Ana Sayfa | Eski Sayılar

Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği kuruluyor
"Daha iyi bir eğitim için hep birlikte!"

1995 yılında başlayan çalışmalar, 4-8 Eylül tarihinde Bursa'da gerçekleşecek 44. Milli Pediatri Kongresi içinde 7 Eylül'de yapılacak Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği Genel Kurulu'yla hız kazanacak. Birlik ile Türkiye'de pediatri eğitiminin standardizasyonu, kurumlar arası ilişkinin kurulması ve çocuk hekimlerinin tıbbi ve sosyal iletişimlerinin çağın hızına ulaşabilmesi ve sürekli pediatri eğitiminin sağlanması amaçlanıyor.

Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği Geçici Yürütme Kurulu Başkanı Prof.Dr.Şükrü Cin, onbeş yıldır Ankara Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı başkanlığını yürütüyor. Prof.Dr.Cin aynı zamanda Pediatrik Hematoloji Derneği Başkanı ve Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı olarak da görev yapıyor. Prof. Dr. Cin,  Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği hakkında sorularımızı yanıtladı. 

- Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği fikri nasıl doğdu?
1995 yılında Gaziantep'te Milli Pediatri Derneği'nin (MPD)  kongresini yaptık. Bu kongrede asıl amacımız pediatri eğitiminin tartışılmasıydı. Bu tartışmayı, öğrenci eğitimi, uzmanlık eğitimi ve sürekli eğitim olmak üzere üç başlıkta yürüttük. Öncesinde, üniversite, Sağlık Bakanlığı ve SSK hastaneleri olmak üzere tüm pediatri eğitimi veren kurumların anabilim dalı başkanlarına, şef ve şef yardımcılarına, çocuk hastalıkları uzmanlarına, bir de eğitim alan asistanlara olmak üzere ayrı ayrı anketler yolladık ve eğitimi irdelemelerini istedik. Anket çalışması, Türkiye'de pediatri eğitiminin yeterli olmadığı sonucuna ulaştırdı bizi. Bu sonuç, MPD Kongresi boyunca, çalışma grupları oluşturularak tartışıldı. Üç ayrı çalışma grubu, tıp eğitiminin, uzmanlık eğitiminin ve sürekli eğitimin olmazsa olmazlarını tartıştı. Üç günlük çalışma sonunda, grupların hazırladıkları raporlar hep birlikte değerlendirildi ve bir sonuç raporu hazırlanarak kongre üyelerine sunuldu. Bu sunumun ardından da kongre sonuç bildirgesi olarak bir rapor hazırlandı. Rapor, pediatri eğitimi veren tüm kurumlara, Sağlık ve Çalışma bakanlıklarına, YÖK'e ve diğer ilgili yerlere, sorunlarımız ve çözüm önerilerimiz olmak üzere gönderildi.
- Eğitimde sorun olduğu saptandı, peki çözüm olarak neler üretildi?
O kongre sonucunda birlikte hareket etmenin önemi ortaya çıktı ve bu da raporda belirtildi. Pediatri alanında iki kurumumuz var, biri daha eski olan, İstanbul Üniversitesi'nde kurulan  Türk Pediatri Kurumu (TPK), diğeri daha sonra Hacettepe Üniversitesi'nde kurulan MPD. İki kurumun varlığı nedeniyle farklılıklar oluyordu. Sonuç olarak denildi ki, iki kurum olarak biraraya gelelim ve tüm çocuk hekimlerine yansıyacak  Türk Çocuk Hekimleri Eğitim Birliği'ni (TÇHEB) kuralım. Bu birliği kurmak için neler yapmamız gerektiğini bir rapor halinde hazırladık ve bir yıl sonunda raporda belirtilen konuların ne kadarını yapabildiğimizi kendi aramızda yeniden tartıştık.
Böyle bir birlik isteniyor mu sorusu üzerinden, yeni bir soruşturma başlattık. TÇHEB çalışmaları, her aşamasında çocuk hekimlerinin arzuları sorularak yapıldı. Ve 1999 yılına gelindi. 1999 yılında yapılan Türk Pediatri Kurumu kongresinde, "Pediatri eğitiminin sorunlarını ve çözüm önerilerimizi saptadık, şimdi ne yapacağımıza karar verelim, kurumlar arası ilişkiyi nasıl sağlayacağız, eğitimdeki yetersizliği nasıl çözeceğiz" dedik. 1999 kongresinde, 1995 kongresinde ortaya çıkan birliği sağlamak için eğitim veren kurumların temsilcilerinden oluşan 15 kişilik  koordinasyon kurulunu oluşturduk ve 1995'den gelinen süreci tartıştık. Gördük ki, yapılabilenler az, niye yapılamadığını araştırdığımızda, kurumlar arası ilişkinin azlığını saptadık. Bu ilişkiyi sağladığımızda bir çok sorunu çözebileceğimizi anladık.
- Kurumlar arası ilişkinin yokluğu hangi alanlarda sorun yaratıyordu?
Pediatri uzmanlığı için olmazsa olmaz rotasyonların yapılamadığı yerler olduğunu gördük. Örneğin çocuk acil, çocuk yoğun bakım, yenidoğan bölümlerine olanaksızlıklar nedeniyle yeteri kadar gidilemiyor. Oysa kurumlar arası ilişki olsa, birinden birine rotasyon yapılabilir. Bu ilişki de, tamamen özveriye, gönüllülüğe dayanan TÇHEB'nin kurulmasından geçiyor. 1999 kongresinde de, 2000 yılında MPD'nin düzenleyeceği kongrede özveriye dayanan bir sivil kuruluş olarak TÇHEB'nin kurulmasına karar verildi. İşte TÇHEB'nin öyküsü böyle başladı.
- Öyleyse, TÇHEB'nin amaçlarını üç ana başlıkta toplayabilir miyiz?
Birincisi, ülkemizin dünya standartlarında ve Dünya Tıp eğitimi Federasyonu ve Avrupa Birliği'nin bize önerdiği eğitimin sağlanması. Gelişmiş üniversitelerimizdeki eğitim gerçekten bu kurallara uyuyor ama yeni kurulan üniversitelerde, Sağlık Bakanlığı'na bağlı kimi eğitim hastanelerinde, SSK hastanelerinde uzmanlık eğitimi, yeterli olanaklar olmadığı için yetersiz kalmakta. Bu nedenle, buraları düzeltmemiz gerekir. Bunun için de amaç, eğitimin standardizasyonunu sağlamak.
İkinci, çok önemli amacımız ise sürekli izlem. Eğitimi sürekli hale getirmek, bilgiyi ulaşılabilir hale getirme olanaklarını sağlamak. Tıp biliminde son derece hızlı gelişmeler olayor. Bu gelişmeleri yakalamamız gerek. Bilgiye ulaşmak modern çağda o kadar kolay ki, internetle, web sayfası açarak, isteyen herkesin her an bilgiye ulaşabileceği bir ağ oluşturulabilir. Bunun yanı sıra, belirli toplantılar yaparak, yerel birimlere danışarak çalışmaları yürütmek istiyoruz.
Üçüncü amacımız da kurumlar arası işbirliğini sağlamak. Kurumlar arası işbirliğini sağlayabilirsek, öyle sanıyorum ki, sorunların önemli bir bölümün halledebileceğiz. Bu üç amacımızı gerçekleştirmek için yola çıktık.
-Tek tek hekimler üzerinde bu çalışmaların etkileri neler olacak?
Çocuk hastalıkları uzmanı arkadaşımızın artık çalıştığı yerde yalnız olmadığını hissediyor,  bilgiye her zaman ulaşabileceğini, Türkiye'de ulaşabileceğini görüyor olacak. Biz bunu Türkiye için, Türkçe oluşturmak istiyoruz, yoksa, internet ortamında bir çok bilgiye ulaşılabiliyor. Yalnız kamuda çalışan değil,  özel muayenehanesi olan, özel kurumlarda çalışan arkadaşlarımızın da eğitimi de bizim çalışma alanımız içinde olacak. Bu yüzden Türk Tabipleri Birliği ile yakın ilişki içinde olacağız. Bölgesel tabip odalarından çocuk hekimlerini biraraya getirmelerini istiyoruz.
- Bu işleyiş hangi birimler kurularak sağlanacak?
Genel Kurul'da Yürütme Kurulu'na seçilecek arkadaşlara, en başta şunu önermek istiyorum: Biz, yerinde yönetimi gerçekleştirelim. Yürütme kurulu olarak bölgelere giderek, bölgenin sorunlarını o bölgenin hekimleri ile birlikte çözmeye gayret edelim. Bütün çocuk hekimlerinin bu kurumda temsil edilebilmesi gerekiyor. O nedenle, TÇHEB'nde bir yürütme kurulu olacak. Bu yürütme kurulu organizasyonu yapıp, eğitimin birliğini sağlayacak düzenlemeyi yapacak grup olacak. Ondan da önemli diğer grup danışma kurulu olacak. Önerimiz, üniversite anabilim dalı başkanları, Sağlık Bakanlığı ve SSK hastanelerinde çocuk hastalıkları eğitimi ve kliniği veren şef ve şef yardımcılarının bu kurulun doğal üyesi olması. Bir de, bölgesel kurulların oluşması, bunu da genel kurulda tartışacağız. Tıpkı TTB'nde olduğu gibi yaygın, yerel ve genel bir yönetim oluşturarak, bütün çocuk hekimlerinin biraraya geldiği birliği kurmak amacımızı oluşturuyor.   

- Sizi aşan problemlerin çözümünde birliğin nasıl bir işlevi olacak, örneğin  devletin çözmesi beklenen altyapı sorunları gibi?
Üniversite, bakanlık ve SSK birlikte çözeceğiz. Biz diyoruz ki, eksikliğimizi biz biliyoruz. Eksikliğimizi tamamlamak için de, SSK hastanelerinde bir eksiklik var ise, SSK ile Çalışma Bakanlığı arasında iletişim kurarak, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde bir eksiklik var ise, bakanlık ile iletişim kurarak, bu sorunları çözmeye gayret edeceğiz. Üniversite hastaneleri için ise YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı ile. Sadece kurumlar arası değil, sektörler arası da işbirliğini yapmaya gayret edeceğiz. Hekimler biraraya geldiğinde, bu sektörlerde çalışan hekimlerin isteklerini, sektörlerin de gözönünde bulunduracağı kanısındayım. Devletin yapabileceğine hazırlık yapmak istiyoruz. Alanı en iyi bilenler olarak, bunun bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.
- Somut projeler var mı, yoksa bunları konuşmak için genel kurulu mu beklemek gerekecek?
Tabiiki, birlik kurulmadan bir şey söyleme çok doğru değil ama bir çok projemiz de var. 1999'daki kongremizde 72 eğitici arkadaşımız arasından Geçici Yürütme Kurulu oluştu. Genel kurulda, kalıcı yürütme kurulu olaşacak ancak Geçici Yürütme Kurulu'nda elbette ileriye dönük düşünceler oldu. Kişisel olarak bazı planlar var. Bu planların başında, web sayfasının bir an önce oluşturmak var. Bu alanda Sağlık Bakanlığı'nın zaten yürütmekte olduğu çalışmalara bizim desteğimizi sağlamak.
Bir sayfayı geçmeyen tanı ve tedavi rehberlerinin hazırlanması için bütün eğiticilerle birliktelik sağlanacak. Bir de- bunun bir örneği yapıldı- kongrelere katılamayan hekimler için, kongrelerin canlı olarak internette yayımlanması projesi var. Diğer bir konu, yerel toplantıların planlanması. Diyoruz ki, güneye, batıya, doğuya gidelim ama orada hangi toplantıları yapalım? Bunun için de Sağlık Bakanlığı ile bir çalışma içindeyiz. Sadece teorik eğitim değil, pratik eğitimde de eksiklikler varsa, bunların eğitiminin verilmesini amaçlayan toplantılar düzenleme hazırlıkları var.
Pediatri alanında çok kongre yapılıyor, bu kongreleri bir düzen içinde yapabilir miyiz tartışması yapıyoruz. Yılda iki kez yapılan pediatri kongrelerini yılda iki yerine bir kez yapalım, daha iyi hazırlanalım ve böylece katılımı artıralım. Koordinasyon kurulumuzun kararı olarak, bundan sonra kongreleri bir yıl Türk Pediatri Kurumu, bir yıl Milli Pediatri Derneği'nin düzenleyeceği şekilde planlayalım diye genel kurula önereceğiz. Yani, şimdiden çalışmalar var. Örneğin, Geçici Yürütme Kurulu üç çalışma grubu oluşturdu. Birincisi, çocuk hastalıkları uzmanlığı eğitimi için bir kitapçık hazırlayalım dedik; ikinci grup kurumlar arası ilişkiyi, üçüncü grupta sürekli eğitimi tartıştı. Bu gruplarda çalışmalar devam ediyor, asıl çalışmalar 7 Eylül'de yapılacak genel kurulumuzdan sonra hızlanacak.
-Tıp Dünyası'nın da çocuk hekimlerinin kongreye yoğun katılımını sağlama da katkısı olacağını umuyoruz
Evet, tüm çocuk hekimlerini kongremize davet ediyoruz, elbette hepsinin katılmasını sağlamak zorluklar içerir ama gönüllerinin bizimle olduğunu duymak istiyoruz, çünkü bu çalışmalar sadece gönüllülüğe, özveriye dayanıyor. Özellikle TTB'nin ve Tıp Dünyası'nın bu konudaki duyarlılığına teşekkür ediyorum. Bu birlik, diğer branşlara da örnek olacaktır.