İzmit izlenimleri ve öneriler

TTB’nin deprem bölgesinde sırayla hekim göndermesi çerçevesinde Edirne Tabip Odası’ndan bölgeye 4 hekim gittik. Bölge henüz yeni yeni yaralarını sarmaya başlamışken, yeni artçı depremler ve Düzce depremi, artık insanların gözlerinde tam bir korku ve endişe yaratmıştı. Bölgenin ciddi anlamda yardıma ihtiyacı var ve TTB’nin bugüne kadar elinden geleni yaptığı ya da yapmaya çalıştığı görülmektedir. Deprem felaketinin bölgede neden olduğu sağlık sorunlarının önemli bir bölümünde TTB’nin direkt sahip çıktığı ve özellikle depremin ilk günlerinde olmak üzere, bölgeye çok büyük katkılar yaptığı gözlemlenmektedir. Biz de bölgeye gittiğimizde: TTB olarak,hekim olarak ve ekibimizdeki Halk Sağılığından öğretim üyeleri ve asistanı olarak katkı yapmaya çalıştık. Bölgeye gitmeden önce hazırlamış olduğumuz eğitim materyalini, tüm sağlık ocaklarına, çadırkentlerdeki sağlık birimlerine dağıttık. Bölgede yaklaşık 1 haftalık izlenimlerim ve önerilerimiz aşağıdadır:

Bölgede ziyaret ettiğimiz 1 sağlık grup başkanı ve 2 sağlık ocağı hekimi, gidiş amacımızı kendilerinin başarısızlıklarını bulup bir yerlere bildirmek olarak değerlendirmişlerdir. Bu durum, etkinliğini azaltıyor.

Bölge halkının eğitime güven duygusuna ve bilgilendirmeye her zamandan daha fazla ihtiyacı vardır. Halkın sağlık eğitimi planlanmalı, bu konuda diğer kurumlarla mümkün olduğunca işbirliği sağlanmalıdır.

Bölgedeki başka bir izlenimimiz, bölgede tüm kurumların görev yaptığı ancak en az değer verilen, sorunları giderilmeye çalışılan kesimin sağlık personeli olduğudur. Kendileri de depremzede olan gerçekten büyük özveriyle çalışan sağlık personelinin moral desteğe ve motivasyona olan gereksinimi açıktır. Bizim bu noktada önerilerimiz şunlar olabilir:

Bölgede hizmet sunan sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları için Sağlık Bakanlığı’nca ek bir ücret ya da tazminat verilmeli ve bu konuda TTB ağırlığını koymalıdır.

TTB tarafından bölgede hizmet veren tüm sağlık çalışanlarına yaptıkları çalışmalardan ötürü teşekkür belgesi gönderilmelidir.

Bölge sağlık çalışanlarını olumsuz çalışma koşullarından uzaklaştırmak ve motivasyonu arttırmak amacıyla TTB tarafından sosyal bir aktivitenin düzenlenmesi yararlı olacaktır.

Sağlık Müdürlüğü adına bölgeye geçici görevle gelen insanların Sağlık Müdürlüğü bahçesinde çadırlarda karşılanmaları, TTB’nin şu ana dek yaptıkları, bölgenin son durumu ve olağanüstü koşullarda sağlık hizmetleri konusunda hazırlanacak kısa bir broşürün bu personele dağıtılması, bölgeye gelen hekimleri rahatlatacaktır. Ayrıca, başta il dışından gelenlere olmak üzere, sağlık çalışanlarının akşamları oturabilecekleri bir lokalin düzenlenmesi, son derece yararlı olacaktır.

Bölgeye gönderilen sağlık personeline Olağanüstü Koşullarda Sağlık Hizmeti konusunda kısa süreli de olsa eğitim verilmelidir. TTB bu konudaki dokümanlarını çoğaltarak, bölgeye ve bölgede çalışmaya gönüllü olacaklara göndermelidir (yerel tabip odaları aracılığıyla).

Bölgeye geçici gönderilen personelin seçiminde, bölgeye dağıtımında eşit davranılmadığı konusunda hem çalışanlardan şikayetler alınmış, hem de bu konuda gözlemlerimiz olmuştur. Örneğin, kimi çadırkentlerde, 2-3 doktor görevlendirilirken, bazılarında yardımcı sağlık personeli konusunda bile sıkıntılar yaşanmaktadır.

Hiç olmazsa, böylesine olağanüstü koşulların yaşandığı dönemde bürokrasiyi kısa bir süre kaldıralım ve yalnızca “en iyi sağlık hizmeti nasıl verilir?” diye düşünelim deriz...

Bölgede sağlık personeli sorunu halen geçici görevlendirmelerle yürütülmeye çalışılmaktadır. Gözlemlerimiz sonucunda geçici görevle gönderilen sağlık personelinden istenen verim alınmadığını düşünmekteyiz. En kısa sürede, bölgeye

kalıcı sağlık personeli gönderilmelidir.

Çadırkent ziyaretlerimiz sırasında, çadırkent yönetimlerini ziyaret edip, çadırkentlerin kapasitesi ve insan sayıları hakkında bilgi istedik. Bazı çadırkent yönetimlerinin bile, çadırlarda kalan insan sayıları hakkında kesin bilgi veremedikleri gözlendi. Devletin en kısa sürede, halka ve iyi bir denetimle sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi taktirde, sağlıklı hizmet sunumu gerçekleştirilemez. Bir çadırkentte, kaç kişinin kaldığı bilinemiyorsa, yapılan planlamaların biç biri sağlıklı olamaz.

Bölgede şu ana kadar 8 Hepatit A, 2 kızamık vakası saptanmıştır. Ekibimizin halk sağlığı uzmanlarından oluşması sebebiyle 2 gün bu konu üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bulaşıcı hastalıklar ve salgın sorunun öncelikli olması gerekirken, bu hizmetlerin yoğun poliklinik çalışmaları nedeniyle ikinci plana atıldığı görüldü. Bu konularla ilgili her türlü bilgi ve doküman hekimlere verildi. Her türlü sorunda bağlantı kurmaları önerildi. Artık sağlık ocaklarının esas görevlerinin poliklinik hizmeti sunmak olmadığı anlatılmalıdır. Gerçek anlamda sağlık ocağı hekimliği yapmak ve öncelikli hizmetleri sunmaya çalışan sağlık personeli Sağlık Müdürlükleri ve TTB tarafından desteklenmeli, sağlık ocağı hekimi “bulaşıcı hastalık ya da salgın araştırması için sahaya çıkarsam reçete yazamayacağım. Acaba şikayet edilir miyim? Görev yerim değiştirilir mi?” kaygısı yaşamamalıdır. Bu kaygı sürdükçe, sağlık ocakları asli görevlerini yerine getiremezler ve başından bu yana bölgede özveriyle çalışan sağlık personeli bulaşıcı hastalıklara ve salgınlara yenik düşer.

“Herkese biraz, ihtiyacı olan daha fazla sağlık” ilkemizden yola çıkarak, destek ve katkıya her zamandan fazla ihtiyacı olan bölgeye yardıma devamda kararlıyız ve üstümüze düşeni yapmaya hazırız. Tüm arkadaşlarımızın da bizler gibi düşündüğünü biliyoruz. Bölgeye emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Saygılarımızla.

Dr. Galip Ekuklu

Dr. Bülent Kadri Gültekin

Dr. Hasan Çetin Ekerbiçer

 

mail9.gif (17469 bytes)                    buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)