SAĞLIK HİZMETLERİNE ULAŞAMAMAK ÖLDÜRÜYOR
ANKARA- Ülkemizde beş yılda bir gerçekleştirilen Türkiye Nüfus ve
Sağlık Araştırması (TNSA)'nın sekizincisi olan TNSA-98'in sonuç raporu geçtiğimiz
ay yayınlandı. Araştırmanın bebek ve çocuk ölümlülüğü bölümü yine
ürkütücü veriler sunuyor.
1994-1998 yılları arasında doğan bin bebekten 43'ü birinci doğum gününü
göremeden (bebek ölüm hızı; binde 42.7) ölüyor. Kırsal yerleşim yerlerinde doğan
bin bebekten 55'i birinci yaşından önce ölürken, kentsel yerleşim yerlerinde doğan
bin bebekten 35'i birinci doğum gününden önce kaybediliyor. Kırda doğan bebekler
kentte doğanlara göre %56 daha fazla ölüyorlar, başka bir anlatımla 1.6 kat daha
fazla ölme riskine sahipler. Doğu Anadolu bölgesindeki bebek ölüm hızı Batı
Anadolu bölgesinden %88 daha fazla(sırasıyla binde 61.5 ve 32.8).
Aynı tarihler arasında doğan bin bebekten 17'si doğumdan sonraki birinci ay ile
birinci yaş günü arasında kaybediliyor(post neonatal ölüm hızı; binde 16.9).
Kırsal yerleşim yerlerinde doğan bebeklerin birinci ile onikinci ay arasında ölme
riski kentsel yerleşim yerlerinde doğanlardan 2.2 kat(%117) daha fazla. Doğu Anadolu
ile Batı Anadolu arasındaki fark yaklaşık dört kat(sırasıyla binde 28.9, 7.5) yani
%285 daha fazla ölüyorlar.
Beş yıllık süre içinde gebe kalan annelerden Doğu Anadolu'da yaşayanların yüzde
altmışbiri, Batı Anadolu'da yaşayanların ise yüzde ondördü gebelikleri sırasında
doğum öncesi bakım alamamış. Kırsal yerleşim alanlarında yaşanan yüz gebelikten
kırksekizinde anne adayları doğum öncesi bakım alamazken Türkiye genelinde yüz
gebelikten yaklaşık otuz iki-sinde bu hizmet alınmıyor.
Gebeliklerinde ve doğum sırasında sağlık hizmetine ulaşamamış (tıbbi bakım
almamış) annelerden doğan bin bebekten ellisekizi doğumdan sonraki birinci ay ile
birinci yaş günü arasında kaybedilmişken, bu hizmeti alabilen annelerden doğan
bebeklerden binde beşinin aynı dönem içinde kaybedildiği ortaya çıkmıştır ki
fark 11 kattır. Hizmeti alamayan annelerin bebekleri alabilen annelerin bebeklerinden
aynı dönem içinde %972 oranında daha fazla ölmektedirler.
2000 Yılı Bütçesi Ne
Vaadediyor?
2000 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı’nın genel gerekçesinde aşağıdaki
hedefler doğrultusunda hazırlandığı ifade ediliyor:
"Enflasyonu yıl sonu itibariyle TÜFE'de %25, TEFE'de %20 seviyesine çekmek,
bütçe harcamalarını kontrol altına almak suretiyle açıkları azaltmak, bütçe
harcamalarını sağlam gelir kaynaklarıyla finanse etmek, borçlanma ihtiyacını en alt
seviyede tutarak, faiz oranlarını düşürmek, Kamu kurumlarında verimliliği
artırmak, kamu çalışanlarının enflasyon karşısındaki reel gelirlerini korumak,
yatırıma ayrılan kısıtlı kaynakların kısa sürede ekonomiye kazandırılabilecek
projelere yönlendirilmesini sağlamak, Marmara bölgesinde meydana gelen depremin ekonomi
üzerinde yarattığı tahribatı bir an önce gidermek, turizm gelirlerinin
artırılmasını sağlamak."
Yukarıdaki hedeflerle hazırlanan bütçenin giderler başlığı 46.9 katrilyon olup,
faiz giderleri 21 katrilyonu geçmektedir. Sözkonusu tasarının vergi gelirleri
başlığı ise; 24 katrilyondur. Bütçe tasarısında 2000 yılı için %25 enflasyon
öngörülmektedir. İç borç faizlerinin GSMH'ya oranı %16'dır. Bir başka ifadeyle
tasarıya göre 2000 yılında toplanacak vergilerin neredeyse tamamı iç borç
faizlerine harcanacaktır.
Bütçede Sağlık Bakanlığı için ayrılan rakam yaklaşık 1 katrilyon 60 trilyondur.
Sağlık Bakanlığı bütçesinin 830 tril-yonu personel harcamalarına, yaklaşık 77
trilyonu da yatırımlara ayrılmıştır. Kısacası toplam Sağlık Bakanlığı
bütçesinin %10'undan daha az bir kısmı yatırımlar içindir.
Devlet Bütçesi Nedir?
Devlet bütçesi yatırım ve toplumsal harcamaların gerçekleştirilme yoludur.
Kamu hizmeti ve sosyal hizmetlerin üretilmesinin bir aracıdır.
Bütçe, sözcüğün tam anlamıyla politik bir belgedir.
Bütçe hazırlıkları itibariyle bir "uzmanlık" işi gibi görülmekle
birlikte ruhunu anlamak hemen herkes için mümkündür, hatta gereklilikdir de!
Devlet Bütçemiz "İyi" mi? Nelere Bakalım?
Gelir Kimden, Harcamalar Kime?
Her bütçenin bir gelir bölümü bir de gider (harcama) bölümü vardır. Gelir
bölümüne bakarak yükün kime (kimlere) paylaştırıldığını, gider bölümüne
bakarak zenginliğin kime dağıtıldığını anlarız.
Bütçe gelir bölümü ile yükü, harcama bölümü ile zenginliği paylaştırma gücü
nedeniyle önemlidir.
Ne Kadar Samimi?
Bütçelerde samimiyet önemlidir, iç tutarlılığı olmalıdır ve öngörülen bir
yıllık süre için gerçekci ve güvenilir ifadeler içermelidir. Bütçelerin
samimiyeti, yıl sonu itibariyle bütçelerin ne kadar "saptığı" ile
anlaşılabilir.
Gelir Kimden?
Son yıllarda bütçe gelir hedefleri her yıl aşılmaktadır. Yani, devlet
öngördüğü gelirleri toplamaktadır. Ama kimden? 2000 yılı için öngörülen vergi
gelirlerinin çok büyük bir kısmı yine çalışanlardan toplanacaktır. Dolaylı
vergilerin de büyük ölçüde çalışanlara yansıdığı bi-linmektedir. Öngörülen
vergi gelirleri içerisinde -yine- kurumlar vergisi, servetten alınan vergiler, dış
ticaretten alınan vergiler gibi çalışanların dışındaki kesimleri hedefleyen
kalemler düşüktür. Zekeriya Temizel döneminde vergide yapılan değişikliklerle
sermayeye biraz daha payı arttırmak hedef-lendiyse de 57. Hükümet tarafından yapılan
değişikliklerle (kayıp dışı kesimin kayıp içine alınması, mali milad
uygulaması, vb.) bu "küçük" artırma dahi kaldırıldı. Dolayısıyla
devletin gelirleri çalışanlar tarafından sağlanacaktır. Devlet asıl vergi
alması gereken kesime borçlanmakta, vergi alabildiklerinden elde ettiği gelirleri
borçlandıklarına transfer etmektedir. 2000 bütçesinde vergi gelirleri
faize/rantiye kesimine aktarılacak olup, toplam vergilerin hemen büyük bir çoğunu
çalışanlar ödemektedir.
Yatırımlar yatmış, faiz ödemeleri artmıştır! 1993'lere kadar %10'un üzerinde olan
yatırımlar, son 5 yıl içerisinde %10'un altına inmiştir. Öngörülen büyüme
hızı da gözönüne alındığında 2000 yılında istihdamın daralacağı ve
işsiz-liğin artacağı anlaşılmaktadır. Faiz ödemeleri de yine bütçeden en büyük
payı almaktadır. Bütçe kamu hizmeti yürütmekle yükümlü olmasına rağmen, artık
işlevi toplumun azınlıkta kalan varlıklı bir kesimine borç/faiz ödemeleri yoluyla
özel bir hizmet sağlama noktasına gelmiştir.
Sağlık Bakanlığı
bütçesi?
Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel kalemleri belli olmakla birlikte, henüz tedavi
edici hizmetlere, koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynaklar netleşmemiştir.
Ancak geçmiş yılların bütçelerine bakıldığında Sağlık Bakanlığı
harcamalarında genel bütçe harcamalarının azaldığı, döner sermaye
harcamalarının arttığı, benzer şekilde