Hükümet ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'yi sömürgeleştirecek Anayasa değişiklikleri/ Tahkim Yasası'yla, sosyal güvenlik kurumlarını çökertmeyi amaçlayan ve mezarda emeklilik getiren Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısıyla, yüzde 20'lik zamlarla, Türkiye’de çalışanlara karşı geniş çaplı bir düzenlemeyi uygulamaya çalışıyor. Emek Platformu'nun içinde bulunan Türk Tabipleri Birliği ise, Emek Platformu'nun taleplerinin arkasında durmayı sürdürüyor. Gazetemizin bir önceki sayısının manşetini oluşturan "İzin verecek miyiz?" sorusunun yanıtı aynı kararlılıkla ifade ediliyor: "Hayır!".

Tabip odaları, Emek Platformu'nun programı çerçevesindeki etkinliklere katılmanın yanı sıra bir çok ilde, doğrudan hekimlere yönelen saldırılara karşı meslektaşlarını bilgilendiriyor ve eylemler düzenliyorlar. İzmir Tabip Odası, üzerinde "Tahkime hayır" yazılı kokartları takarak, SSK Buca Hastanesi önünde protesto eylemi yaptı, hükümeti "hasta" ilan eden reçeteleri halka dağıttı. Ankara Tabip Odası, Danıştay önünde oturma eylemi düzenledi. İstanbul, birimlerde bilgilendirme toplantıları ve eski Düyun-u Umumiye binası önünde basın açıklaması yapıyor. Çanakkale'de de, tabip odasının da katıldığı Yerel Emek Platformu oluşturuldu.

 

 

ANKARA- Türk Tabipleri Birliği'nin de yeraldığı Emek Platformu'nun 15 Temmuz'dan bu yana sürdürdüğü ve Hükümetin çalışanlardan yana kararlar alması için yürütülen demokratik ve meşru etkinlikler devam ediyor. TTB; içinde bulunduğu Emek Platformu'nun taleplerinin arkasında durulması gerektiğine ilişkin kararlılığını sürdürüyor.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi (31 Temmuz Cumartesi günü aldığı bir kararla) süreci değerlendirmek üzere tabip odası başkanlarını acilen, 2 Ağustos günü toplantıya çağırdı. Ankara, İstanbul, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Gaziantep, Çanakkale, Manisa, Muğla Tabip Odası başkanlarının katıldığı toplantıda şu kararlar alındı:

1-Sosyal Güvenlik Yasası ve Uluslararası Tahkim Yasa Tasarıları ve kamu çalışanlarına yapılan %20 zam kabul edilemez. Bu sebeple bu tasarılar ve uygulamalar geri çekilmelidir.

2-Bu tasarılar esas olarak ülke çıkarlarına taban tabana zıttır. Bugüne değin milliyetçi bir görünüm vermeye çalışan parti-lerce uluslararası sermayenin istekleri doğrultusunda uygulamaya sokulmaya çalışılması ibret vericidir.

3-Türk Tabipleri Birliği olarak bu politikalara karşı bugüne kadar gösterilen duyarlılık ve uyarılar sürdürülmelidir.

4-Somut bir program çerçevesinde biraraya gelen Emek Platformu ülkemiz için bir umut potansiyelidir. Bu program çerçevesinde platformun sürdürülmesine özen gösterilmelidir. Platformun yerel insiyatif-lerinin kuvvetlendirilmesine çaba gösterilmelidir.

5-Toplantı katılımcıları, Emek Platformu'nun 14 ve 24 Temmuz tarihli ortak bildirgelerinde yeralan prog-ramın uygulanmasına dönük tüm eylemlere etkin olarak katılacağını bildirir.

3 Ağustos günü yapılan ve Türk-İş adına Genel Sekreter Şemsi Denizer'in katıldığı Emek Platformu Başkanlar toplantısında, taleplerin arkasında olunduğu ve Emek Platformu'nun bir bütün olarak (üretimden gelen gücün kullanılması dahil) her türlü etkinliği kararlılıkla yürüteceği bir kez daha vurgulandı. Böylece kamuoyunda kimilerince beklenti haline dönüşen ve Emek Platformu'nun dinamik bir süreçten alıkonularak parçalanması istekleri gerçekleşmemiş oldu. Platform bir bütün olarak tabanın talepleri doğrultusunda kararlılığını vurguladı. 4 Ağustos günü, oturma eylemi yapılıyor ve bu, eş zamanlı olarak Türk-İş 6 Ağustos günü için iş bırakabileceğini belirterek örgütüne bu konuda yazılı bir metin iletiyordu. Bu gelişmeler karşısında Hükümet yasanın görüşülmesini bir gün için geri çekiyor ve Platformun oturma eylemi amacına ulaşıyordu. Ancak geçen günler gerek Hükümetin, gerekse Parlamento'da yer alan 5 partinin çok farklı kaygılar ve beklentiler içerisinde gizli ilişkiler yürüttüğünü ortaya çıkarıyordu. Gelinen noktada Hükümetin bir oya-lama taktiği izlediği ve çalışanların aleyhine başta Uluslararası Tahkim diye kamuoyunca bilinen Anayasa Değişikliklerini yapma ve Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı'nı da geçirme azminde olduğunu gösteriyordu. Fazilet ve Doğru Yol Partisi gibi Parlamento'daki "muhalefet partileri" de özde çalışanların çıkarları ile ilgili bir süreçle ilgili olmadıklarını, farklı pazarlıklarla çalışanların aleyhine her sürece dahil olabileceklerini gösteriyorlardı.

9 Ağustos'ta başlayan hafta içerisinde Meclis gündemine Anayasa Değişikliklerinin indirileceği kesinleşmişti.

Anayasa Değişiklikleri Neyi Öngörüyor?

Üç başlıkta toplanan Anayasa Değişiklikleri 47., 125., ve 155. maddelerde değişiklik öngörü-yor. 47. Maddede Devletleştirme kelimesinin yanına, özelleştirmenin eklenerek özelleştirmenin Anayasal güvence altına alınması hedefleniyor. 125. maddenin birinci fıkrasına ikinci cümle olarak; "kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milliya da milletlerarası tahkim yolu ile çözülmesi öngörülebilir" ekleniyor. Böylece kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz verme hakkı, ulusal yargı yerine, çoğunluğunu Dünya Bankası Yatırım ve Ticaret Uzmanları listesinden seçilen hakemlere bırakılıyordu. Sözkonusu hakemlerin ise hemen daima şirket-devlet arasındaki tahkim süreçlerinde şirketlerin lehine karar verdiği bilinen bir gerçek.

Üçüncü değişiklik ise 155. maddeye yönelik olup, imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde Danıştay'ın inceleme yaparak karar verme yetkisi kaldırılıyor ve sadece görüş vermesi şeklinde değişiklik yapılıyordu.

Her üç maddede yapılan değişiklikler birlikte yorumlandığında; Türkiye'de kamunun ve genel anlamda halkın çıkarlarını gözeten süreçler yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının temel alındığı bir döneme girilmesi (değişiklikler kabul edildiği takdirde) kesinleşiyordu.

Gazetemizin 1 Ağustos tarihli sayısından bu yana Emek Platformu talepleri doğrultusunda etkinliklerini sürdürdü. 9 Ağustos ile başlayan haftada Anayasa Değişiklikleri öne çıkmakla birlikte, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın da (partiler arasında varılan gizli anlaşmaları tahmin etmek çok zor değil) hafta sonu ya da en geç 15'i ile başlayan haftada gündeme ge-lerek geçirilme niyeti açıkça görülebilir.

Tabip Odalarımız da dahil olmak üzere Tahkim ile ilgili kamuoyunu bilgilendiren ve Anayasa Değişikliklerinin geçmemesi için yürütülen etkin çalışmaların Sosyal Güvenlik Reformu da dahil edilerek yine bir bütün olarak sürdürülmesi önümüzdeki temel görev olarak ortaya çıkıyor. Kısacası, Meclis'in tatile gireceğinin belirtildiği 20 Ağustos'a kadar bütün çalışanlar görev başında.

Tıp Dünyası'nın bir önceki sayısının manşetini oluşturan "İzin Verecek miyiz?" cümlesinin yanıtı aynı kararlılıkla sürüyor:"Hayır!"

 

 

mail9.gif (17469 bytes)                               buton2.jpg (1100 bytes)ANA SAYFAYA DÖNÜŞbuton1.jpg (1100 bytes)