TTB İnsan Hakları Kolu’ndan açıklama: Gülmen ve Özakça serbest bırakılmalı, işlerine iade edilmelidirler

TTB İnsan Hakları Kolu’ndan Gülmen ve Özakça için açıklama

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, 14 Eylül 2017 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek ilk duruşmaları öncesinde yazılı bir açıklama yaparak, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın serbest bırakılmalarını ve işlerine iade edilmelerini istedi.

TTB İnsan Hakları Kolu’ndan yapılan açıklamada, açlık grevi nedeniyle uzamış açlık durumunda ortaya çıkan doku yıkımının gün geçtikçe derinleştiği belirtilirken, açlık grevinin bırakılması durumunda organ ve dokuların eski haline kavuşmasının imkânsız hale geldiği uyarısında bulunuldu. Açıklamada, bu nedenle Gülmen ve Özakça’nın işlerine geri dönmeleri için atılacak adımların yaşamsal önem taşıdığı vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, tüm bu olumsuzluklara neden olan OHAL’in kaldırılması, KHK’lerin iptal edilmesi; haksız hukuksuz ihraç edilen Gülmen, Özakça ve diğer kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesi istendi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

13.09.2017

BASIN AÇIKLAMASI

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA SERBEST BIRAKILMALI, İŞLERİNE İADE EDİLMELİDİRLER

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL rejimiyle birlikte çıkarılan otuza yakın KHK ile önemli bir bölümü darbe girişimi ile ilgisi bulunmaksızın, hiçbir somut delile dayanmadan, adil yargılama süreçleri işletilmeden, hukuksuz biçimde yüz binin üzerinde kamu emekçisi işinden, geleceğinden, vatandaşlık haklarından edilmiştir. İhraç edilen kamu emekçilerinin, ihraç edilmeye karşı itirazları ve işlerine geri dönmeleri için henüz herhangi bir hukuki işlem başlatılmamıştır ve var olan yargı kurumları işlevsizleştirilmiştir.

Bu şekilde işten atılan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Kasım ayında işlerine geri dönme talebiyle Yüksel Caddesi’nde oturma eylemine başlamışlardır. Yüksel Caddesi’ndeki oturma eylemlerini 10 Mart 2017 tarihinde açlık grevine dönüştürerek eylemlerine devam etmişlerdir. Bu süre içinde defalarca gözaltına alınmışlar, bırakılmışlar ve haklarında gösteri ve yürüyüş haklarını düzenleyen yasaya muhalefetten onlarca dava açılmıştır. Ancak, 23 Mayıs 2017’de tutuklanmışlar ve açlık grevine cezaevi koşullarında devam etmektedirler.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça  4 Eylül 2017 tarihinde, sürdürdükleri açlık grevinin 190. gününde mahkemeye çıkarılacak, kendilerini savunacaklardır. Mahkeme heyetinin ve Adalet Bakanlığı’nın savunma yapacak koşulları sağlaması kritik önem taşımaktadır.

Açlık grevinin bedenlerinde yarattığı hassasiyet nedeniyle zorla taşıma, kelepçeli taşıma, tedaviye zorlama gibi etkenler, doku yıkımını artırarak hayati tehlikenin artmasına yol açacaktır. Cezaevlerinin sağlıklı bir insan için bile, kapalı ve güneş ışığından yoksun ortam, yetersiz havalandırma, sınırlı fiziksel koşullar nedeniyle sağlığı bozucu etkileri bulunmaktadır. Uzamış açlık durumundaki insanlarda bu etkenler ölümcül sonuçlara yol açabilecektir. Açlık grevi sürecinde yaşamı olumsuz etkileyen cezaevi koşullarından kurtulmaları için, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça acil olarak tahliye edilmelidirler.

Buradan Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na ve tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına bir kez daha hatırlatıyoruz. Açlık grevi bir hastalık değildir. Kişinin açlık grevini bırakması halinde uzamış açlığın oluşturduğu tıbbi sonuçlar tedavi edilebilir. Dünya Tabipler Birliği’nin Tokyo ve Malta bildirgeleri bu konuda yol göstericidir. Dünya Tabipler Birliği Malta Bildirgesinde (1991-2006) şu ifadeye yer verilmiştir: “Açlık grevcileri zorla tedavi edilmeye çalışılmamalıdır. Geçerli ve bilgilendirilmiş ret söz konusu olduğu halde zorla besleme yersizdir.”

Semih Özakça’nın tutuklanması üzerine serbest bırakılması için eşi Esra Özakça da açlık grevine başlamıştır. 114 gündür açlık grevinde olan Esra Özakça için de açlığa bağlı olarak yaşamı tehdit eden kritik günler başlamıştır. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tahliye edilmesi, Esra Özakça’nın açlık grevini bırakmasına yol açacağı için ayrıca önem taşımaktadır.

Açlık grevi nedeniyle uzamış açlık durumunda ortaya çıkan doku yıkımı gün geçtikçe derinleşmekte ve açlık grevini bırakmaları durumunda organ ve dokularının eski haline kavuşması imkânsız hale gelmektedir. İşlerine geri dönmeleri için atılacak adımlar bu nedenle yaşamsal önem taşımaktadır.

Tüm bu olumsuzluklara neden olan OHAL kaldırılmalı, KHK’lar iptal edilmeli; haksız hukuksuz ihraç edilen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve diğer kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidirler.

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu