Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı

Bir adli tıp hekimi.....

Meslektaşları Prof.Dr.Fincancı'nın yanında

İstanbul Valisi Erol Çakır'ın, Sendikacı Süleyman Yeter'in işkenceyla öldürüldüğüne ilişkin rapor verdiği için hakkında suç duyurusunda bulunduğu İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı hakkında, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı "yeterli ve inandırıcı delil" bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Fincancı, Vali Çakır'a tazminat davası açtı ve suç duyurusunda bulundu. İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında da, Çakır'ın tavrı kınandı.

2.gif (52342 bytes)

İSTANBUL- İstanbul Valisi Erol Çakır'ın Sendikacı Süleyman Yeter'ın işkenceyle öldürüldüğüne ilişkin rapor verdiği için hakkında suç duyurusunda bulunduğu İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı, valiye 10 milyar liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı ve ayrıca İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Vali Çakır'ın suç duyurusu üzerine tahkikat başlatan Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı hakkında "yeterli ve inandırıcı delil" bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında, meslektaşları da Fincancı'ya destek verdi ve olayı kınadı.

Adli tıp uzmanlığının koruyucu hekimlik işlevini de yüklendiğini belirten Prof.Fincancı, "Bu koruyucu hekimlik, şidddetin önlenmesi ve dünyada ortadan kaldırılması için bir zorunluluk. Bu olayda da yaşadıklarım kişisel gibi görünebilir. Bana hakaret edildiğini ve mesleki onurumun çiğnenmeye çalışıldığını gördüm. Ben bunları takipsizlik kararı verildikten sonra bitmiş diye düşünebilirdim. Ama öyle değerlendirmiyorum. Bilirkişilik yapan, bilimle uğraşan tüm insanların, hekimlerin, adli tıp uzmanlarının bir daha böyle baskılara maruz kalmaması için benim bu konuda tazminat davası açmam gerektiğini düşünerek yola çıktım. Olayın toplumsal yanı da var. İnsan hakları ihlalleriyle ilgilendiğim için ben seçildim. Yaptıklarımdan onur duyuyorum" dedi.

Bir adli tıp raporunu değişik uzmanlık alanlarından bilim insanlarının hazırladığını vurgulayan Prof.Fincancı, şöyle dedi: "Böyle bir raporu ancak aynı düzeyde bilimselliği kanıtlanmış, ulusal ve uluslararası düzeyde yetkinliği belgelenmiş insanlar değerlendirebilir. Bu değerlendirmenin sonunda da bir yanlışlık sözkonusu ise konu ancak bilimsel nitemiği, yani hekim hatası nedeniyle yargılanabilir. Ancak yalnızca gözdağı vermek, tehdit etmek için kamu kuruluşundaki görevliler böyle bir değerlendirme yapamazlar. Hukuki ve bilimsel açıdan buna hakları yoktur".

Prof.Fincancı'ya destek veren tüm meslek örgütleri adına basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Orhan Arıoğul, vali tarafından yapılan ihbarın, bir yurttaşın, bir hekimin ve uzmanın vicdani ve bilimsel kanaatlarını ifade etmesinin nasıl sonuçlar doğurabileceğini göstermesi bakımından ibret verici olduğunu söyledi. Arıoğul, "Vali, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun gözaltında işkence sonucu meydana geldiği kanaatine vardığı ölüm olayıyla ilgili olarak oybirliğiyle verdiği raporu beğenmiyor. Kurulun altı üyesinden biri olan Fincancı'nın taraflı olduğunu iddia ediyor" dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr.Füsun Sayek de, "Meslektaşlarımız Hipoktar yeminine sadık kaldı. Yaşanan bu olay, bizi ürkütüyor" dedi.

TTB Merkez Konseyi'nce Başbakan Bülent Ecevit'e ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a gönderilen yazıda da, Vali Çakır'ın tutumunun Türkiye hekimlik ortamı için kaygı verici olduğu belirtildi. (TD)

 

        mail9.gif (17469 bytes)             buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)