STED.......STED Kapak

.........
 
 
Tanınız Nedir'in Yanıtı


 Kronik aktif hepatit ön tanısıyla ileri inceleme için hastaneye yatırılan hastanın izleminin üçüncü gününde aort odağında 3. dereceden diyastolik üfürüm alınmaya başlanıldı. Hastaya ekokardiyografi planlandı ve yatışında nedeni açıklanamayan ateş ve influenza benzeri yakınmaları nedeniyle alınan üçlü kan kültürü sonucu beklenilmeye başlanıldı.
 Hastanın batın ultrasonografisinde karaciğer parankimi normal olarak değerlendirildi ve splenomegali bulgusu doğrulandı. Epigastrik yakınmaları nedeniyle yapılan gastroskopide pylor disfonksiyonu ve minimal hiyatal herni saptandı.
 Yapılan ekokardiyografide aort yetmezliği ve aort kapağı üzerinde vejetasyon bulunuldu ve bakteryel endokardite yönelik penisilin G + gentamisin tedavisi başlanıldı. Bir hafta sonra çıkan kan kültüründe penisiline rezistan D grubu Streptokok üredi ve tedavi değiştirilerek Vankomisin + Gentamisin tedavisine başlanıldı.
İzleminin 7. gününde Osler nodülleri gelişti.
 Vankomisin tedavisinin 22. gününde kontrol ekokardiyografisinde vejetasyon küçülmüş de olsa varlığını sürdürmekteydi. Hastanın hemodinamiği de belirgin ölçüde bozulması üzerine, kalp damar cerrahisine kapak replasmanı için gönderildi. Enfeksiyöz endokarditin klinik bulguları nonspesifik olabileceği gibi, ender olarak da primer hepatik sorunlarla karışabilmekte ya da bu olguda olduğu gibi birarada görülebilmekte. Bu nedenle birinci basamakta çalışan hekimin polikliniğine özellikle bu biçimde nonspesifik yakınmalarla gelen hastaya, ön yargılı yaklaşıp iyi bir ayırıcı tanı koymak durumundadır.
Bu olgunun öyküsü ve büyük ölçüde muayene ve laboratuvar bulguları hepatik bir patolojiyi düşündürmektedir. Öyküsünde hepatit B taşıyıcılığı tanısının konulmuş olması; uzun süreli alkol kullanımı öyküsü, yorgunluk, kas ağrıları, artraljinin varlığı ve incelemede ikterin olması, splenomegalinin varlığı ve laboratuvarında aneminin bulunması, karaciğer işlev testlerinin bozukluğu, HbsAg pozitifliği ilk aşamada bir karaciğer sorununu ön plana çıkarmakta ve kronik karaciğer hastalığı bakımından değerlendirilmesini gerekli göstermektedir.
 Ateşin, gece terlemesinin, genel halsizliğin, iştahsızlığın ve bel ağrısının varlığı; idrarın koyulaşması, kilo kaybı, öyküsünde 12 yaşında akut romatizmal ateşe benzer bir hastalığı  geçirmiş olması; incelemede splenomegalinin, ekstremitede güç kaybının, ikterin, nabız basıncında artmanın olması ve laboratuvarında aneminin varlığı, sedimentasyon hızının artmış olması enfeksiyöz endokarditi düşündürmektedir.
 İlk muayenede üfürümün olmaması, EKG ve Telekardiyogramda herhangi bir patolojik bulgu vermemesi, endokardit kuşkusunu uyandırmamıştır; ancak yukarıda belirtilen nonspesifik yakınma ve bulguların varlığı ve özgeçmişte geçirilmiş bir kardiyak bir hastalığın bulunması enfeksiyöz endokarditi düşündürmelidir.
 Endokartın akut ya da subakut tutulumuyla seyreden bu sorun, sıklıkla başka kronik sağlık sorunu olan bireylerde ortaya çıkmaktadır. Enfektif endokarditin erken tanısı ve etkin biçimde antibiyotikle tedavisi, kapak hasarını en az üzeylerde tutma bakımından elzemdir. Akut enfektif endokarditin tedavisi kesinlikle zorunludur. Bu nedenle her yaş, risk ve cinsiyet grubuyla karşılaşan; onlara bütüncül ve sürekli sağlık hizmetleri sunan birinci basamak hekimleri olası olguları dikkatlice değerlendirmelidir.
 

.............................................Başa Dön.....Sayfa Başı