Dr. Okan Cinemre

1 hafta boyunca devam edecek eğitim süresince, SSK Etlik Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi ile SSK Ulus Hastanesinde de toplantı düzenlenerek son gelişmelerle ilgili sunular yapılacak. Kamuoyunda, sosyal güvenlik sistemi ve özelinde SSK üzerinde yoğunlaşan çarpıtma ve karlama kampanyalarına karşı gerçekleri anlatmayı amaçlayan sunulardan sonra katılımcılarla tartışılarak, görüş ve somut önerilerle olgunlaşacak bir mücadele hattı örülmesi hedefleniyor.

Konuyla ilgili görüştüğümüz _nkara Tabip Odası YK ve SSK komisyonu üyesi Dr. Tufan Kaan; "Özellikle medya ve hükümetlerce, SSK'nın kara delik olduğu, ülke ekonomisine yük olduğu ve sağlık tesislerinde yeterli hizmet verilemediği, verimsiz olduğu temelinde olumsuz propaganda yapılmaktadır. Sistemli ve bilincli olarak yapılan bu propagandalar sonucunda halk, sahibi olduğu kurumlara karşı önyargılarla donatılarak, hizmeti veren bizlerin karşısına gelmektedir. Asıl önemlisi SSK sağlım birimlerindeki meslektaşlarımız ve sağlık çalışanlarının da bu olumsuz propagandadan etkilenmesidir." dedi. Amaçlarının kamuoyundan gizlenen gerçekleri ve gelecekte yapılmak istenenleri anlatmak olduğunu kaydeden Kaan, hedeflerine ulaşmak için ATO hastane temsilcileri ve SES işyeri temsilcileri aracılığı ile hazırlanan el broşürlerinin dağıtıldığını, duvar gazetelerinin hazırlandığını ve afişleme yapıldığı söyledi. Bu 1 haftalık eylem süreci 15 Temmuz Perşembe günü Sağlık Bakanlığı'nın önünde yapılacak basın açıklaması ile son bulacak.

SSK Ankara Eğitim Hastanesinde yaklaşık 130 kişinin katılımıyla yapılan sunuda SSK'nın dünü ve bugünü ile ilgili bilgiler kaynaklara dayanarak 28 slayt eşliğinde verilirken, kafalarda soru işareti oluşturan konularda aydınlatıcı açıklamalar da yapıldı. Emeklilik yaşı tartışmasına indirgenen tasarının, gerçekte, hizmeti alanlarla verenlerin haklarını nasıl gasp ettiği ortaya kondu. IMF ve Dünya Bankası politikalarının amacının Özel Sigorta şirketleri ve Özel Sağlık hizmeti veren kuruluşların önünü açmak olduğunun vurglandığı toplantıda, 52 SES Ankara şubesi YK üyesi Dr. Selma Şen yaptığı konuşmada bundan sonra sıranın kamu personeli yasasında yapılacak değişikliklere geleceğini söylerdi. Bu yasayla hedeflenenin, özelleştirilmiş kamu sağlık kurumlarında, çalışanlarının iş güvencesinin ve grevli, toplu sözleşmeli pazarlık gücünün olmadığı koşullarda, sözleşmeli olarak çalıştırılması olduğunu belirterek; "Şimdi sadece işçileri ilgilendiriyormuş gibi görünen bu tasarı yasallaştığında sıra bizlere de gelecektir. Yaşama koşullarımızı doğrudan etkileyecek saldırılara karşı sesimizi yükseltmemiz ve iş yerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor." dedi.

Toplantının sonlarında arka sıralarda pijamalıryla oturan bir hastanın söz istemesi ve "18 yıllık sendikalı işçiyim amaSSK ile ilgili bunca bilgiyi ilk defa öğreniyorum. Bunları bizim sendikacılara da anlatsanıza" demesi gülümsemelere yol açtıysa da, 1980 sonrasında sendikal hareketin geldiği nokta açısından düşündürücüydü.

Har zaman ki; "Örgütlü Emek, Sağlıklı Toplum" sloganımıza bir de " Güvenceli Gelecek" ekledik. Öyle görünüyor ki umursamaz kaldığımız her geçen günde, yeni saldırılara karşı yeni sloganlar bulacağız. Bu döngüyü tersine çevirmek ise bizlerin elinde. Bir yerden başlamak gerekiyor...

Bugün değilse, ne zaman? (TD)