STED.......STED Kapak

.........
 
 
Sted'den


 Merhaba,
 Dergimiz aracılığıyla ya da çalıştığımız kurumlarda sorunlarımız, yapabileceklerimiz adına hekim dostlarımızla bir araya geldiğimizde sorunlar karşısında hekimler olarak birlikte davranışımız kadar tek tek birey olarak duruşumuzda ufuklar açacak denli değerli. Yaşamdan beklentilerimiz yılların birikimlerinden damıtılarak günümüze ulaşıyor. En değerli projeler bile ne denli emek verilirse verilsin katılıma açık değilse tutunamıyor.

Yapraktı*
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere,
Yaşadığından uzun; 
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere.

Ağacın yüksekliğince, 
Dalın yüksekliğince rüzgarda; 
Ve bir yeni ömür
Vardığın çimen yeşilliğince.
 Öylesine insana ilişkin ki beklentilerimiz. Sımsıcak bir kahve molasında, bir solukluk süre olsun şu koşuşturmanın dışına çıkmak. Yıllardır  varıyla yokuyla insanı, tüm iyi niyetimizle, herşeye karşın dinleyen bizlerin varlığımıza, yarına ilişkin kaygılarımıza bir kulak verilmesi.

Değişik*
Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket, 
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız!
Rengi başka, tadı başka.

 Ve keşfettik ki; önce kendimize, sonra birbirimize susamışız. Ota, böceğe, rüzgarın fısıltısına kulak kabartmakmış unuttuğumuz. Göz göze gelmekten kaçmada ustalaşmışız. Ve ne kadar gevezeymiş dilsiz sandıklarımız. Tutmuşuz ellerinden, düşlere yatmışız güzel yarınlara ilişkin. Bahar gelmiş, binbir yeşile bürünmüş dört bir yan. İçimiz kıpır kıpır. 
 Bahar gelmiş diyoruz, gerisi var mı?

Yeşil Şiir*
Baktıkça çoğalır yıldızlar gecede,
Parmaklarınla sayılmaz;
Kimi duyulur, kimi duyulmaz,
Dinledikçe çoğalır gecede,
Sesler gelir, 
Ya hızlıdan, ya yavaştan.

Her şey kendi dilince konuşur;
Karanlık örtse de üstünü
Gecede devam eder renk 
Ağacın dalında, rüzgarda; 
Her şey kendi rengince konuşur.

Gözlerini kapatır beklerdi;
Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır, 
Beklerdi işitinceye dek
Ağacın dalında, rüzgarda; 
Yeşili duydu mu uyurdu
Rüyasında...
 Bilimsel ve dostça kalın.
 


 Anı Dolu Resimler. Yıl 1989, Diyarbakır’dayız. Bir Köyde tüm ekip ilk topluma dayalı körlük araştırması için veri topluyor. Görmesi ölçülen kişi (resimde çıkmamış) son dakika eşeğin üzerinde çıkageldi. Beni gülümseten bir resim. 
 Dr. Füsun Sayek
 

.............................................Başa Dön.....Sayfa Başı