Dr. Gonca Yılmaz*, Dr. Namık Özbek**, Dr.
Berkan Gürakan**
* Uzm.; Başkent Üniv. Tıp Fak. Pediatri AD
** Doç.; Başkent Üniv. Tıp Fak. Pediatri AD
Yenidoğanın hemorajik hastalığı, K vitamini eksikliğine bağlı
gelişen bir kanama bozukluğudur. Sıklığı %0.5-1 olarak bildirilmiştir.
Düşük K vitamini depoları nedeniyle normal yenidoğanlarda bile bu eksikliğe
ve kanamaya bir eğilim vardır. Doğumdan sonraki ilk 48-72 saatte barsak
mikroflorasının oluşmamasına bağlı, faktör II,VII,IX,X gibi vitamin K'ya
bağımlı faktörlerin düzeyinde bir düşüklük olmaktadır. Bu durum 7-10. günde
düzelmekteyse de, özellikle prematüre bebeklerde daha uzun ve daha şiddetli
seyretmektedir. Bebeğin yalnızca anne sütüyle besleniyor olması K vitamini
düzeyinin düşük seyretmesine yol açabilmektedir. Çünkü anne sütü hazır
mamalara göre K vitamininden fakirdir. Eğer bebeğe doğumda K vitamini verilmemişse
koagulasyon mekanizmasında gelişebilecek bozukluklar nedeniyle yaşamsal
organlara, özellikle de kafa içine kanamalar olabilmektedir. Ne yazık ki
ülkemizde bu konunun öneminin tam kavranmamasına bağlı olarak halen K vitamini
uygulaması yapılmadığı için kanamayla yitirilen olgular vardır.
Hastalık erken, klasik ve geç olmak üzere üç formda görülür.
Erken form ilk 24 saatte görülen genellikle annenin warfarin,
fenobarbital ve fenitoin gibi bazı antikonvulsan ilaçlar ve antitüberküloz
ilaçlar kullanılmasına bağlı gelişir. Kafa içine kanamalar bu tipte sıktır,
bebeği ölüme götürebilecek kadar ciddi olabilir. Klasik form 2-7 günler
arasında, plasental K vitamini geçişinin yetersizliğine, yalnız anne sütü
ile beslenmeye ya da bağırsak florasının yetersizliğine bağlı gelişip,
daha çok sindirim sistemi ve deride kanamalara yol açmaktadır. Yenidoğan
döneminde yapılan sünnet sonrası gelişen kanamalar genelde bu tipte olmaktadır.
Geç form ise 2-8. haftalarda ortaya çıkıp doğumda K vitamini uygulanmamasına
ya da altta yatan karaciğer hastalığı, kistik fibrozis gibi hastalıklar
sonucu K vitamini malabsorbsiyonuna bağlı olmaktadır. Geç hemorajik hastalığın
100000 yenidoğanda 4-10 olguda görüldüğü bilinmektedir.
Uzakdoğuda ve gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek oranlar bildirilmiştir.
K vitamini eksikliği, %50 ya da daha fazla oranda kafa içi kanamalara yol
açıp önemli bir mortalite nedeni olmaktadır. Hastaların neden sıklıkla
intrakranial kanadıkları tam olarak bilinmemektedir. Bir araştırmada bu
dönemde hızlı beyin gelişimi olması, destekleyici bağ dokusu ve damarlardaki
gelişimin buna uygun olmaması neden olarak gösterilmiştir.
Tanı
Göbekten sızıntı biçiminde kanaması olan ya da topuk kanı
alındıktan sonra kanaması durmayan bebeklerde bu tanı olasılığı düşünülmelidir.
Çünkü özellikle geç form K vitamini eksikliğinde; kafa içi, sindirim sistemi
gibi önemli organlarda kanamalar ortaya çıkmadan önce bu belirtiler yol
gösterici olabilmektedir. K vitamini eksikliğine bağlı parsiyel tromboplastin
(PTT) ve özellikle de protrombin zamanı (PT) belirgin olarak uzamıştır.
Kanama zamanı, trombosit sayımı, fibrinojen, faktör V ve VIII düzeyleri
normaldir. Tanı, kanda K vitaminine bağlı faktörlerin dekarboksile formlarının,
vitamin K antogonistlerinin proteinle indükte edilmiş biçimlerinin ölçümü
(PIVKA: Protein induced by vitamin K absence) ya da doğrudan vitamin K
düzeyininin ölçülmesi ile konulabilmektedir. Bu
yöntemler her yerde uygulanamayacağı için önerilen pratik bir tanı yöntemi,
K vitamini yapılan hastalarda PT ve PTT'nın belirgin olarak kısalmasının
saptanmasıdır.
Ayırıcı Tanı
Bu dönemlerde kanamaya yol açabilecek şu durumlar düşünülmelidir:
1.Yenidoğanda gelişen dissemine intravasküler koagulasyon: Genellikle
prematürlerde görülür. Klinikte sıklıkla hipoksi, asidoz, şok, enfeksiyon
gibi tetik çekici olaylar vardır. Faktör V ve VIII düzeylerinde azalma
saptanırken tedavi daha çok primer etkene örneğin enfeksiyona yönelik yapılmaktadır.
2. Pıhtılaşma faktörlerinin doğuştan eksikliği: Faktör VIII ve
IX eksikliklerinin ancak %5-35 kadarı yenidoğan döneminde belirgin kanamaya
yol açabilmektedir. Faktör XIII eksikliği, bu dönemde göbekten sızıntı
biçiminde kanamaya yolaçabilir. Tanı, faktör düzeylerinin ölçümüyle konulabilmektedir.
3. Yenidoğanın doğum sırasında ya da emzirme sırasında
annesinin göğüs çatlaklarından yuttuğu kana bağlı sindirim sistemi kanamasını
düşündürecek bulgular olabilir. Böyle durumlarda %1’lik sodyum hidroksit
ile yapılacak Apt testi tanıya yardımcı olur. Supernatant sıvısının renginin
sarı-kahverengiye dönmesi annenin kanı olduğunu gösterir.
4. Prematürlerde yüzeysel seyreden frajil damarlara bağlı kanamalar
olabilir. Belirgin bir koagulasyon bozukluğu yoktur.
Tedavi ve Önlem
Tedavide ve hastalığın gelişmesini önlemede bebeğe doğumda 1
miligram yağda çözünen K vitamini preparatının kas içine yapılması önemlidir.
Proflaktik vitamin K uygulanması birçok ülkede yapılmaktadır. Bazı araştırmacılar
vitamin K'nın sağlıklı, zamanında doğan bebeklere uygulanmasının gereksiz
olduğunu ortaya atmış, K vitamini uygulaması bazı ülkelerde durdurulmuştur.
Ancak bu uygulamayla yenidoğanın hemorajik hastalığı olgularının sayısı
ve kafa içi kanamalar sonucunda mortalite istatistiksel olarak belirgin
düzeyde artmıştır.
Yine intramusküler K vitamini uygulaması ile çocukluk çağı kanserleri
arasında ilişki olabileceğinin iddia edilmesi, proflaksinin ağızdan K vitamini
ile yapılmasının daha uygun olacağını düşündürmüştür. Ancak bu bulgu sonra
ki çalışmalarda desteklenmemiştir. Tek doz olarak yapılan intramuskular
K vitamini, ağızdan verilen K vitaminine göre daha iyi serum düzeyi oluşturmakta
ve hastalıktan korunmada daha etkin olmaktadır. Bununla birlikte ağızdan
K vitamininin yinelenen dozları parenteral vitamin K kadar etkin olabilmektedir.
Buna karşın, ülkemiz gibi gelişmekte olan bir ülkede bebeklerin doğumdan
sonra izlemlerinde aksamalar olabileceği göz önünde bulundurulursa; doğumda
tek doz kas içine K vitamininin önleyici tedavi olarak verilmesi daha güvenli
bir yaklaşım olarak görülmektedir.
Anne sütünün yeterli K vitamini içerip içermediği konusu tartışmalıdır.
Bu nedenle yalnızca anne sütü ile beslenen bebeklerin doğumda K vitamini
proflaksisi almış olmaları önemlidir. Hiçbir risk faktörü olmayan bebeklerde
ilk aylarda yalnızca anne sütüyle beslenmesine bağlı K vitamini eksikliği
gelişebileceği gözönünde bulundurulmalıdır.
Anne yukarıda adı geçen ilaçları (warfarin, fenobarbital,fenitoin)
kullanmış ise, altta yatan kistik fibrozis, a 1 antitripsin eksikliği,
karaciğer hastalığı gibi kolestaz yaratıp K vitamini emilimini bozacak
birincil hastalıkların bulunduğu durumlarda proflaktik olarak yapılan K
vitamini dozu 5 miligrama dek artırılabilmektedir. Böyle bebeklere özellikle
intramusküler ya da intravenöz K vitamini uygulaması önerilmektedir.
Sonuç olarak; yenidoğanın hemorajik hastalığı önlenebilir bir
hastalıktır. Doğumun hemen sonrasında yapılacak 1 miligramlık K vitamini
yaşam kurtarıcı olabilmektedir.
Vitamin K Preparatları:
Vitamin K Preparatları:
Libavit K amp. 20 mg/2 ml, erişkinlere günde 1- 2 kez
5-15 mg, çocuklara ise günde 1-2 kez 5-10 mg, SC, İM, İV verilir.
Vi-pleks K amp.10 mg/2ml, erişkinlere 1-2 x 5-15
mg/gün, çocuklara ise 1-2x 5-10 mg/gün, SC, İM, İV verilir.
One A Day Film tab. (Vitamin K 25 mcg) vitamin kompleksi,
günde 1x1 ağızdan.
|