16. PRATİSYEN HEKİMLİK KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

Pratisyen Hekimlik Kongresi’ni 20-23 Ekim 2011 tarihleri arasında “SÖZLERİMİ GERİ ALAMAM, SAĞLIK HAKKINDAN, İYİ HEKİMLİKTEN, İŞ GÜVENCESİNDEN, MESLEKİ BAĞIMSIZLIKTAN VAZGEÇEMEM” ana teması ile Antalya’da gerçekleştirdik.

Ülkemizin birçok ilinden birinci basamağın her biriminden mesleğine sahip çıkan yüzlerce pratisyen hekimle birlikte gerçekleşen kongremizde iki kurs, 22 mesleki ve bilimsel oturum yer aldı.

Sürekli mesleki gelişimimizde mesleki bilimsel kongrelerin önemi açıktır. Sağlık Bakanlığı’nın kongre katılımına yönelik baskıcı tutumu, artan iş yükü ve performans kaygısı birçok meslektaşımızın kongreye katılımına engel oluşturduğu gözlenmektedir.

Sağlık Bakanlığı, kendi düzenlediği hizmet-içi eğitim programları dışında birinci basamak hekimlerinin sürekli eğitim ve mesleki gelişim etkinliklerine katılmasını zorlaştırmaktadır. Mesleki ve sürekli eğitim haktır ve hizmet içi eğitime sınırlanamaz. Sürekli mesleki gelişim izin ve görevlendirme ödenekleri gibi yollarla teşvik edilmelidir.

Birinci basamakta hekimin ve hizmetlerin piyasa yaklaşımı ile değerlendirilmesi olan aile hekimliği sisteminin tüm ülkede uygulanmasının daha ilk yılı tamamlanmadan sağlık ortamına olumsuz etkileri meslektaşlarımız tarafından sıkça dile getirildi.

Aile Sağlığı Merkezi hekimleri işletme giderleri, vergi, performans kaygıları, sınıflandırma, ceza puanı gibi sorunlarla, Toplum Sağlığı Merkezi hekimleri iş yükü ve çalışacakları yerin belirsizliği sorunlarıyla uğraşmakta nitelikli, iyi hekimlik yapmaları engellenmektedir.

Birinci basamakta reçete ve ilaç başına ek vergi gibi para alınması hekimleri zora sokmakta, vatandaşın hizmete ulaşımını engellemektedir. Bir an önce son verilmelidir.

 

Hastane acil servislerinde verilen hizmet sorun çözücü, insanca ve bilimsel açıdan yeterliliği imkansız hale gelmiş, her gün tekrarlayan bir sağlık terörü halini almıştır.

 

Ülkemizde barışa her zamankinden daha çok gereksinim duyduğumuz bir dönemde gittikçe artan şiddet yaygın bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin temelinde hekimi tüccar hastayı müşteri olarak gösteren, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran politikalar yatmaktadır.

 

Mesleki eğitim ve sürekli mesleki gelişim sadece istihdam eden kuruluş eliyle sürdürülemez, asli olarak bağımsız meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri ve akademik kurumların sorumluluğunda olmalıdır.

Mesleki pratiğimizin önemli bir kısmını oluşturan sağlık raporları adı altında verilen belgeler isteyen kurumlar ve vatandaş tarafından basit bir evrak olarak görülmektedir. Altına imza attığımız bu raporları vermekten çekinmiyoruz. Her zaman mesleki, bilimsel, etik kurallara uyarak kanaatimizi bildirecek, iyi hekimlik ve mesleki bağımsızlığımızı etkileyecek ortamları, yönlendirmeleri kabul etmeyeceğiz.

Tek hekim raporu olarak verilen silah kullanımına yönelik sağlık raporların sakıncalarını bilimsel gerçekleri ile ortay koyduk. Birinci basamak hekimleri silah kullanımını teşvik eden uygulamalardan uzak tutulmalıdır.

Aşı ile korunabilen hastalıklarla ilgili kamusal kaynaklar giderek daraltılmakta, gelecekte bu tür hastalıkların hortlamasından endişe duyulmaktadır. Bağışıklamanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Kongremizde obezite, hipertansiyon, diyabet, dermatozlar gibi yaygın hastalıklara koruyucu hekimlik açısından yaklaşımın önemi bir kez daha vurgulandı.

Önemli bir işçi sağlığı sorunu olarak mesleki ortamlarımızda toz konusu kongremizin önemli konularından biriydi. Ülkemizde çalışma sürelerinin uzunluğu, taşeronluk/esnek çalışma uygulamaları iş kazalarının ve meslek hastalıklarının artmasına yol açmaktadır.

Kongremizde bu yıl dünyada önemli bir çevre ve halk sağlığı sorunu haline gelen nükleer santraller konusu ele alındı. Çernobil ve Fukuşima‘da yaşananlar bu sorunu çarpıcı bir biçimde ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde enerji politikaları kapsamında Akkuyu ardından Sinop, ve İğneada’da nükleer santral yapımı ısrarından vazgeçilmelidir.

 

SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI ÖZELLEŞTİRLEMEZ 

ÜLKEMİZDE GİDEREK ARTAN ŞİDDET BİR AN ÖNCE SONLANDIRILMALIDIR 

İYİ HEKİMLİK, MESELEKİ VE BİLİMSEL GELİŞİMİMİZ KENDİ ELLERİMİZDEDİR,

BİRİNCİ BASAMAKTA TÜM HEKİMLERİN SORUNU DA ÇÖZÜMÜ DE ORTAKTIR,

SÖZLERİMİZİ GERİ ALMIYORUZ,

SAĞLIK HAKKINDAN, İYİ HEKİMLİKTEN, İŞ GÜVENCESİNDEN, MESLEKİ BAĞIMSIZLIKTAN VAZGEÇMİYORUZ.