TTB ve Adana Tabip Odası Genç Hekimlerle Buluştu

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Adana Tabip Odası (ATO) yeni mezun hekimler için “Meslekteki Sorumluluklarımız ve Bizi Bekleyen Sorunlar” konulu panel düzenledi.

Ç.Ü. Hipokrat Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen, Adana Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi , Ç.Ü Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Hilal ve Adana Tabip Odası Avukatı Ebru Atıcı Sevindik katıldı.

 Moderatörlüğünü Ç.Ü. Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Nöroloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Filiz Koç ve Adana Tabip Odası Başkanı Ç.Ü. Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Mungan’ın yaptığı panele Ç.Ü. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Özcengiz, akdemisyenler, hekimler ve yeni mezun hekimler katıldı.

 MUNGAN, HEKİMLİK TARİHİN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR

Panelin açılış konuşmasını yapan Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Mungan şunları söyledi: “Çok yakın zamana kadar el üstünde tutulan mesleğimiz ne yazık ki tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşamaktadır. En temel insan haklarından biri olan herkese nitelikli, eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti, sağlıkta dönüşüm adı altında adım adım halktan uzaklaştırılıp hastalar müşteri, doktorlar mağaza sahibi ve hastaneler ticarethane olarak görülmeye başlanmıştır. Temel amacı hastalarını muayene etmek ve nitelikli sağlık hizmeti sunmak olan biz hekimler, hemen hemen her gün medyaya ve halka, sağlıkta yaşanan tüm aksaklıkların hedefi olarak gösterilmekte ve bu nedenle şiddete uğramaktayız. Tüm bunlara karşı bizler yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Her şeye rağmen ve inadına umutluyuz. Ve bu umudun sizlerin gözlerinizde pırıl pırıl parladığını gördüğümüzde umutlarımız katlanarak büyüyor. Genç meslektaşlarım Tabip Odaları olarak bizler halkın sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin kolay ulaşabileceği kaliteli ve uygun maliyetli sağlık hizmeti için çalışırız. Meslek ahlakını en iyi şekilde koruruz. Tıp eğitiminin tüm alanlarında fikir üretiriz. Hekimlik mesleğinin çıkarlarını her platformda dile getirir ve savunuruz. Üyelerinin maddi ve manevi haklarını korumak için çalışırız. Meslek disiplinini sağlarız. Sizleri mezun olur olmaz göreve başladığınız yerlerdeki Tabip Odalarına üye olmaya ve mesleğimizin ve insan olmanın onuru için yılmadan mücadele etmeye davet ediyorum. Ve inanıyorum ki buradaki genç meslektaşlarımız sadece odalarına üye olmakla kalmayacak, bizlere hem hekimlikleri hem de üyelikleriyle sınırsız katkılar sunacaklardır”.

“ETİK DEĞERLERİ KORUYACAĞIZ”

TTB-Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) olarak çalışmalarını yürüttüklerini söyleyen TÖK temsilcisi Dr. Orhan Gülbahçe ise yaptığı konuşmada geleceğin hekimleri olarak, hekimlik mesleğinin etik değerlerini korumayı ve toplumun daha iyi ve güvenli sağlık hizmeti alabilmesi için mücadele etmeyi esas aldıklarını ifade ederek herkese eşit, ücretsiz ve yeterli sağlık hizmeti sunulması için mücadele vermeye devam edeceklerini belirtti.

“İNSANLARA SAĞLIK DAĞITIRKEN ONLARA DOKUNUN”

ÇÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Özcengiz ise şöyle konuştu: “Daha iyi, daha insancıl olmak, karşıdakini anlamak, karşıdakini dinlemek, karşıdakinin acısını, ızdırabını anlayıp, onu dindirmekle olur. İnsan olmak bizlere ölüm kaygısı, izolasyon kaygısı ve kendin olabilme kaygısını da getiriyor. İşte sizin önümüzdeki zaman dilimi içerisinde tıbbı, bütüncül bir bakış açısıyla ele almanızın altında yatan varoluşsal kaygılarımızı içermektedir. İnsan olmak demek yarın ölebileceğinin kaygısını taşımak demek, yapayalnız kalmayı bilmek demektir. İnsan olmak demek sizin özgürce ve kendiniz gibi olup bir takım değerleri savunmanız demektir. Bunları yaparsanız bir o kadar özgür olduğunuz kadar sorumluluk sahibi de olursunuz. Eğer bir şey istiyorsanız bedelini ödemeniz gerekir. Bedeli ödenmemiş her şey karşılıksız ve değersizdir. Bu gün içerisinde bulunduğumuz tıp anlayışı bambaşka şekle büründü. Benim 30 yıl önce tanıştığım tıpla bu günkü tıbbın aynı şey olduğunu söylemek mümkün değil. Eskiden hastaya dokunuyorduk. Bugün tıp artık neoliberal kapitalist akımlarla birlikte bambaşka bir yere ulaşmıştır. Ama bu durum benim mesleğimi yapmama engel değil. Çünkü ben mesleğimi seçerken ‘insana hizmet’ için seçtim. Evet, zorlukları var ama bedelini öderseniz bu zorlukları aşarsınız. Meslek onurunuz değerli çünkü materyaliniz insan. İnsana değer verdiğiniz derecede mesleğiniz değerlenir ve önem kazanır. Sizler yarın insanlara sağlık dağıtacaksınız. İnsanın bir biyopsikososyal varlık olduğunu daima hatırlamalı ve onlara dokunmalısınız. Hatırlarını sormalısınız ve her birinin sizin bir yakınınız olabileceğini düşünün. Ben her birinizin başarılı birer hekim olacağınızı düşünüyor, başarılar diliyorum”.

 Açılış konuşmalarının ardından TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen, TTB’nin kuruluşu, amacı ve bununla ilgili yasa, örgütlenme şeması ve özellikle yeni mezun hekimler açısından önemli olan TUS, mecburi hizmet, birinci basamak aile hekimliği, toplum sağlığı hekimliği, şiddet gibi konulara açıklık getirdi. Avukat Ebru Atıcı Sevindik ise yeni mezunların gidecekleri yerlerde kaymakamlara, valilere, başhekimlere karşı hukuki hakları nedir? Özelde çalışan hekimler açısından iş hukukuna dair temel prensipleri nelerdir? ‘Yakınım evde hasta, gelemiyor’ diyen hastane personelinin kendilerini kandırarak çetelere kurban gitmemeleri konularında yaşanmış olaylardan örnekler göstererek önerilerde bulundu. Ç.Ü Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Hilal de ‘Hekimlerin Hukuki Sorumlulukları’ konu başlığıyla hekimlerin mesleki uygulamaları sırasında sorumlu tutulmamaları için hem yasal haklarını, hem de yürürlükteki yasal düzenlemeleri bilmeleri ve bilimsel gelişmeleri takip etmeleri gerektiğini, hastayla iyi iletişim kurarak, iyi hekimlik yapmaları konusunda katılımcıları bilgilendirdi.