Kongrede sanat da vardı

İSTANBUL- Hekimler, yoğun olarak aynı zamanda sanatla da uğraşan az sayıda meslek grubundan birini oluşturuyor. Bunun nedenini sorduğumuz Dr. İlhan Aydın, “Annem istedi doktor oldum, yoksa tamirci olurdum” diye yanıtlıyor. Eğitim sisteminin açmazlarından belki de, çalışkan ve zeki çocuklar doktor, mühendis olmaya yönlendiriliyorlar. Bunun sosyolojik, psikolojik nedenleri bir yana, sonuçta ilgilerinin peşini bırakmayan hekimler, ortaya çok güzel ürünler çıkarıyorlar.

kayık.jpg (99105 bytes)                                          boya.jpg (99687 bytes)

5. Pratisyen Hekimlik Kongresi, bu açıdan da verimli geçen bir kongre oldu. Hekimler, sanatsal yönlerini, meslektaşlarıyla paylaştılar.

Dr. İlhan Aydın, nesnenin, eşyanın ölümsüzlüğüne ve yeniden doğuşuna inanıyor. Onun eserlerinde bir zamanlar savaş aracı olan İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir mavzer, savaşı çağrıştırmayan bambaşka bir işlevle karşımıza çıkıyor, bir dikiş makinesi tekerleği estetik bir unsura dönüşüyor. Yanmış evlerden bir pencere çerçevesi, bir ekmek dolabı, onun ellerinde yeniden hayat buluyor. Aydın, çöpleri karıştırıyor, ölüme terkedilen eşyaları, bir sanat eseri olarak karşımıza çıkarıyor. Çocukken, her şeyi bozup yeniden tamir etmeye düşkün olan Aydın, şimdi bir yandan hekimliğini sürdürüyor, bir yandan da eşyaya yeniden ve başka bir biçimde hayat veriyor. Aydın sanatsal yönünü şöyle anlatıyor Tıp Dünyası’na: “Reenkarnasyon bir şeyin ölüp, başka bir şekilde dünyaya gelmesidir. Dikiş makinesi tekerleği, yapılma işlevi için kullanılmaktan vazgeçilse de, başka bir şe-kilde kullanılabilir. Dönüşebilmek çok büyük bir yetenektir ve bunu eşya başarabiliyor. Bu mavzer artık mavzer değildir. Yani hiçbir şey göründüğü gibi değildir”. Aydın’ın sergisinde sadece yeniden doğan eşya değil, camaltı boyama tekniği ile yaptığı eserleri de vardı.

Kendisini “kırmızı” olarak nitelendiren Aydın, her bo-yaya bir parça kırmızı kattığını söylüyor. Bu sergi üçüncü kişisel sergisi.

lhan.jpg (95039 bytes)                                          mf.jpg (39696 bytes)

Dr. Emel Demir, ilk görev yeri Rize’de başlamış fotoğraf çekmeye, Karade-niz’in sert doğasının gizlediği büyülü atmosfer onu ilk etkileyen görüntüler. Sonra Eskişehir’de eğitimini de almak gerektiğini düşünerek, Fotoğraf Sanatları Derneği’ne gitmeye başlamış. Doğa üzerinde çalışıyor ama belgesel fotoğrafçılığa doğru bir gelişim göstermeyi amaçlıyor ve sağlık ocağı hekimi olmanın fotoğrafa büyük katkısı olduğunu düşünüyor.

karik.jpg (47327 bytes)

Dr. Güzide Elitez’in fırçası, geçmişten kalan izlenimlerin, çocukluk anılarının, düşlerinin peşinde. Yağlıboya çalışmalarını dokuz yıldır sürdürüyor. Resimlerinde çocukluğunun geçtiği Ege’nin izleri var. İçinde iyi ve güzel insanların yaşadığına inanmaya hazır olduğunuz mekanların naif tasviri, özel bir inceliği, özel bir bakış açısını yansıtıyor. Bugüne kadar karma sergilere katılmış, şimdi kişisel sergisini açma hazırlığı içinde. Pratisyen hekimlerin sergisine gösterdiği ilgiden memnun. Kongre sırasında tanıştığı tüm hekimleri sergisine çağırma planları kuru-yor, resimlerine ilgi gösteren herkesin adresini alıyor.

            

 

                  

 

mail9.gif (17469 bytes)                                                buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)