STED.......STED Kapak

.........
 
 
 
Otoskopik Muayene-II


Dr. Yusuf K. Kemaloğlu*, Dr. Necmettin Akyıldız** 
* Doç.; Gazi Ü. Tıp Fak. KBB Hast. AD.
**Prof.; KBB Uzm., Serbest Hekim, Ankara

 Otoskopik muayenede dış kulak yolunda (DKY) şunlarla karşılaşılabilir: Buşon, akıntı, kanama, ödem, diffüz eksternal otit, fronkül, yabancı cisim, granulasyon dokusu, polip, ekzostoz, osteom, otomikoz, tümör (glomus, yassı hücreli kanser, vb). 
 Buşon: DKY'nin gerek kıkırdak gerekse kemik kısmında sarı-kahverengi renkte, genellikle yumuşak kıvamda (Şekil 8a), bazı olgularda ise aşırı sert oluşumlar ile karşılaşılabilir (Şekil 8b). Buşon bazı olgularda ise daha kuru-beyaz epitelyal döküntüler tarzında olabilir (Şekil 8c). Bu tür buşonu olan olgular daha sık olarak herediterdir ve daha sık olarak eksternal otit ile karşımıza gelirler. Buşonu olan olgularda, DKY'nin medial kısımlarını ve kulak zarını değerlendirmek olanaklı olmaz ve otoskopik muayene DKY'nin temizlenmesinden sonraya ertelenir. Özellikle epitelyal döküntünün olduğu olgularda, kulak zarının otoskopik muayenesi büyük önem taşır (Bunlarda kulak zarının arka ve üst kısmında retraksiyon poşu ve/ya da kolesteatoma olup olmadığı araştırılmalıdır). 
 DKY'de buşon ile birlikte duyarlılık olması, özellikle yaz aylarında, sık karşılaşılan bir durumdur ve bu olgularda DKY'de buşon ile birlikte ödem, hiperemi, akıntı ve/ya da ağrı olabilir:Bu durumda tanı buşonla birlikte eksternal otitdir ve hekim buna göre tedavi planlamalıdır. Bu olgular, kulak kepçesine dokunulduğunda ya da spekulum yerleştirildiğinde şiddetli ağrı duyarlar. Bu nedenle öncelikli hedef, ödem ve ağrıyı azaltmak ve peşinden DKY'yi aspirasyon temizlemek olmalıdır (Lavaj yapılmamalıdır). 
 Akıntı:DKY'de akıntı hem orta kulak hem de DKY hastalıkları nedeniyle olabilir. DKY'de akıntı saptanan olgularda, akıntının mutlaka aspire edilmesi ve kulak zarının net olarak değerlendirilmesi gerekir. Akıntının ayırıcı tanısında, öykü büyük önem taşır: 
 Çocuklarda en önemli DKY akıntısı nedeni akut otitis media (AOM)'dır. AOM'de şiddetli bir kulak ağrısının arkasından başlayan, başlangıçta kanlı ya da kanlı-pürülan, daha sonra da serö-pürülan ya da seröz bir akıntı saptanır. Akıntı genellikle bir kaç günde kesilir. AOM'de akıntının başlaması ile ağrı azalır. 
 Kronik otitis media (KOM) olgularında ise, akıntı öncesinde bir ağrı öyküsü alınamaz. Bunun yerine aralıklarla yineleyen bir akıntı öyküsü vardır. KOM'de akıntı, DKY'de polip ve granulasyon dokusu olan olgular dışında, kanlı değildir. Seröz ya da serömüköz özelliktedir. Akıntı içinde epitelyal döküntüler olması (Şekil 8c ve 9a) ve pis bir kokunun olması kemik nekrozu ve kolesteatoma varlığını düşündürür. KOM'de akıntının rengi, beyaz-sarı olabileceği gibi, ender olsa da püy gelebilir. 
 DKY iltihapları (eksternal otitler)'na bağlı olarak ortaya çıkan kulak akıntılarında ise, genellikle, ağrı ve akıntı birliktedir. Ancak hasta, AOM'deki gibi akıntıya öncelik eden ve akıntının başlaması ile kesilen bir ağrıdan söz etmez. Akıntı ve ağrı aynı anda vardır. Hatta tam tersine, DKY'nin yabancı cisimler ile karıştırılmasına bağlı olarak ortaya çıkan DKY iltihaplarında, hasta, önce berrak bir akıntı ve peşinden kulakta tıkanıklık hissi ile birlikte başlayan ağrıdan yakınır. Ayrıca, bu olgularda otoskopik muayenede, DKY maserasyona uğradığı için seyrek olmayarak epitelyal döküntüler ile de karşılaşılabilir (Şekil 9a). 
 "Akıntı ve ağrı" yakınmaları ile gelen bir hastada, otoskopik muayenede kulak zarı görülemese bile, öyküde yukarıda söz ettiğimiz özelliklerin sorgulanması genellikle ayırıcı tanıyı sağlar. Ancak, KOM olgularında, hiç de ender olmayarak, akıntıya ikincil bir DKY iltihabı ortaya çıkabilir. Bu nedenle, yukarıda da belirttiğimiz gibi, DKY'de akıntı saptanan olgularda mutlaka tedavi verilmeli, akıntı temizlenmeli ve kulak zarı net görülmelidir. 
 Kanama: DKY'den kanama ile en sık DKY ve temporal kemik travmalarından sonra karşılaşılır. DKY'nin yabancı cisimler ile karıştırılması, özellikle kemik DKY'nin derisinin kolaylıkla travmatize olmasına neden olur. Bu olgularda DKY'de yalnızca kanama ve pıhtı ile değil, ödem ve duyarlılık ile de karşılaşılabilir (travmaya ikincil eksternal otit). Ayrıca, DKY'nin malign neoplastik hastalıkları, KOM'ye ikincil ortaya çıkan ve DKY'ye sarkan polip ve granulasyon dokuları da kanamaya neden olabilir. Eğer kanama ile birlikte şiddetli bir ağrı ve kokulu bir akıntı varsa, hekim DKY ya da orta kulak yassı hücreli kanserlerinden kuşkulanmalıdır. AOM'de de, perforasyon devresinin başlangıcında DKY'den kan ve kanlı akıntı gelebileceği de unutulmamalıdır. Diğer bir DKY kanaması nedeni de deplese olmuş kondil kırıklarıdır. 
 DKY kanaması ile gelen olgularda otoskopik muayene sırasında, mutlaka DKY temizlenmeli ve DKY'nin tamamı ve kulak zarı görülmelidir. DKY ve kulak kepçesi üzerine gelen şiddetli künt travmalarda kulak zarı perforasyonuna bağlı kanama olabilir. Temporal kemik travmalarında ise orta kulakta hemotimpanum ve DKY'nin arka duvarında kırık hattı izlenebilir. Ayrıca, mandibula kondilini içine alan maksillofasiyal travmalarda, DKY ön duvarında yırtık ve bazı olgularda kondilin kırık parçasının DKY'ye girdiği görülebilir. 
 Ödem: DKY'nin özellikle kıkırdak bölümünde diffüz eksternal otit (Şekil 9a,b), fronkül (Şekil 9c) ya da travmaya bağlı olarak ödem ile karşılaşılabilir. Şiddetli diffüz eksternal otit olgularında, ödem kulak kepçesinin konka kısmına da yayılabilir ve konkada dermatit  ortaya çıkar (Şekil 9d). Bu olgularda, hasta kulak kepçesine dokunulduğunda ağrı ve rahatsızlık hissi duyar. Bu nedenle, otoskopik muayene zordur. Özellikle spekulum DKY yerleştirildiğinde hastanın şiddetli ağrısı olur. Çocuklar hemen ağlamaya başlar ve kulaklarını kaçırırlar. Bu olgularda muayene çok dikkatli yapılmalıdır. DKY ödem nedeni ile daraldığı için hekim gerekenden daha küçük çapta bir kulak spekulumu kullanmayı seçer. Ancak küçük spekulumların DKY'nin derinlerine doğru yönlendirilmesinin de şiddetli ağrıya neden olacağı unutulmamalıdır. Bu olguların büyük kısmında, DKY'de ağrı ve ödem ile birlikte akıntı, buşon ya da epitelyal döküntüler vardır. 
 DKY ödem ile karşılaşılan olgularda, otoskopik muayene sırasında DKY'de yabancı cisim, otomikoz miçelleri, granulasyon dokusu ya da polip olup olmadığına dikkat edilmelidir. KOM olgularında da akıntıya ikincil DKY iltihabı ve ödem gelişebilir. Bu nedenle bu olgular, mutlaka eksternal otit tedavisinden sonra kontrole çağırılmalı ve DKY temizlendikten sonra kulak zarı yeniden otoskopik olarak değerlendirilmelidir. 
 Fronkül (akut lokalize eksternal otit): Fronküller kıl diplerinde gelişen lokal abselerdir (Şekil 9c). Genellikle DKY girişinde ortaya çıkarlar. Enfeksiyon lokalizedir. Bu nedenle otoskopik muayenede ağrı ancak lezyon bögesine dokunulması ile ortaya çıkar. Kulak kepçesine dokunulması ağrıya neden olmaz. DKY'nin daha derin bölgeleri genellikle normaldir. Neden olan patojen sıklıkla stafilokoklardır. 
 Yabancı cisim: DKY'de organik (bakliyatlar, her türlü bitki tohumu ve çekirdek, ot, buğday başakları, sivrisinek, arı ve böcekler) ya da inorganik (pamuk, boncuk, kağıt, kurşun kalem ucu, vb.) yabancı cisimler ile karşılaşılabilir (Şekil 10a,b,c). DKY yabancı cisimleri en sık olarak çocuklarda karşımıza çıkar. Bu olgular bazen, aileleri tarafından DKY'ye yabancı cisim soktuğunun görülmesi üzerine, bazen de yabancı cisimin neden olduğu eksternal otit ya da kanama ile getirilirler. Bazı olgularda ise rutin KBB muayenesi sırasında rastlantısal olarak yabancı cisim ile karşılaşılır (Şekil 10a,b). Bu yabancı cisim semptomatik olmasa bile, mutlaka çıkartılmalıdır. 
 DKY'de canlı organik yabancı cisimlerle (sivrisinek, arı, böcek, vb.) (Şekil 10c), genellikle, kırsal bölgede açıkta uyuyanlarda ya da şehirlerde ileri derecede kötü sosyoekonomik koşullarda yaşayanlarda karşılaşılır. Bu hastaların büyük bölümü, hekime başvurduklarında panik içindedirler. Bu olgularda DKY'deki canlı yabancı cisim, çıkartılmaya girişilmeden önce, öldürülmelidir. Bunun için en uygun yöntem, DKY'ye alkol (otoskopik olarak kulak zarının sağlam olduğundan emin olunabilirse) ya da oksijen doldurmaktır. Sıvı vazelin de uygulanabilir. Hekim, DKY'deki yabancı cismi çıkartabilecek deneyimi olmasa bile, bu olguları DKY'deki canlı yabancı cismi öldürdükten sonra bir merkeze sevk etmelidir. 
 Granulasyon dokusu ve polip: Genellikle eksternal otitlerde granulasyon dokusuna rastlanmaz (tek istisna malign eksternal otit olarak isimlendirilen nekrotizan eksternal otitlerdir; Bu hastalık aslında pseudomonas'a bağlı bir temporal kemik osteomyelitidir). DKY’de granulasyon dokusu ya da polip ile çoğunlukla KOM olgularında karşılaşılır. Bu olgularda kulak zarında perforasyon vardır ve orta kulak mukozasından kaynaklanan granulasyon dokusu ya da polip, perforasyondan dışarıya, DKY'ye, taşmıştır ya da perforasyonun serbest kenarından gelişmiştir. Bu olguların otoskopisinde DKY'de, akıntı ve kanama ile de karşılaşılır (Şekil 11). 
 Otoskopik muayene sırasında, ayrıca, kulak zarı sağlam olarak görülmesine karşın, DKY'nin kulak zarının arka üst kısmına komşu kısımlarında granulasyon dokusu ile karşılaşılabilir. Bu olgularda kulak zarının geri kalan kısımı sağlam olsa bile, bu granulasyon dokusunun orta kulak ve mastoitde sürmekte olan patolojik süreç ile ilgili olduğu düşünülmelidir. Çünkü, kulak zarının arka üst kadranı retraksiyon poşlarının ve kolesteatomların en fazla olduğu bölgedir. 
Nekrotizan eksternal otitler (NEO)'de, özellikle DKY'nin kemik-kıkırdak birleşim yerinde granulasyon dokusu ve ragatlar ile karşılaşılır. Bu olgular, genellikle, yaşlı diabetik hastalardır. Pürülan DKY akıntısı ve özellikle geceleri şiddetlenen kulak ağrısı ile başvururlar. Otoskopide DKY'nin kemik kısmındaki deri genellikle kırmızı ve ödemlidir. Kemik ve kıkırdak kısımların keşişme yerinden başlayan granulasyon dokusu derinlere doğru ilerler. Temporomandibuler eklem açılmış olabilir. Fasiyal paralizi ve diğer kraniyal sinirlerlerin parezi ya da paraliziler olabilir. Kulak zarı genellikle sağlamdır. 
 DKY'de granulasyon dokusu ile karşılaşıldığında unutulmaması gereken diğer bir öntanı da yassı hücreli DKY kanserleridir. 
 Ekzostoz: DKY'nin kemik kısmında yeni kemik yapım olarak tanımlanır. DKY'de genellikle bilateral ve birden çokturlar. Dalgıçlarda ve her gün soğuk suyla yıkanma alışkanlığı olan bireylerde daha çok olduğu söylenmektedir. Otoskopik muayenede ön, üst ya da arka kemik DKY'de üstü düzgün DKY derisi ile kaplı belirtisiz kitleler olarak izlenirler (Şekil 6). Genellikle muayene sırasında rastgele saptanırlar. Ancak çok büyük boyutlara ulaşırlarsa kitle etkileri işitme kaybına neden olabilirler. Bu olguların otoskopisinde ekzostozun arkasındaki DKY'de serumen ve deskuame epitel artıklarının toplandığı izlenebilir ve diffüz ekstrernal otit ile gelen olguların bazılarında muayene sırasında DKY'yi daraltan bir ekzostozun varlığı görülebilir. 
 Osteom: Otoskopik görünümü ve klinik belirtileri ile ekzostozdan farklı değildir. Ancak osteomlar gerçek bir bening tümördürler ve ekzostozların tersine, genelikle tek taraflı ve saplıdırlar (Şekil 12). Ekzostoz ile osteom arasında ayırıcı tanı yapılmasının klinik ya da prognostik önemi yoktur. 
 Otomikoz: Özellikle nemli bölgelerde, sık havuza girenlerde ve kulak karıştırma alışkanlığı olanlarda sık olarak karşılaşılır (Şekil 13). Diabet hastaları ve bağışıklık sistemi bozuk olanlar, KOM ya da DKY kaşıntısı nedeni ile gereksiz ve uzun antibiyotikli ya da steroitli kulak damlaları kullanan hastalar diğer risk gruplarıdır. 
 Genellikle kulak kaşıntısı, akıntı ya da tıkanıklık hissi ile başvuran bu olgular, bazen diffüz bir eksternal otit tablosu (ağrı ve ödem) ile de gelebilirler. Otoskopik muayene sırasında, otomikozun tipik bulgusu siyah ya da beyaz renkteki spor ya da hiflerin görülmesidir. Genellikle kemik DKY'de ve kulak zarı üzerinde izlenirler. Bu olgularda, otoskopik muayenede kullanılan spekulum mutlaka dezenfekte edilmelidir. Aynı spekulum ile, hastanın diğer kulağına bile, bakılmamalıdır. 


Şekil 8a. DKY'yi tamamen tıkayan yumuşak kıvamda bir buşon izlenmektedir (Kaynak 3). 


Şekil 8b. Değişik renk, kıvam ve büyüklükteki buşonlar görülmektedir (Kaynak 3). 


Şekil 8c.DKY’de epitelyal döküntü görülmektedir (Kaynak 3). 


Şekil 9a. Diffüz eksternal otit. Bu olgu DKY'nin aşırı tahrişine bağlı olarak (havuza girme, kaşıma vb.) ortaya çıkan izole bir diffüz eksternal otit olabileceği gibi, KOM'ye ikincil olarak da gelişmiş olabilir (KOM olgularında aralıklarla ortaya çıkan akıntı ve akıntıya ikincil olarak başlayan kaşıntı DKY'de diffüz eksternal otite neden olabilir). Bu nedenle tedavi ile ödem ve inflamasyon geriletilmeli ve DKY aspire edilerek kulak zarı tam olarak görülmeye çalışılmalıdır (Kaynak 3). 
 


Şekil 9b. Bir akut diffüz eksternal otit olgusu: DKY ileri derecede ödemli ve hiperemiktir. Ağrı olur ve içeride buşon, serumen ya da akıntıdan başka bir şey görmek mümkün olmaz. Bu olgular,  DKY'nin aspirasyonu ve tıbbi tedavinin ardından, tekrar değerlendirilmelidir. 


Şekil 9c. Sağ DKY girişini tamamen tıkayan bir fronkül izlenmektedir. Kıkırdak DKY'nin geri kalan kısmının da ödemli ve masere olduğu görülmektedir. Bu olgularda standard spekulumlar ile kulak zarını tam olarak görmek mümkün olmayabilir. Küçük çaplı spekulumlar kullanılarak görmeye çalışılabilir; Ancak, bu durumda ciddi ağrı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkacaktır (Kaynak 2). 


Şekil 9d. Sağ kulak kepçesinin konka kısmında lokalize bir dermatit. Bu durum genellikle diffüz eksternal otitlere ikincil olarak hijyene dikkat etmeyen kişilerde ortaya çıkar. Görüldüğü gibi, deri hiperemiktir ve kalınlışarak portakal kabuğu görünümünü almıştır; deskuamasyon izlenir. Bu tür lezyonlar çoğunlukla stafilokoklar tarafından oluşturmaktadır (Kaynak 3). 


Şekil 10a. Sağ DKY'de pamuk izlenmektedir. Hasta muhtemelen ucunda pamuk olan çubuklar kullanarak DKY'yi temizlemeye ya da kaşımaya çalışmıştır. Bu olguda DKY'de ödem ya da akıntı yoktur.  Bu hastalara, herhangi bir alet ile, ne amaçla olursa olsun, kulağın karıştırılmaması gerektiği söylenmelidir (Kaynak 3). 


Şekil 10b. Sağ DKY'de inorganik bir yabancı cisim (boncuk) izlenmektedir. DKY'de herhangi bir patolojik değişiklik yoktur. Bu gibi yabancı cisimler ile genellikle çocuklarda karşılaşılır. Rastlantısal olarak yabancı cisim saptanan bir çocukda, mutlaka, diğer bölgeler (diğer kulak, her iki burun boşluğu) de kontrol edilmelidir (Kaynak 3). 


Şekil 10c. Sol DKY'de bir böcek görülmektedir. Bu olgularda DKY'de ağrı olmasa bile hastalarda büyük bir huzursuzluk, hatta panik hali olabikleceği daima akılda tutulmalıdır. Bu olgularda canlı yabancı cisim önce öldürülmeli sonra çıkartılmalıdır (Kaynak 3). 


Şekil 11. DKY'nin kemik kısmını da alt kısımda yerleşmiş bir polip izlenmektedir. DKY'de aynı zamanda akıntı vardır; DKY derisi masere görünümdedir. Arkada kısmen izlenen kulak zarının da normal olmadığı (masere, vaskularize ve normal renk ve parlaklılığını kaybetmiş) görülmektedir. Bu olguda mikroskopik muayene ve bilgisayarlı tomografi endikedir (Kaynak 2). 


Şekil 12. DKY'de üst kısıma yerleşmiş bir osteom. Osteomu düşündüren, saplı oluşudur. Ayırım ancak histopatolojik olarak yapılabilir. Osteom büyür ve   DKY'de osteomun arkasında epitelyal döküntü ve  buşon birikmeye başlarsa ya da işitme kaybı ortaya çıkarsa cerrahi tedavi düşünülebilir (Kaynak 2). 


Şekil 13. Sağ DKY'de akıntı ve epitelyal döküntüler ile birlikte fungal hifler ve siyah sporlar izlenmektedir. Özellikle nemli bölgelerde sık görülen aspergillus niger için tipiktir. Bu olguların tedavisinde antimikotik damlalar kadar DKY'nin aspirasyonu ve hastanın kişisel hijyeni çok önemlidir (Kaynak 3). 

 

.............................................Başa Dön.....Sayfa Başı