Bu nasıl “Devlet Baba” Erdinç Köksal

Deprem bahanesiyle, hükümetin dört elle sarıldığı ve manşetlerde "Deprem Vergisi" adıyla gündeme gelen vergi, aslında bir koyundan birkaç post çıkarma sonucuna doğru hızla yol almaktadır.

Bir taraftan haftalardır ekranlarda bilim adına yapılan ürkütücü konuşmalar, kırılmamış fay hattı grafikleri, gazetelerde yayınlanan çürük zemin ha-ritaları, hırsız müteahhitlerin mevcudiyeti ve bir taraftan da devam eden artçı depremler yüzünden herkes evine korku içinde gitmekte ve yaşamaktadır. Bu karamsar tablo içinde vatandaşın yapacağı tek bir şey kalmıştır: Bir an evvel evinin zemin ve mühendislik incelemelerini yaptırmak.

Evet! Yaptırmak mutlaka gerekli, ama nasıl? Ortalama bir apartmanın bilimsel olarak incelenip test ettirilmesinin maliyeti, 5-6 milyar lira olup, daire başına zorunlu olarak milyonlarca liralık külfet getirmiştir. İş bununla kalmayacak, verilen rapora göre kolonlara mantolama... perdeleme... destekleme... diyafram duvar gibi takviyeler gerekecek ya da hasar olsun veya olmasın, bütün binalar 1998 deprem yönetmeliğine göre yeniden mühendislik hizmetlerine tabi olacaktır. Bunun ise daire başına milyarı aşkın ilave bir külfet getireceği aşikardır.

Yıllarca işçilik yapmış, memuriyet yapmış, küçük esnaflıkla ömrünü tüketmiş milyonlarca kişi emekli maaşı için sabahın erken saatlerinde banka kuyruğuna girerken, 75 bin liralık ekmeği alamadığı için 50 bin liralık halk ekmek kuyruklarında oruç ağzıyla beklerken, bu ekstra ödemeler karşısında çaresiz kalmışken, bir de piyasayı saran deprem vergileriyle boğuşmaktadır. 1999'da ödediğin emlak vergisini yeniden öde, araba vergisini yeniden öde, kira vergisinin, gelir vergisinin yüzde bilmem kaçını tekrar öde...

Devlet zaten binaların incelenmesi mühendislik ve inşaat hizmetleri dolayısıyla oluşmaya başlayan yeni kurumlardan ve vergi mükelleflerinden trilyonlarca liralık yeni kaynak sağlamışken, bununla ye-tinmeyip fırsat bu fırsattır deyip KDV oranlarını da iki puan arttırarak halka bir darbe daha vurmuştur.

Böylece gariban halkından depremi bahane ederek birkaç post çıkarma maharetini gösteren yüce parlamenterlerimiz, bu parayı kıyak emeklilikleri için harcamak üzere kolları sıvamış bulunmaktadır. Bunca mazlum ahıyla kursaklarında kalır inşallah!

Bilmiyorum, aynı fikri paylaşıyor musunuz? Ama benim bir doktor olarak asıl yazmak istediğim konu bu değildi. Yıllardır, sağlık hizmetlerindeki KDV'nin büyük bir haksızlık olduğunu savunan ve kaldırılması için mücadele eden bir hekim olarak, bu furyada sağlık hizmetlerindeki KDV'nin de %15'ten %17'ye çıkarılması karşısında isyan ediyorum.

AH ŞU DOKTORLAR...(*) kitabımda yer alan KADEVE başlıklı yazıyı, bu konuda çarpıcı bir örnek oluşturması bakımından tekrar dikkatinize sunmak istiyorum. Bilmem haykırışımı siz nasıl değerlendirirsiniz?

Okul dağılmış; süratle gelen kamyon yavrucağı ezmişti. Şoför, tarafından en yakın hastaneye yetiştirilen yaralı derhal ameliyataalınmış, hayatı kurtarılmış ama ne yazık ki sağ bacağı dizinden kesilmişti.

Baba, bir hafta sonra hastaneden çıkış işlemlerini yaparken faturayı gördüğünde gözlerine inanamadı:

Hastane giderleri............100 000 000 TL

KDV................................. 15 000 000 TL

Toplam............................115 000 000 TL

Zaten perişandı... Hastane parasını bulabilmek için çalmadık kapı bırakmamıştı. On beş milyon da kadevesi... Bağırdı, çağırdı, isyan etti. Kesilen bacaktan KDV alan devlette kahretti.

**

İlk gebeliği idi. Doğumuna az bir zaman kalmıştı. Bir gece şiddetli kanamayla hastaneye zor yetiştirdiler. Derhal ameliyata alınmasına rağmen, bebek maalesef kaybedilmişti.

Günlerce için için ağlayan ve sesi çıkmayan baba, hesabı öderken yüksek sesle haykırıyordu.

-Bu nasıl düzen? Bu nasıl devlet böyle? Bu nasıl bir vergi sistemi ki, benim çocuğum ölmüş, ondan bile KDV alıyorlar!

**

Beti benzi solmuş yaşlı adam, röntgenciden ayrılırken isyan ediyordu:

-Valla doktor begim, bundan başka param yokdir. Hemi de derdim çoktir. Ülser demişler... kanser demişler... çok filim istemişler... Hastane iki aya gün vermiş...Çaresiz kalmişem sana gelmişem. Param maram bu kadarcık. Bir de kadevesi diyorsun. Ben ölmişem.

Evet KDV alınacak. Alınacak ama bunun bir mantığı bir adaleti, bir insafı olması gerekmez mi? Hasta burun estetiği yaptırmıyor, yüz gerdirmiyor, transsexuel ameliyat yaptırmıyor, can derdiyle uğraşıyor. Adam Jaguar araba, kotra, Malboro sigara, viski, puro almıyor ki... Sağlık parası ödü-yor, hastane parasını ödüyor, ishal hapı, kalp ilacı, astım ilacı, kanser ilacının parasını ödüyor, aslında sosyal bir devletin yapması gerekenleri kendi cebinden ödüyor, bütün bunlara utanmadan bir de KDV ekleniyor.

Bu nasıl "Devlet Baba"dır, yıllardır anlayamadım.

(*) Bilgi Yayınevi

 

mail9.gif (17469 bytes)                    buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)