TTB DEPREM BÖLGESİNDE

ANKARA- TTBKriz Çözüm Merkezi Sorumlusu Dr. Onur Hamzaoğlu, 17 Ağustos günü tabip odalarına çağrı yapılarak, bölgeye gidecek gönüllü hekimlerin belirlenmesini istediklerini belirttti. Aynı gün ve ertesi gün İzmir ve İstanbul tabip odalarının organizasyonları ile hekimlerin bölgeye ulaştıklarını anlatan Hamzaoğlu, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Eğitici ekibinin de 19 Ağustos'da bölgede incelemelere başladığını belirtti.Hamzaoğlu, ardından TTB Kriz Çözüm Merkezi’nin oluşturulduğunu kaydetti. Enkaz altında kalmayan ya da enkaz altından çıkarılan hekimlerin büyük kısmının depremin ilk saatlerinde hastanelerde kendiliğinden bir araya gelerek yaralılara müdahale ettiklerini anlatan Hamzaoğlu, şunları söyledi:“ İzmir Tabip Odamız anestezi ve reanimasyon uzmanlarının çoğunlukta olduğu bir ekibi Adapazarı'na göndermişti, İstanbul Tabip Odamız oluşturduğu ekipleri hızlı ve koordineli olarak Yalova, Çınarcık, Halıdere , Değirmendere ve Gölcük bölgelerine ulaştırmıştı. Yöreye ulaşan ekiplerimiz öncelikle kurtarma ve yardım faaliyetlerinde bir organizasyon aradılar ama maalesef bu kavramın ilk harfi bile görülmüyordu, görüleceği de yoktu. Bu durum karşısında bütün ekipler, ekip olmayan yerlerde de tek tek hekimler kendilerini yetkili ve sorumlu olarak tanımlayıp acil tıbbi hizmetlere ve kurtarma faaliyetle-rine başladılar. Bir yandan da hizmetin koordinasyonunu sağlamak ile uğraştılar. Çünkü enkaz bölgelerinde gerçekleştirilen sağlık yardımlarından sonra gereksinimi olan depremzedelerin hastanelere nakli gerekiyordu. Nakli sağlananların da daha ileri tıbbi müdahale-lere gereksinimi vardı.

19 Ağustos'da bölgeyi ziyaretimizde gördük ki meslektaşlarımız bölgede hem kurtarma, hem ilk yardım, hem acil tedavi, hem cerrahi ve dahili ikinci basamak sağlık hizmetleri, hem hasta nakli, hem de hizmetlerin organizasyonu ile uğraşıyorlar, uğraşmak, gerçekleştirmek zorunda kalmışlar. Hemen hepsi uykusuz, yorgun ama inatla ayakta, tanımladıkları işlerinin başındaydılar ve nöbeti devredebilecekleri bir başkası hem yoktu hem de eğer gelecekse ne zaman geleceğini/gelebileceğini bilmiyorlardı.”

Hamzaoğlu, bu gözlemlerin ardından Kocaeli, Gölcük ve Adapazarı’nda TTB Koordinasyon Merkezlerinin oluşturulduğunu söyledi.

Hamzaoğlu çalışmalarındaki hedefleri şöyle anlattı:“Biz bu yapı ile yaşanan "afet"in nedenlerinin belirlenmesi ve yaşanan sorunların en kısa sürede telafi edilmesi ile gerçek mağdurlarını daha da mağdur etmemesi ve benzer(ler)inin bir daha yaşanmaması için çözüm(ler) üretmeyi hedefliyoruz. Söz konusu merkezlerimizin öncelikle bölgede faaliyetleri bir şekilde aksamış, kesilmiş olan tabip odalarımızın faaliyetlerini yaşam normalleşene kadar sürdürmelerini hedefliyoruz. Dolayısıyla yörede görevli üyele-rimiz/hekimler/sağlık çalışanları "ne durumdalar", "gereksinimleri ne-lerdir", "nasıl yardımcı olabiliriz" gibi soruların yanıtı ve yanıtların yaşama geçirilmesi ve kendilerine sosyal, ruhsal kısaca moral destek olmak için oradalar. Beraberinde bölgeye geçici olarak gönderilen meslektaşlarımızla da aynı kapsamda ilgilenmek için tabii. Ayrıca bölgedeki sağlık hizmetlerinin durumunu saptamaya çalışıyorlar. Çünkü halen bölgede sağlık hizmetlerinin durumu ve bunun üzerinden planlanması adına gereksinimleri tam olarak karşılayabilecek boyutlarda bir yapılanma gerçekleştiri-lebilmiş değil. Beraberinde bölgedeki sağlık hizmeti sunmaya çalışan kamu birimleri arasında dahi var olan koordinasyonsuzluğun önlenmesi adına faaliyet yürütüyorlar. Başta koruyucu hekimlik ve çevre sağlığı konularında olmak üzere halk sağlığı hizmetlerinin planlanması ve sunumu konularında olmak üzere bölge insanının gereksinimi olan öncelikli sağlık konularında valilik ve sağlık kriz masalarına aktif danışmanlık yapmak ve toplantılarına katılmak/katılmaya çalışmak, gereksinim duyulduğunda da bizzat uygulamada yer almak yine öncelediğimiz faaliyet alanlarımızdandır. Ayrıca olağandışı durumlarda sağlık hizmeti kapsamında bölgede kurulan ve kurulacak çadır yerleşim yerlerinin seçiminden, çadırların nasıl kurulacağına, çöp toplama alanlarının, tuvaletlerin, banyoların nasıl olacağı ve nerelere yerleştirileceğine kadar pek alanda ilgililere hem bilgi aktarılmakta hem de uygulamaklara bizzat yardımcı olunmaktadır. Çadır yerleşim yerlerinin başta nüfus tespitleri olmak üzere sağlık hizmeti gereksinimlerinin belirlenmesi ve organizasyonu yine merkezlerimi-zin faaliyetlerindendir ve bölgedeki çadır yerleşim alanlarının bir çoğunda yalnızca bu merkezlerimiz tarafından yürütülmekte ve yetkili-lerle paylaşılmaktadır. Bölgede yer alan diğer demokratik kitle örgütleri ve gönüller tarafından özellikle sağlık alanına yönelik hizmetlerin koordinasyonu da sağlanmaya çalışılmaktadır. Doğaldır ki söz konusu alanların tümüyle ilgili olarak Kriz Çözüm Merkezi üze-rinden Merkez Konseyi'ni bilgilendirmek de önemli işlevleri arasındadır.

Hamzaoğlu, 300'e yakın hekimin olağanüstü durumlarda sağlık hizmeti verme konusunda eğitildiğinii belirterek, bu birikimden Dinar depreminde, Karadeniz sel felaketinde, Adana depreminde, Kırklareli'ndeki çadırkentte yararlanıldığını söyledi. .Depremden kendi çalışmalarına ilişkin sonuçlar da çıkardıklarını ifade eden Hamzaoğlu, şöyle dedi:“Bu tür durumlarda vatandaşların nasıl davranması gerektiği ile ilgili dokümanları-mızın temel olarak hazır olması gerekir. Bu son deneyim,bize bunu kazandırdı. Biz, önümüzdeki çalışmalarda, elbette ki bir olağanüstü durum temenni etmiyoruz ama kaçınılmaz olduğunda da, o bölge-ye gittiğimizde halka ileteceğimiz mesajlarımız hazır artık. Sağlık personeline vereceğimiz mesajlar konusunda daha da geliştik. Bunları geliştirmeyi sürdüreceğiz.”

Depremlerin felakete dönüşmeden de yaşanabileceğini vurgulayan Hamzaoğlu, son felaketin sonuçlarının da ekonomik ve politik tercihlerden doğduğunu söyledi.

 

 

mail9.gif (17469 bytes)                                                   buton2.jpg (1100 bytes) ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)