2000’li Yıllara Sesleniş

Türk Tabipleri Birliği ikinci bin yıl sona ererken, dünyada ulaşılan uygarlık düzeyinin insana yabancı olduğunu görmektedir.

İnsanı merkeze alan ve insanı önceleyen bir uygarlıktan söz etmek giderek zorlaşmaktadır. Gelinen noktada, başta insan olmak üzere doğayı ve çevresini tahrip eden, kaynakları sorumsuzca heba eden, savaşların ve insanın insanı sömürüsünün devam ettiği, merkezinde -insana bütünüyle yabancı- kar mantığının egemen olduğu bir dünyada yaşanmaktadır.

2000'li yıllara, sağlık alanındaki hedeflerle, bulunulan nokta arasındaki mesafenin uçurum oluşturduğu bir görüntüde giriyoruz.

7.gif (95449 bytes)

Dünyada yaşayanların büyük çoğunluğu ve yoksullar aleyhine giderek artan eşitsizlikler, sağlık alanında gerek dünya, gerekse Türkiye'de ki görece iyileşmeleri (bebek ölüm oranı, doğumda beklenen yaşam süresi, vb) önemsizleştirmektedir.

1970'lerde "2000 yılında herkese sağlık" hedeflerinin konulduğu hatırlandığında, bu eşitsizliklerin nedeni Dünya Bankası'nın insanı değil rekabeti ve pazar güdümlü mekanizmaları merkeze alarak yönlendirdiği sağlık politikalarıdır.

Sağlık için vazgeçilmez ön koşul sosyo-politik iklim ve uygulamalardır.

2000 yılına girerken Türkiye'deki mevcut politik iklim, 12 Eylül'den bu yana izlenen çizginin net bir "başarısı" olarak ortadadır. Bu başarı; dinci gericiliğin, ırkçılığın yükselmesi, bağımsızlık duygusunun köreltilmesi, özelleştirme yaklaşımları ile Türkiye'de yaşayan çoğunluğun çıkarlarının unutulup kamunun çökertilmesi, aydınlanmacılığın ve bilimin yol göstericiliğinin terk edilmesi, en yüce değer olan emeğin ve mücadelesinin her düzeyde baskılanarak düşünce ve örgütlenme özgürlüğü alanında anti-demokratik uygulamaların egemen kılınması, barış içinde ve bir arada yaşama duygusunun ve isteğinin parçalanması ve "her şeyin fiyatını bilen ama değerini bilmeyen" ahlaki açıdan çökmüş bir toplum yaratma başlıklarında toplanabilir.

Artık bir dönem kapanmıştır.

Gerek dünya gerek Türkiye'de son 20-30 yıldır izlenen politikalar, ortaya çıkarttığı sonuçlarla, insanlara umut vaat eden bir kapsamda olmadığını tartışmasız bir şekilde verilerle sergilemiştir.

Türk Tabipleri Birliği, Türkiye'de sağlıklı bir toplum olmanın örgütlü emekten geçtiğini bilmektedir.

Türkiye'de örgütlü emeğin talebi ise, dinci gericilik ve ırkçılığa, her düzeyde yayılmacı ve tahakkümcü emellere, savaşa, özelleştirmelere karşı; sağlık için vazgeçilmez bir ortam olan demokratik-laik, barış içinde bir arada, bağımsızlıktan, aydınlanmadan-bilimden, emek ve emek mücadelesinden yana, kamu çıkarlarını koruyan ve geliştiren, her türlü dayatmayı reddeden, insan hak ve özgürlüklerini savunan ve insan yaşamına saygıyı önceleyen, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün sağlandığı, çok uluslu şirketlerin değil insanı temel alan bir hukukun üstünlüğünün egemen olduğu yaşanası bir Türkiye'dir.

Türk Tabipleri Birliği yeni bin yıla umutla girmektedir.

Umudumuz, hiçbir karamsar tablonun köreltmesine izin vermeyecek olan insandadır. Türk Tabipleri Birliği olarak, karamsarlığı ve karamsarlığın sebebi olan politikaları/güçleri önemsizleştirecek ve 3. bin yıla damgasını vuracak olanın emeğiyle geçinen insanlar olacağına inancımız tamdır.

İnsanın insanı ezmediği, savaşmadığı ve sömürmediği bir dünya, üçüncü bin yılda bütün insanların ortak hedefi olmalıdır.

Yaşadığımız dünya, insanı/insanlığın vicdanını ve savaşsız, sömürüsüz insanca yaşanılan bir dünya özlemini ve bunun savunucularını daha fazla ihtiyaç olarak ortaya çıkarmaktadır. Türk Tabipleri Birliği bu özlemin ve ihtiyacın gerçekleşmesinde, başta sağlık alanı olmak üzere, kendine mütevazı bir sorumluluk biçmektedir.

Türk Tabipleri Birliği, geçmişinden bu güne bu dayanışmanın, umudun ve çabaların mütevazı bir parçası olmaktan mutluluk duyduğu kadar, yeni bin yılda, insandan yana umudun taşıyıcısı olma sorumluluğunu da göstereceğini ilan eder.

 

mail9.gif (17469 bytes)                    buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)