Çözüm vardiyada değil, sevk zincirinde

SSK Etlik Polikliniği'nde sevk sistemi harekete geçiriliyor

Dr. Okan Cinemre

Haber-Analiz

 

tp52-11.GIF (23292 bytes)

Önce sorunları yaratan, sonra da çözüm (!) bulan hükümetler, birinci basamak sağlık hizmetlerini çökertmenin ve pratisyen hekimliği yok saymanın vurdumduymazlığı içinde halka son müjdeyi verdiler: VARDİYA SİSTEMİ!

Halkın bedenen, ruhen ve sosyal olarak sağlıklı kalmasını ve korunmasını değil, hastalığın tedavisini önceleyen yaklaşımıyla sorunlar yumağına dönen sağlık sistemimizde, 'sorun varsa çözüm hastanedir' anlayışı iyice belleklere yerleştiriliyor.

Ülke ölçeğinde planlanmış ve halk sağlığı temelinde uygulamalar yerine, dar, kentsel, rekabete dayalı, yüksek teknolojili ve aşırı düzeyde uzmanlaşmış bir sağlık örgütlenmesinin özendirilmesi, 1. Basamakta çalışan pratisyen hekimlerin üretmiş oldukları ve daha iyisini de üretebilecekleri sağlık hizmetlerini piyasaya açıyor, metropollerde birinci basamağa ve dolayısıyla pratisyen hekimliğe olan inanç eksikliğini pekiştiriyor.

 

tp52-6.GIF (22532 bytes)                                              tp52-9.GIF (24355 bytes)

Sağlık bakanlığı tarafından getirilen, hukuka ve mevcut yasalara uygunluğu bile tartışmalı olan vardiya sistemiyle; "hastanelerdeki yığılmanın azaltılması", "hastalara daha fazla süre ayrılması", "tetkik ve teşhis birimlerinin daha etkin kullanılması", "dışarıya sevklerin azaltılması" gibi amaçların yanında özellikle belirtilen, "uzman ve nitelikli insan gücünden üst düzeyde yararlanılması" ifadesi hekimler için çok anlamlıdır. Eğitim hastanelerinde çoğunlukla ağır ve kronik hastaların tedavisinin yapıldığı ortadadır. Bugünkü yapılanmaları uzmanlık eğitimi ile ileri tetkik, tedavi gerektiren araştırma hastalarına hizmet vermek olan eğitim hastanelerinde çalışan hekimler üzerinden, uzman ve nitelikli insan gücünden üst düzeyde yararlanma adına 1. basamak poliklinik hizmetleri sunulmaktadır, bu ülkede eğitimin değersiz ve niteliksiz olduğu adeta bir kez daha gözlerimize sokulmakta, pratisyenliğe olan inanç yiterken uzmanlık ucuzlatılmaktadır. Önemli olan mevcut hekim istihtamından "üst düzeyde" değil "doğru" yararlanmaktır. Esas sorun hastanelere başvuran hasta sayısından çok bu hastalardan kaçının hastaneye ihtiyacı olduğudur. Örneğin, eğitim hastanesinde aynı poliklinik kuyruğunda bekleyen sıradan başağrısı şikayeti olan bir hasta ile beyin tümörü olan hasta arasında fark yoktur. Halkın uzman doktora muayene olma isteğini, popülizm ve halka şirin görünmek adına teşvik etmek, gerçekten uzmanlık bilgisine gereksinimi olan hastalara haksızlıktır.

Vardiya mı? Sevk zinciri mi?

Sevk zincirinin kurulması ve 1. basamağın özendirilmesinin sorunları çözeceğine ilişkin ifadeler, hayattan örneklerle de kanıtlanıyor. SSK Ankara Etlik Polikiliniği'nde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin harekete geçirilmesiyle, hastane kuyrukları gözle görülür bir biçimde azaldı. Sevk zincirinin kurulması ve randevu sistemiyle, yakın zamana kadar hastaların uzun kuyruklar oluşturduğu Etlik Polikliniği'nde, şimdi saatler öğleyi vurmadan muayeneler bitiyor.

SSK Etlik Polikliniği'ndeki son uygulamayla ilgili olarak bilgi veren Başhekim Yardımcısı Dr. Kadir Saylan, Etlik Polikliniği'nin Türkiye'nin en büyük polikliniği olması nedeniyle hasta sayısının çok yoğun olduğunu belirtiyor. Saylan, 21 Eylül tarihinde başlayan yeni uygulamayı ve hasta sayısında nasıl azalma yaşandığını şöyle anlatıyor: "Gelen hastalardan boğuluyorduk. Geçen sene günlük hasta sayımız, 4900'lere vuran bir rakamdı. Örneğin geçen Şubat ayında laboratuvarda personel sayısını artırdık ama gene de yetişemedik. Yani personel sayısını artırmak çözüm olmuyor. Ankara'da semtlerde bulunan dispanserler, istasyonlar harekete geçirildi. Bölge kısıtlamasına başladık, örneğin Mamak ve Kayaş, Ulucanlar'a gidecek, Batıkent, Sincan Ulus hastanesine gidecek, Yenimahalle'de semt dispanseri açıldı. Semtlerinde dispanser bulunmayanlar doğrudan bize gelebilecek. Randevulu sistemle de hastalara alternatif sunmuş olduk, broşür bastırdık, şimdi hasta bizi telefonla arayarak randevusunu alabiliyor. Sevk zincirinin kurulması, hastanemizi oldukça rahatladı. Biz vardiya sistemine gerek kalmadan bu yöntemleri seçtik".

Dr. Saylan rakamlar da veriyor. Uygulamadan önce hasta sayısı, 31 Ağustos'ta 4275, 1 Eylül'de 4195... Dr. Saylan, kendisinden bilgi aldığımız 26 Ekim Salı günü hasta sayısını 2855 olarak tespit ettiklerini belirtti. Saylan, salı günleri hasta sevklerinin ağırlıkta olduğunu, bu rakamın hafta sonuna doğru daha da düştüğünü ekliyor. Ve vurguluyor: "Burası eğitim hastanesi olduğu için hastaların alt basamaklardan süzülerek gelmesi lazım. Bunun için de sevk zincirini harekete geçirmek gerekiyor. Semtlerde sağlık istasyonları olmalı. Onun ötesinde küçük dispanserler... İstasyonda hemogram, sedim, rutin biyokimya yapılabilmeli. Ondan sonra bölge hastanelerine ve gerekiyorsa, daha sonra eğitim hastenelerine hasta gelmeli. Ama tabii, alt taraflarda sıkıntı var mesela Kayaş'ta hastalar şeker tahlili için bile buraya geliyorlar, çünkü orada sağlıklı tahlil yapılamıyor. Buraları güçlendirmek lazım".

Uygulamadan önce öğleden sonra, hatta öğle tatilinde bile büyük yığılmalar yaşanıyordu. Şimdi saat 11 gibi hastalar muayenelerini olmuş ve gitmiş oluyorlar. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, yapılması gereken 224 sayılı yasayla da tanımlanan sevk sistemini kurmaktan ve birinci basamağı güçlendirmekten geçiyor.

SSK deneyiminin de ışığında, tekrar vardiya uygulamasına dönelim. Vardiya uygulamasının sağlık sistemindeki sıkıntıları aşmaya yaramayacağı ve zorlama bir çözüm olduğu bellidir. Bir bütün olarak düşünülmediğinde sunulan projeler mucize yaratmayacak bilakis yanlış bir sistemin doğurduğu olumsuzluklar, geçici bir süre için gözlerden kaçırılacak ve çözüm yolunda zaman kaybedilecektir. Sağlık bakanlığı meslek örgütümüzün yıllardır savuna geldiği ve yasal olarak uygulamak zorunda olduğu; eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti sunumunu öngören 224 sayılı yasayı görmezlikten gelemez. Uzman olmadığı için nitelikli saymadığı onbinlerce pratisyen hekim sağlık ocaklarında olumsuz koşullarda, mesleki doyumdan uzak, yetersiz personel ve tibbi donanım ile, güç ekonomik şartlar altında çalışmaya devam etmektedir. Vardiya sistemi pratiyen hekimlere vurulan son darbedir. İşlevsizleştirilerek toplumsal konumları ve güvenilirlikleri yok edilmeye çalışılmakta, her türlü hak talepleri de rahatlıkla geri çevrilebilmektedir. Toplumda yaygın görülen hastalıkların %90-95'inin birinci basamakta tedavi edilebildiği gerçeğini görmezden gelmek ve bu alanda çalışan hekimleri yok saymak mevcut sağlık sisteminin en büyük açmazıdır.

Hükümetler ve Sağlık Bakanlığı gerçekten halkın sağlığını birinci derecede düşünüyor ve önemsiyorlarsa, sadece 224 sayılı yasada öngörüldüğü biçimiyle sevk zincirine uyulması, vardiya sistemi için öne sürülen gerekçelerin ve sorunların çözümünde yeterli olacaktır. Yapılması gereken, ülkemizde alt-üst olmuş sağlık sistemini ayakları üzerine oturmak, toplum sağlığını ve koruyucu hekimliği temel almak, bütçeden sağlığa ayrılan payı artırarak hem sağlık çalışanlarının koşullarını düzeltmek, hem de kamu sağlığı alanında yeni yatırımlara yönelmek, sağlık ocağı, dispanser, kurum ve işyeri hekimlerinin vereceği hizmetlerin desteklenerek sağlığın tartışmasız bir temel hak olduğunun kabul edilmesidir . Ancak ne yazık ki bunları bugünkü hükümetten ve sağlık bakanlığından beklemenin büyük bir hayalperestlik olacağı son derece açıktır. Hükümet ve bakanlık çok net bir biçimde IMF ve Dünya Bankasının ülkemize sunduğu reçeteleri ve direktifleri uygulamakta, bütün toplumun sağlığını ve kamu sağlık hizmetlerini ulusötesi şirketlerin pazarı haline getirmeye çalışmaktadır. Nitekim daha önce ki dönemlerde de pek çok örneğini gördüğümüz GSS(genel sağlık sigortası), KSS(kişisel sağlık sigortası), Sağlıkta 2000 Reformu gibi cicili bicili sözlerin altındaki sağlığın pazara ve piyasaya açılma girişimleri Sağlık Sandığı adı altında karşımıza geliyor, halka sus payı olarak da vardiya sunuluyor, fakat ne yazıkki Türkiye Cumhuriyeti'nde doğan her 1000 çocuktan 40' ı bir yıl içinde ölüyor. Herkese iyi vardiyalar.

 

 

 

mail9.gif (17469 bytes)                    buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)