Yargı kararlarından kaçmak için yönetmelik değişikliği yapan Bakan Durmuş’dan iddia:

“Tabip odaları bürokratları tehdit ediyor”

Türkiye’de Sağlık bakanlarının bakanlık görevlerinde bulunma süreleri, ortalama 17 ay. Yıllardır hükümetlerin sağlık alanına yönelik izledikleri çizgi nedeniyle bakanların yapacakları da üç aşağı beş yukarı belli: önce büyük iddialar, ardından popülist projeler, kadroların “kendinden olanlarca doldurulması” ve sonra da eleştirel tutumlara yönelik gerçekle ilgili olmayan, gerçeği çarpıtan değerlendirmeler yapmak. Bu arada uygun koşullar var ise Türkiye’de yaşayanların aleyhine sonuçları daha da ağırlaştıracak Sağlık Sandığı Kurumu vb. “reformları” geçirmek.

4.gif (32399 bytes)

Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un, izlediği çizgide büyük ölçüde bu. Benzer şeyleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı için söylemek de mümkün. Ancak görülen o ki Sağlık Bakanı, kendisi için bir sıkıntı olarak değerlendirdiği Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarına yönelik bir çalışmayı başlatmış durumda. Bakan, Hürriyet Gazetesi’nden Yalçın Bayer’le yaptığı görüşmede, “Tabipler odası bürokratları tehdit ediyor” demiş. Tabip Odalarının bürokratları tehdit etmek gibi bir tarzının olmadığı herkesçe biliniyor. Burada amaç, Danıştay’ın aldığı kararları bile uygulamama konusunda bir tutum izleyen Sağlık Bakanlığı’nın Tabip Odalarının yetki alanlarını sınırlamaya yönelik bir atmosfer yaratmak. Bilindiği gibi Tabip Odaları üye olan hekimlerin oyları ile seçilen yönetim kurulları, delegeler, onur kurulları ve genel kuruldan oluşmaktadır. Seçimle gelen bu yapıların çalışmaları üzerinde baskı oluşturmak ve son örneğini İstanbul Tabip Odası’ndan Dr. Kürşat Yıldız ve Dr. Hüseyin Demirdizen özelinde yaşadığımız soruşturmaların yürütülmesi anlayışın ne olduğunu işaret ediyor.

Bakan’ın oldukça ilgi çekici bir ifadesi de, “doktorların az ücret aldığını, Bakan’ın çalışmadığını kamuoyuna duyurmadığımız” yönünde. “Bunları kendilerinden rica ediyorum, olmuyor. Ama onların derdi puan almak” diyor. Bakan Durmuş’un bilmediğini düşünmek, bu ülkede yaşamadığını varsaymak ile mümkün olabilir ancak. Çünkü TTB kendisinden önce de, başta hekimlerin ücretleri olmak üzere tüm özlük haklarında mücadele etmiştir ve Bakan’ın kendisinden sonra da bu mücadele sürecektir.

Bakan Durmuş, Yalçın Bayer’e “Bir ay rotasyona git dendiğinde yaygara koparılıyor, baskı yaptırılıyor” diyor. Sadece hatırlatmakla yetiniyoruz; Bakan 16.6.1999 tarihinde yaptığı Sağlık Bakanlığı Bütçe Sunusu’nda birebir şu cümleyi kurmuştur: “Geçici görevlendirmelere son vererek, bunun yerine özendirici tedbirlere ağırlık verilecektir”.

Bakan Durmuş’un iddialarının yayınlandığı günün ertesinde, Yalçın Bayer, “TTB: Durmuş yanıltıyor” başlığıyla TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr.Eriş Bilaloğlu’nun açıklamalarına yer verdi. Bilaloğlu’nun “Anlaşıldığı kadarıyla Sayın Durmuş ya parti teşkilatının bakanlığın Personel Genel Müdürlüğü gibi çalışmasını benimsemiş ya da Personel Genel Müdürlüğü’nü kendi parti teşkilatı haline dönüştürmüştür” değerlendirmesini yaptığı gazetenin iki sayfa öncesinde yer alan bir haber, bu değerlendirmenin ne kadar gerçekçi olduğunu anlatıyordu: “MHP’de yine ihlal. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı’nın (Haluk Tokuçoğlu) MHP MYK üyesi çıkmasının ardından, yardımcısı Doç.Dr.Yalçın’ın da aynı kurul üyesi olduğu ortaya çıktı”.

Sağlık Bakanı Osman Durmuş, göreve geldikten sonra 23 Haziran 1999 tarihinde yapılan ilk ziyarette iletilen taleplerin hemen tamamı ya yasal olarak var olan, ancak yasanın uygulanması için siyasi bir iradenin kullanılmadığı, ya da bir biçimde Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanmış fakat yayınlanmamış yönetmelikler, Türk Tabipleri Birliği’nce yada Türk Tabipleri Birliği’nin de yer aldığı platformlarda ortak kabul görmüş hazırlıkların hayata geçirilmesi için girişimde bulunulmasını içeren talepler iletildi. Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse özel bir gerilim noktası olmayan ve hemen uygulamaya sokulabilecek başlıklardı bunlar. Ancak Sağlık Bakanlığı bugüne kadar hemen çözülebilecek başlıklarda adım atmamış olması ya da tam tersi girişimlerde bulunması -üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesi nedeniyle- Bakanlığın niyeti konusunda yeterli veri oluşturmaktadır.

Bu önerileri değerlendirmeye bile almayınca, izlenen çizgi tabip odalarına saldırmaya dönüşüyor. Türk Tabipleri Birliği bütünlüğü, bu saldırıları değerlendirebilecek bir olgunluktadır. Kafalarda yanlış bir şekilde yer ettirilmeye çalışılan Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarının hekimlik sorunlarıyla ilgilenmediği yanılsaması en azından her yıl çıkartılan çalışma raporlarıyla yalanlanıyor. Ortada olan gerçek ise belli: Sağlık Bakanlığı, sağlık alanının ve hekimlerin sorunlarını köklü çözümleriyle ilgili değil. Bunun üstünü örtmek de pek mümkün görünmüyor.

 

    mail9.gif (17469 bytes)             buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)