Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 2015 yılında kurulan ve rektörü olduğu Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ni (SBÜ) “Buna benzer bir üniversite ülkemizde yok, dünyada da yok. Dolayısıyla biz dünyada yeni bir model olarak ortaya çıkmış bir üniversiteyiz. Bunu bir devlet üniversitesi ama farklı bir üniversite olarak onun için tekrar vurgulamam gerekiyor” şeklinde tanımlamıştı. O zamandan bu zamana kadar dağıtılan binlerce adrese teslim kadrolar ile böyle bir üniversite ve böyle bir tıp fakültesinin dünyada benzerinin gerçekten de olamayacağını ortaya koydu(!)

Resmî Gazete’de 25 Kasım 2022 tarihinde yayımlanan ilana göre SBÜ Rektörlüğü, 553 kadro ilanı ile Türkiye tarihinin tek ilan içinde en fazla doktor öğretim üyesi, doçent ve profesör alımını yapacağını da duyurmuş oldu. Bu kadar fazla kadro ilanına dünyanın en büyük üniversitelerinde dahi rastlanmaz/rastlanamaz. Bu durum bile dünya örneklerine göre bilimsel kriterler ve bilimsel objektiflikten ne kadar uzak olunduğunun başlı başına bir göstergesidir.

Sağlık Bakanlığı’na ait 61 eğitim araştırma hastanesini bünyesinde toplayan SBÜ, geçen ağustos ayında ilan ettiği 408 akademik kadro ilanından sonra eylül ayında açılan 121 kadro ve yeni açıkladığı 553 kadro ilanı ile son üç ayda 1082 kadro açarak bilimi ve liyakati hiçe sayan yeni bir rekor daha kırmış oldu. Bu yılın sonuna kadar açıklayacağı kadro ilanları ile SBÜ yeni rekorlar(!) kırabilir.

Açıklanan kadrolar ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde hastaneler, bölümler veya eğitim klinikleri arasında herhangi bir hakkaniyet olmadığı da açıkça görülmektedir. Yıllardır eğitim kliniği olarak çalışan ve uzman yetiştiren kliniklere kadro açılmamışken, eğitim hastanesi veya eğitim kliniği olmadığı halde bazı kliniklere kadro açılması; kliniklerde atama bekleyen birçok öğretim görevlisi varken dışarıdan getirilen akademisyenlere kadro verilmesi hakkaniyet ilkesi ile uyuşmamaktadır.

Daha önceki kadro ilanlarında olduğu gibi bu ilanlarda da aranan şartlar kısmı yalnızca bir kişinin yayını tarif etmektedir. Böylece bu kadrolar için başvurabilecek niteliklere sahip başka meslektaşlarımız kapı baştan kapatılmaktadır. Böylesi kadro ilanları aynı işi yaptıkları halde kadro verilenler ile verilmeyenler arasındaki iş barışını bozmakta, ekonomik ve özlük haklarında ciddi adaletsizlikler meydana getirmektedir. Hak gasplarına neden olan böylesi durumların yaşandığı kliniklerde iç işleyiş, çalışma barışı ve eğitim alanında birçok soruna yol açmaktadır.

25 Kasım 2022 tarihinde açıklanan kadro ilanında yalnızca 15 akademik kadro için herhangi bir bilimsel yayın dahi istenmemiş; sadece uzman veya doçent olmaları başlıca kriter olarak yeterli görülmüştür. Bu kadroların 11’inde doktor öğretim üyesi kadrosu için uzmanlık kriteri yeterli görülürken, 4 profesör kadrosu için sadece doçent olma kriteri yeterli görülmüştür.  553 kadro içinde yalnızca 15 kadroda Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kriterleri haricinde bir kriter aranmamasının; kadroların kişilere özel olmadığına, daha demokratik ve bilimsel olunduğuna dair bir savunun argümanı olduğunu açıkça göstermektedir.

SBÜ kurulduğundan itibaren akademik objektif bilimsel kriterlere uyulmamış, kadroların çoğu siyasal ilişkilerle açılmış ve yine bu siyasal ilişkilerle atamalar yapılmış yani bilimin içine siyaset karıştırılmıştır. Birçok meslektaşımızın bu unvanları ve kadroları hak ettikleri muhakkaktır ve haklarıdır. Ancak sistemin kendini bu şekilde ifade etmesi ve uygulamaları, bir şekilde meslektaşlarımızı da rencide etmekte; hakkıyla bu kadrolara yerleşen meslektaşlarımızı da zan altında bırakmaktadır. Meslektaşlarımız ister istemez kendilerini bu kötü, bilim dışı sistemin içinde bulmaktadır.

SBÜ’ye bağlı farklı illerdeki tıp fakülteleri, şehir hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri, sağlık uygulama araştırma ve branş hastaneleri için açılan bu yeni kadrolar; YÖK’ün söz konusu yönetmeliklerinin dikkate alınmadığını veya bu yönetmeliklere uyulmadığını bir kez daha göstermektedir. Türk Tabipleri Birliği (TTB), daha önceleri toptancılık anlayışı ile yapılan bu atamalara karşı YÖK Başkanlığı’na ve SBÜ Rektörlüğü’ne yazı yazarak duruma itiraz etmiş; akademik değerlere aykırı, kamu yararını ve liyakati gözetmeyen ilanların iptalini istemiştir. Diğer bilim ve hukuk dışı kadro ilanları gibi bu kadro ilanlarının iptali için de hukuki ve idari gerekli tüm yollara başvurusunu yapacak hakları gasp edilen tüm hekimler adına süreci takip edecektir.

Türk Tabipleri Birliği Tıp Eğitimi Çalışma Grubu

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi