Ana Sayfa | Son Sayı | Eski Sayılar

TTB taleplerini hükümete bir kez daha sundu

Türk Tabipleri Merkez Konseyi, 9 Haziran tarihinde Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile görüşerek, taleplerini, sorunları ve çözüm önerilerini hükümete bir kez daha sundu. Görüşmede, Özkan'a sunulan yazılı metinde yer alan maddeler şöyle:
"1-1999 yazında başlattığımız ancak 17 Ağustos 1999 Depremi ile kesintiye uğrayan süreçte toplanan imzaları size sunuyoruz. Sözkonusu imzalar Tabip Odalarımızca vatandaşlara yönelik olarak açılan standlarda halktan toplanmıştır. İmza metinleri "Sağlık En Temel İnsan Hakkıdır" vurgusunu içeren ve bu çerçevede başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının özlük hakları, çalışma ortam ve koşullarının iyileştirilmesini isteyen bir içeriktedir.
2-Türkiye'de sağlık ve hekimlik ortamının çok sayıda sorunu bulunmaktadır. Türk Tabipleri Birliği olarak sorunların çözümü için
hemen yapılabilecekleri içeren bir dosyayı 57. Hükümetin kurulmasından sonra 23 Haziran 1999 tarihinde Sağlık Bakanı'na yapmış olduğumuz ziyarette iletmiştik. Dosya bilginiz için ekte sunulmuştur. Bugüne kadar dosya içeriğiyle ilgili olumlu bir adım atılmamasını, aksine olumsuz tutumlar izlenmesini anlaşılır bulmuyoruz.
3-Yukarıda anılan dosyada 55. Hükümet döneminde Sağlık Bakanı olan Sayın Halil İbrahim Özsoy tarafından hazırlanan ve Ekim 1998'de Maliye Bakanlığı'na sunulan "Sağlık Personelinin Özlük Haklarının İyileştirilmesi Teklifi" bulunmaktadır. Türk Tabipleri Birliği olarak Sayın Osman Durmuş'a da ilettiğimiz gibi teklifte geçen rakamların günün koşullarına göre iyileştirilmesi durumunda -arzu ettiğimiz bir çerçevede olmamakla birlikte- bütünüyle destekliyoruz. Hekim ve diğer sağlık çalışanlarının başta ücret olmak üzere özlük hakları alanında yaşanan sıkıntılarının artık tahammül edilemez boyutlara geldiğinin hissedilmesini ve taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz. 
4-Bir özel başlık olarak ve Türkiye sağlık sisteminin sorunlarının çözümüne en büyük katkıyı sunacak olan pratisyen hekimlik alanına yönelik önerilerimizin değerlendirilmesini bekliyoruz. Bu anlamda DSP Milletvekili Sayın Prof.Dr.Suat Çağlayan'ın konuya yönelik araştırma önergesinin ivedilikle gündeme alınmasının katkısı olacağını düşünüyoruz.
5-Türk Tabipleri Birliği gerek mezuniyet öncesi gerekse mezuniyet sonrası eğitim süreçlerinin hekimlik ve sağlık ortamı için çok önemli olduğunun farkındadır. Bu nedenle bu süreçlere yönelik izlenen keyfi tutumlardan büyük bir rahatsızlık duymaktadır. Yeni tıp fakülteleri açılmasından, mezuniyet sonrası eğitim süreçlerine yönelik yıllar içerisinde geliştirilen ve hazırlanan tüzük tasarıları ile yürürlüğe konmuş yönetmeliklerin durdurulması ya da değiştirilmesini Türkiye tıp ortamına yapılan büyük bir zarar olarak değerlendiriyoruz.
Bu anlamda Danıştay'dan geçen Tababet Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı'nın Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılması yerine, Sağlık Bakanlığı'nca yeniden değiştirilmesi çabalarının durdurulmasını bekliyoruz. Yapılması gereken; Danıştay'dan geçen tasarının tüzük olarak kabul edilmesidir.
Bir diğer önemli başlık olan ve kamuoyunda Şef/Şef Yardımcılığı Sınavları olarak bilinen süreçte Sağlık Bakanlığı'nca yapılan yönetmelik değişikliklerinin bilimsel, objektif ve ülke ihtiyacına karşılık gelmediğini düşünüyoruz. Yıllar içerisinde oluşturulan ve yönetmelik haline getirilen çerçeveye sadık kalınmasını, şu anda Başbakanlık'ta beklediğini öğrendiğimiz Tababet Uzmanlık Yönetmeliği'nde Şef Şef Yardımcılığı Sınavlarına yönelik yeni bir değişikliğin kabul edilmemesini istiyoruz.
Yine Sağlık Bakanlığı'nca gündeme getirilen ve 10 yılı aşkın bir süredir uygulanan Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın temel kurgusunu bozan "paralı asistanlık eğitimi" projesinin(?) bütünüyle karşısında olduğumuzu, böyle bir uygulamanın gündeme gelmesinin eşitlik ilkesinin yanı sıra, adalet duygularını daha da yıkacağını ve halk sağlığına olumsuz etkileri olacağını düşünüyoruz
6-Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarında seçilerek görev alanlara yönelik keyfi tutumların giderek arttığını gözlemliyoruz. Bildiğiniz gibi Tabip Odası'na seçilen meslektaşlarımız mevcut görevlerinin yanı sıra önemli bir kamu faaliyetini yürütmektedirler. Çok özel durumlar dışında (meslektaşımızın dışında hiçbir kimsenin yerine getiremeyeceği bir görev gibi) seçilmiş kurullarımızda görev alanların il içi veya il dışı görev yerlerinin değiştirilmesini kabul etmiyor ve böyle bir anlayışın meslek örgütü çalışmalarını baltalamasının yanı sıra, demokratik bir anlayışla da uyuşmadığını düşünüyoruz. Hükümetinizin bu konuda gereken duyarlılığı göstererek gerekli uyarılarda ve önlemleri almada çaba harcayacağını umuyoruz.
7-Özel bir başlık olarak da; bir bütün olarak Sağlık Bakanlığı'nın bir yıllık uygulamalarına ilişkin endişelerimizi dile getirmek istiyoruz. Koalisyon Hükümeti olmanın zorluklarını anlayabildiğimizi söylemek yerinde olacaktır. Ne var ki, Sağlık Bakanlığı'nca yürütülen icraat çok geniş bir hekim kamuoyunda en hafif deyimiyle huzursuzluğa yol açmaktadır. Daha da ötesinde somut örnekleri vardır. Nisan ve Mayıs ayları Türk Tabipleri Birliği'ne bağlı Tabip Odalarının seçimli genel kurulları olarak yaşanmıştır. Bu genel kurullar
sürecine Sağlık Bakanlığı'nın hiyerarşisi içerisinde müdahale edildiği ve bu hiyerarşiye bağlı olarak istenen tutumdan farklı çizgi izleyen hekimler nezdinde bir baskı atmosferine dönüştüğü aktarılan gözlemler ve yaşanılanlarla sabittir. Anlaşıldığı kadarıyla önümüzdeki günler Sağlık Bakanlığı'nın bu tutumu kendisinden farklı düşünenlere yönelik somut yaptırımlara dönüştürmeye aday olduğudur. Türk Tabipleri Birliği olarak bu çabalara karşı en sert tutumları izleyeceğimizin bilinmesi kadar hükümetinizin Türkiye'nin ihtiyacı olan demokratik anlayışın tesis edilmesinin önünde engel olacak bu tarza izin vermeyeceğini umuyoruz".