DÜNYA TABİPLER BİRLİĞİ BİLDİRGESİ

FELAKET OLAYINDA TIP AHLAK KURALLARI

46'ıncı Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulu'nda benimsenmiştir. / Stockholm, İsveç, Eylül 1994

1. Bu belgenin amacı yönünden bir felaketin tanımı özellikle tıbbi konulara odaklanmaktadır.

Felaket, genellikle ani ve şiddetli olan, büyük oranda maddi hasar, insanların ve/veya kurbanın ve/veya toplumun önemli tahribi veya bunların tümü ile sonuçlanan bir felaket olayının ani olarak meydana gelmesidir. Bu kapsamdaki tanım bu yazıda değerlendirilenlere ek olarak diğer problemlere yol açan uluslararası veya iç kökenli çatışma ve savaş durumlarını içermez. Tıp açısından felaket durumları, belirli bir zaman dönemi içerisinde, tıp mesleğinin kapasite ve kaynakları ile kurbanların veya sağlığı tehdit altında olan insanların ihtiyaçları arasında akut ve önceden görülemeyen bir dengesizlikle karakterizedir.

2. Doğal (deprem), teknolojik (nükleer veya kimyasal kazalar) veya kaza (tren kazaları) gibi felaketler, özel önlemler ortaya çıkaran birkaç özellikle karakte-rizedir:

a. Ani meydana gelmeleri çabuk ţekilde eyleme geçmeyi gerektirir.

b. Normal koţullara göre düzenlenmiţ týbbi kaynakların yetersizliği: Büyük afetzede sayısı mevcut kaynakların mümkün olduğunca fazla yaşamı kurtarmak amacıyla en etkili şe-kilde kullanılmasını gerektirir.

c. Maddi hasar kurbanlara ulaşmayı zorlaştırır ve/veya tehlikeli hale getirir.

d. Çevre kirliliği ve epidemi riskleri sağlık durumuna olumsuz etkiler yapar.

Buna uygun şekilde, felaketlerde taşıma ve gıda desteğinden tıbbi hizmetler, güvenlik, yangın, ordu gibi hizmetlere kadar değişen, birçok farklı kurumları ilgilendiren çok yönlü bir cevap gerektirir. Bu nedenle kamu ve özel çabaları koordine etmek için etkili ve merkezi bir otoriteye ihtiyaç duyulur. Kurtarma çalışanları ve hekimler duygusal olunan böyle bir olayda toplum tarafından talep edilen ahlaki gereksinimlerle, bir şekilde yüklenmek zorunda oldukları bireysel ahlak kuralları içerisinde kalmak gibi istisnai bir durum ile karşılaşır.

Önceden tanımlanmış olan ve öğretilen ahlaki kurallar hekimin bireysel ahlak kurallarını tanımlamalıdır.

Kısa zamanda oluşan yüksek sayıda yaralılara ve bölgeye yetersiz ve/veya hatalı tıbbi kaynak ayrılması özel bir ahlak problemini ortaya koyar.

Bu koşullar altında tıbbi hizmetleri sağlamak ahlaki konulara ek olarak teknik ve organi-zasyon da gerektirir. Dünya Tabipler Birliği, bu yüzden, felaket durumlarında hekimlerin rolü için aşağıdaki tutumları ö-nermektedir.

3. TRİAJ

3.1 Triaj değişik sağlık durumlarındaki birçok kurban ile sınırlı tedavi kaynaklarına bağlı birinci ahlaki problemi ortaya koyar. Triaj bir teşhis koymaya ve bir prognoz belirlemeye dayanan; tedavi ve müdahaledeki öncelikler konusunda bir tıbbi eylemdir. Hastanın yaşamı triaja bağlı olacaktır. Tıbbi ihtiyaçları, tıbbi girişim olanaklarını ve mevcut kaynakları hesaba katarak çabuk şekilde gerçekleştirilmelidir.

3.2 Triaj; yeterli personel tarafından desteklenen ve dene-yimli bir hekim tarafından sağlanmalıdır.

3.3 Hekim; kurbanları aşağıdaki şekilde ayırmalıdır:

a) Kurtarılabilecek fakat yaşamları ani tehlikede olmayan, basit bir tedavi gerektiren veya sonraki birkaç saat içerisinde öncelik taşıyan kurbanlardır;

b) Yaşamları ani tehlikede olmayan ve ani tıbbi bakım gerektirmeyen fakat erken müdahale edilmesi gereken kurbanlar;

c) Daha sonra veya çalışanlar rahatladığı zaman tedavi edilebilecek, yalnızca küçük tedavi gerektiren yaralı kişiler;

d) Kişisel olarak ilgi gerektirmeyen fakat akut şekilde rahatsızlanırsa ikna edilmesi veya sakinleştirilmesi gerekebilen, ikna olma ihtiyacı duyan psikolojik olarak travmaya uğramış kurbanlar;

e) Radyasyona maruz kalma veya özel zaman ve yer şartlarında kurtarılamayacak derecede yanıkları olan veya çok uzun sürecek ve bu yüzden hekimlerin onlar ve diğer hastalar arasında bir seçime mecbur kalacağı özel bir ameliyat ihtiyacı olan komp-leks cerrahi vakalar gibi son derece ciddi yaralanmaları olan, durumları mevcut tedavi kaynaklarını aşan kurbanlar. Bu sebeplerle bu kurbanların tümü "acil müdahalenin ötesinde" vakalar olarak sınıflandırılabilir. Felaket durumunda belirtilen öncelikler konusunda "yaralı bir kişiyi terk etme" kararı, "ölümcül tehlikede bir kişiye yardım konusunda eksiklik" olarak değerlendirilemez. En fazla sayıda kurbanı kurtarma niyeti taşıdığı zaman haklıdır.

f) Vakalar düzelebildiği ve böylece kategori değiştirebildiği için, triaj ile yükümlü görevlinin durumu düzenli olarak yeniden belirlemesi önemlidir.

3.4 a) Bir hekim için neye mal olursa olsun ümidin ötesindeki bir hastanın yaşamını korumakta ısrar etmek, böylece başka bir yerde gereken kaynakları harcamak ahlaki bir tutum değildir. Bununla birlikte, hekim, kişilerin yaşamlarının bu anına şefkat ve saygı göstermeli, örneğin onları diğerlerinden ayırarak ve uygun ağrı giderici ve sakinleştiriciler uygulayarak görevini yerine getirmelidir.

b) Hekim, mevcut yolları değerlendirerek kendi bilincine göre davranmalıdır. Düzelme şansı olan ve en az morbidite ile sınırlı en yüksek sayıdaki ciddi vakaları kurtaracak tedavi önceliklerini ayarlamaya çalışmalı ve şartlar dolayısıyla ortaya çıkan sınırları kabullenmelidir.

Hekim, çocukların özel ihtiyaçları olabileceği gerçeğine özel ilgi göstermelidir.

4. KURBANLAR İLE İLİŞKİLER

4.1 Kurbanlara verilen bakımın tipi ilk yardım ve acil tıbbi bakım olacaktır. Bir felaket olayında hekim yardım isteği beklemeden ve ayrım yapmadan her kurbana tıbbi yardım sağlamalıdır.

4.2 Kurtarılabilecek hastaları seçerken, hekim yalnızca acil durumları değerlendirmeli ve tıbbi olmayan ölçütlere dayanan diğer herhangi bir değerlendirmeye yer vermemelidir.

4.3 Kurbanlar ile ilişkiler, hastaların kendi çıkarını koruması gerektiğine saygı duyularak, mümkünse ani acil yardımda onaylarını alarak gerçekleşir. Bununla birlikte hekim, toplumun kültürel farklılıklarına kendini ayarlamalı ve durumun gereklerine uygun şe-kilde davranmalıdır. Mümkün olduğunca fazla yaşamı kurtarmak ve morbiditeyi gerçek mininun düzeye indirmek için duygusal bakımın yanı sıra teknolojik bakımı da içeren optimal bakım kavramları ile çalışmalıdır.

4.4 Kurbanlarla ilişkiler, ha-yatını yitirenler için yas tutulması gibi, teknik tıbbi dav-ranışlardan oldukça ayrı olan, kişilerin psikolojik gerginliklerini kavrama ve onlara destek olma ile ilgili yönleri içerir. Bunlar kurbanların ve ailelerinin keder ve moral durumlarına saygı duymalı ve ayırım gözetmeden davranmalıdır.

4.5 Hekim geleneklere, dini kurallara ve kurbanların inançlarına saygı duymalı ve ayrım gözetmeden davranmalıdır.

4.6 Mümkünse karşılaşılan zorluklar ve kurbanların tesbiti, tıbbi takip için rapor edilmelidir.

5.ÜÇÜNCÜ ŞAHISLAR İLE İLİŞKİLER

Hekim, basın ve diğer üçüncü şahıslarla diyalog kurduğunda gizliliği ve özel hayatı korumak ve tedbir ve tarafsızlığı uygulamak ve felaket durumlarını çevreleyen duygusal ve politik atmosfere uygun davranmak konusunda her hastaya karşı görevlidir.

6. DİĞER SAĞLIK PERSONELİ GÖREVLERİ

Hekimler için geçerli olan ahlaki prensipler hekimin denetimindeki personel için de geçerlidir.

7. EĞİTİM

Dünya Tabipler Birliği felaket tıbbı eğitiminin üniversite kapsamında ve tıptaki mezuniyet sonrası kurslarda yer almasını önermektedir.

8. SORUMLULUK

Dünya Tabipler Birliği, üye devletlere ve sigorta şirketlerine, felaket veya acil durumlarda çalışırken hekimlerin maruz ka-labileceği eksiklik ve herhangi bir kişisel zararı kapsamak üzere sorumluluğu veya bunun farklı bir formunu uygulamak üzere çağrı yapmaktadır.

Dünya Tabipler Birliği, hükümetlerden şunları istemektedir:

a) Yabancı hekimlere yardım ve korunma sağlanması ve eylemlerinin, çalışmalarının ve uygulamalarının ırk, din ve benzeri temellerde ayrım yapmadan kabul edilmesi.

b) Üst düzey yetkililerin ziyaretleri sırasında tıp hizmetlerinin aksamamasına öncelik verilmesi.

 

 

 

 

mail9.gif (17469 bytes)                                                        buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)