ATO’dan Düzce izlenimleri
Dr. Zuhal Ergönül

Düzce'ye doğru giderken yolda acil önlem taşımayan araçların ve kamyonların bekletilerek trafiğin açık tutulması gördüğümüz en önemli önlemdi. 17 Ağustos depreminde bu basit önlemin bile düşünülmemiş olması içimizi burktu.

Yolda çok sayıda ambulansın bölgeye gittiğini de gördük. Yardıma giden ekiplerin bagajlarında bu kez önemli aletler göze çarpıyordu. Kazma, kürek, balyoz gibi.

Kaynaşlı'da hemen gözümüze çarpan, yıkılan bina sayısının çokluğu oldu. Kurtarma çalışmaları başlatılmıştı. Askerler ellerinde inşaat araçları ve başlarında baretlerle çalışmaya koyulmuştu. Bu görüntüler devletin depreme karşı artık daha hazırlıklı olduğunu göstermekteydi.

Düzce Devlet Hastanesi'ne ulaştığımızda gönüllü hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının hastane bahçesinde iş başına geçmiş olduklarını gördük. Hastaneye çok sayıda yaralı geliyordu. Hastane bahçesinde özveriyle koşuşturan sağlık çalışanları, yaralılar ve yakınlarını arayan depremzedeler vardı. Düzce Devlet Hastanesi Başhekimi ailesini bırakmış, hastanede görevinin başındaydı. Gördüğümüz karmaşa karşısında, kendisine gönüllülerin ve yardımların organizasyonunu TTB ve ATO olarak üstlenmeye hazır olduğumuzu bildirdik. Başhekim bu önerimizi kabul etti ve birlikte çalışmaya başladık.

Bu saatten itibaren Kızılay'ın gönderdiği çadır hastanenin, Devlet Hastanesi bahçesine kurulması için plan yaptık. Acil servis, yataklı izlem bölümü, eczane ve sağlık çadırlarının yerini belirledik. Kızılay, bu kez donanımlı ve organize görünüyordu. Hastaneye gelen askeri birliğin de yardımlarıyla hastane kuruldu. Bu süre boyunca, soğuğa ve ışık azlığına rağmen, hastalara ilk müdahaleler yapılıyor ve hastalar çevre hastanelere sevk ediliyordu. İlaç, tıbbi malzeme ve sağlıkçı eksiği yoktu. Bir çok sağlıkçı çadırların kurulmasına yardım etti. İstanbul İl Sağık Müdürlüğü ve 112 ekipleri bizlere çok yardımcı oldu.

Sabah ATO'dan bir ekip, depremden en çok zarar gören yerleşim bölgelerinden biri olan Kaynaşlı'ya giderek inceleme yaptı. Sağlık Ocağı depremden etkilenmemişti ancak, içine girilmiyordu. Sağlık Ocağı önünde hizmet verilmeye başlanmıştı. Sağlık Ocağı hekimi Dr. Hakan işbaşındaydı. Hacettepe'den bir ambulansla gelmiş olan hekimler, yaralıları tedavi etmeye başlamışlardı. UNİCEF'in Kaynaşlı'da bir sahra hastanesi kuracağı söylendi. Daha sonra bunun gerçekleştiğini duyduk. Burada sağlıkçılarla iletişim kurularak, gerektiğinde Düzce Devlet Hastanesi'nin bahçesinde TTB çadırına başvurabilecekleri bildirildi. Bu çadırda koordinasyonu sürdürmek amacıyla bir süre daha, en az bir hekimin bulunması gerekli görünüyor. Ancak bizim gözlemlerimiz, bölgede ihtiyacın üzerinde hekim ve sağlıkçı bulunduğunu gösteriyor. Daha koordineli olması için, bölgeye gitmek isteyen Ankara’daki hekimlerin ATO'da oluşturulacak listeye başvurmalarını istiyoruz.

Kurulan hastanede çeşitli eksiklikler bulunuyor. Çadırların zeminine su izolasyonunu sağlamak amacıyla en kısa sürede mıcır dökülmeli. Hastanenin bahçesinde bir mutfak, tuvalet ve kullanma suyu sağlanması şart. Eksiklikler Sağlık Bakanlığı'na iletilecek.

Yardım iletmek isteyenler için şunları söyleyebiliriz. Soğuk hava nedeniyle en büyük ihtiyaç, kalın kışlık giyecek, battaniye ve uyku tulumu. Bunun dışında çay, kahve, hazır çorba gibi sıcak içecek en azından çalışanlar için çok önem taşıyor. Katalitik ya da elektirikli ısıtıcılara ihtiyaç var. ATO çadırlarında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nce sağlanan 3 adet jeneratör sağlıkçıların her türlü kullanımı için bulunuyor. Bunun dışında bölgeye ulaşan yardımlar yeterli görünüyor. Ancak bunların halka dağıtımının yeterince yapılıp yapılmayacağını ve sürekliliğinin sağlanıp sağlanmayacağını zaman gösterecek.

 

 

mail9.gif (17469 bytes)                    buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)