Prognozu iyi olmayan bu sendrom,
pediatrist, pediatrik nörolog, nörooftalmolog, radyolog, psikolog ve sosyal
hizmet uzmanının işbirliği ile multidisipliner olarak izlenmesi gereken
önemli bir nörolojik hastalıktır.
Tanı: Sturge Weber Sendromu
Fasiyal anjiyom genellikle trigeminal sinirin birinci sensoriyal
dalı ile uyumluluk gösterirken, bazen ikinci ya da üçüncü dalı ile de birliktelik
gösterebilir. Fasiyal anjiyomun dağılımı fasiyal kleftin embriyojenik gelişimine
bağlıdır. Anjiyomlar nazofarinks, muköz membranlar (dudak, damak, gingiva,
dil, farinks, larinks), oküler koroidal membranları tutabilir. Bunun yanı
sıra boyun gövde ve ekstremitelerde anjiyom olabilir. En önemlisi, eşlik
eden leptomeningeal anjiyomdur. Pariyetal, temporal, oksipital lobları,
bazen de her iki hemisferi tutabilir. Sunduğumuz olguda benzer biçimde
yüzde fasiyal hemanjiom ve ipsilateral anjiyomatozis izlendi. Oküler tutulum
hastamızda da olup, fasiyal anjiyomla aynı tarafta nevüs saptandı.
Nörolojik anormallikler,
hemiparezi, hemianopsi, kontrlateral parsiyel ya da jeneralize konvülsiyonlardır.
Her tip konvülsiyonun görülebileceği bu hastalıkta düzelmesi uzun süren
postiktal paraliziler (Todd paralizisi) ortaya çıkabilir. Hastamızda da
önce sol tarafa lokalize, daha sonra jeneralize konvülsiyonlar gözlendi.
Genellikle bu konvülsiyonlar ilk bir yaşta sık görülürler. Tipik olarak
fokal, tonik klonik ve fasiyal nevüsün karşı tarafında gelişir. Yaklaşık
%25-50 hastada hemiparezi, %30 hastada hemiatrofi duyu bozuklukları ile
birlikte görülebilir. Konvülsiyonlar antikonvülsan tedaviye dirençli olabilirler.
Her ne kadar yaşamın ilk bir yılında nörogelişimsel görünüm normal izlenirse
de çocukluk çağında yaklaşık %50 hastada mental retardasyon ya da ağır
öğrenme bozuklukları görülür. Bu durum, uzamış nöbetlerin, hipoksiye ikincil
serebral atrofinin ve çoklu antikonvülsan tedavinin sonucudur.
İntrakraniyal kalsifikasyonlar yetişkin hastaların %90'nında
saptanmakla birlikte çocuklarda aynı sıklıkta görülmez. Genellikle yaşamın
ikinci dekatında ortaya çıkar ve en sık pariyetooksipital bölgede görülür.
Ancak bizim hastamızda ilginç olarak BBT'de düşük yoğunluklu kalsifik odaklar
saptandı.
Kesin Tanı:
BBT, kraniyal MRI, serebral anjiyografi, pozitron emisyon tomografi
(PET) ve proton magnetik rezonans spektroskopi (MRS) ile konur. Özellikle
MRS hastalığın tanısını koymada son yıllardaki en önemli gelişme olmuştur.
Bu teknikle çeşitli epileptik bozuklukların araştırılması da noninvaziv
olarak mümkün olmaktadır. Analiz edilen serebral nöronal metabolit, N-asetil
aspartattır. Nöropatolojik çalışmalarda oksipital, pariyetal ya da temporapariyetal
bölgelerde leptomeningeal hipervaskülarizasyon ve kalınlaşma gösterilmiştir.
Kalsifik depozitler serebral damar duvarlarında yer alabilirler, gri ve
beyaz cevherde kalsiyum içeriği artmıştır, ancak bunun fizyopatolojisi
bilinmemektedir. Destekleyici tedavi esastır. Konvülsiyonların sıklığı
ve mental retardasyon riski tedavi planını etkiler. Hızlı ilerleme gösteren
nöbetlerle, tedaviye dirençli gruplarda etkilenmiş lobların cerrahi olarak
alınması ya da hemisferektomi gerekebilir. Rochkind ve ark.
tarafından yapılan bir çalışmada cerrahi tedavinin yalnızca antiepileptik
tedaviden daha iyi sonuç verdiği gösterilmiştir. İyi kontrollü ve gelişimi
normale yakın olan hastaların izlenmesinde fasiyal nevüsün yol açtığı psikolojik
travma nedeni ile psikolog yardımına; ayrıca gelişimsel gerilik nedeni
ile özel eğitim uygulamalarına gereksinim vardır.
Hastamızda antikonvülsif tedavi ile konvülsiyonlar kontrol altına
alınmış, zeka gelişimi normal olarak izlenmiş olup, hastamız pediatrik
nöroloji bölümü izlemine alınmıştır.
Kaynaklar
1- Ball WS. Pediatric Neuroradiology. Philadelphia:
Raven Lippincott.
1997: 143
2- Berg BO: Neurocutaneous Syndromes: Phakomatoses
and Allied Conditions. In: Swaiman KF (ed). Pediatric Neurology (second
ed). Minnesota: Mosby. 1994: 1054-1056
3-Enjolras O, Riche MC, Merland JJ. Facial port
wine stains and Sturge
Weber Syndrome. Pediatrics. 1985; 76: 48-51
4- Moore GJ, SlovisTL, Chugani HT. Proton magnetic
resonance
spectroscopy in children with Sturge-Weber Syndrome.
J Child Neurol. 1998;
13: 332-335
|