ve yardımcıları) aldıkları ek ödemenin bir katı tutarında ek ödeme daha alabileceklerdi. Üçüncü  genelgeyle bu oran % 100 arttırıldı. Ayrıca, ilk genelgeden farklı olarak, başhekim ve yardımcılarına uygulama çerçevesinde poliklinik ve ameliyat yapma hakkı tanındı.
  8) "Gönüllü" Çalışma başlangıçta Eyüp Hastanesine bağlı SSK Gaziosmanpaşa ve Topçular Dispanserlerinde de uygulanmaya konuldu. Katılmak isteyen yeterli sayıda personel olmasına rağmen her nedense kısa süre sonra  vazgeçildi. Hayata geçirildiği hastanelerde çok başarılı olduğu iddia edilen uygulamanın bu birimlerde ne tür sakıncaları gözlenerek kaldırıldığı bilinmiyor.
  9) "Gönüllü" Çalışma Genelgesinin iddiası "SSK sağlık hizmetlerinin içinde bulunduğu krizi çözmek"ti. Altı aylık uygulamanın sonucu tam bir fiyasko oldu. "Gönüllü Çalışma Uygulamasıyla birlikte SSK'da verim arttı; kurum dışı sevkler  % 90'a varan oranlarda azaldı; yapılan toplam ameliyat sayısı bir önceki yıla göre % 40 artış gösterdi, poliklinik hizmetlerinde %50 kapasite artışı sağlandı"  iddialarının gerçekle hiçbir ilgisi yok.  Ne SSK hastanelerindeki kuyruklar azaldı, ne de verilen tıbbi hizmetin kalitesi yükseldi.
  10) "Gönüllü" Çalışma Uygulaması başlangıcından itibaren yoğun bir dezenformasyon ve propaganda kampanyası eşliğinde yürütülüyor. "Uygulama muayenehaneci klinik şeflerinin  menfaatlerine dokunduğu için dirençle karşılaşıyor"; "Bu uygulamanın esas amacı hekimlerin değil, diğer sağlık personelinin aylık gelirini yükseltmektir" ; "Uzatılmış mesaiye kalan hekimler ayda 1.500.000.000 TL kazanıyor" türünden propagandayla sağlık çalışanlarının direnci kırılmaya çalışılıyor.
  11) Uygulamadan en çok fayda sağlayan kişi Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan oldu. Bir yılı aşkın süredir yürüttüğü bakanlık görevinde SSK Sağlık kurumlarının iyileştirilmesi için  hiçbir girişimde bulunmadığı halde kamuoyunda ucuz populizm yapma imkânına kavuştu. Elde ettiği bu imkânı SSK'da yürüttüğü özelleştirme operasyonunu perdeleyebilmek  için bol bol kullandığı görülüyor.
"Sosyal Güvenlik Reformu'nun İkinci Ayağı " olarak tanımladığı yasalarla SSK Hastanelerini "sağlık işletmeleri"ne dönüştürmeye çalışıyor. Bu konuda işçi sendikalarını ikna etmesi gerekiyordu. Bu ikna sürecinde "Gönüllü" çalışma uygulamasının gerçek olmayan başarısından yararlanacağını tahmin etmek kehanet olmasa gerekir.
  12) "Gönüllü" çalışma uygulamasının normal prosedürde SSK Sağlık İşleri Müdürlükleri sorumluluğunda yürütülmesi gerekiyordu. Oysa İstanbul'da  başlangıçta rutin dışına çıkıldı ve eşine daha önce  rastlanmayan bir yola başvuruldu. Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan tarafından dönemin SSK Bölge Müdürü by-pass edilerek bir "proje ekibi" oluşturuldu ve sorumluluk bu ekibe verildi.

  * TTB SSK Kolu Sekreteri olarak