Sağlık meslek örgütlerinin 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla sağlık alanında yaşanan şiddete dikkat çekmek üzere uzun süredir hazırlığını yürüttükleri 15 Mart Büyük Beyaz Mitingi, Sağlık Bakanlığı'nca Türkiye'de Koronavirüs vakası tespit edildiğinin açıklanmasının ardından, düzenleyici örgütler tarafından şimdilik iptal edildi.

Mitingin iptal edildiği, bugün TTB'de düzenlenen ortak basın toplantısıyla duyuruldu. Sağlık meslek örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında ortak açıklamayı TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman okudu. TTB Yeni Koronavirüs İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Özlem Azap'ın da katıldığı basın toplantısında, koronavirüsle ilgili son duruma ilişkin bilgi verildi. 

Prof. Dr. Özlem Azap’ın gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

  • Dünya Sağlık Örgütü dünyadaki olguları izlerken, il il, eyalet eyalet vakanın görüldüğü yerlerin bilgilerini paylaşıyor. Hangi kent, hangi kasaba olduğuna kadar belirtiliyor. Türkiye’de bu bilgi paylaşılmadı ama umarım en kısa sürede paylaşılacaktır. Bunun hastanın bilgilerinin paylaşılmasından söz etmediğimiz çok açık. Sadece lokazisasyon olarak nerede yaşandığının paylaşılması bizim için önemli. Bu yüzden, vakanın hangi ilde tespit edildiğinin açıklanması gerekir.
  • Öncelikle şunu belirtmek gerekir; ilk olgu görüldü ama salgın başlamış değil. Dünya Sağlık Örgütü, ülkeleri 4 kategoriye ayırıyor: Birinci kategori şu ana kadar vakanın görülmediği ülkeler, ikinci kategori indeks vakanın görüldüğü ülkeler, üçüncü kategori kümelerin görüldüğü ülkeler ve dördüncü kategori de artık hastalığın yaygın olduğu ülkeler. Türkiye şu ana kadar vakanın görülmediği ülkeler kategorisindeydi, şimdi indeks vakanın görüldüğü ülkeler kategorisine girmiş oldu. Üçüncü kategoriye geçmek İtalya örneğinden hareket edersek an meselesi. Logaritmik artıyor. Olgu sayıları arttığında ne sıkıntı yaşayacağımızı biraz yaşayarak göreceğiz, yaşamamayı umarak. Şu an hastanelerimizin depolarına baktığımızda malzeme konusunda bir sıkıntı yaşanma olasılığı varmış gibi görünüyor maalesef; maske, eldiven konusunda. Biz öksüren, hapşıran kişilerin topluluk içerisinde olacaklarsa kullanmalarını öneriyoruz ama halkımızın maske temini konusunda da bir sıkıntı var, hasta olmayan kişiler de maske kullanıyor, maskeye ulaşmak hiç kolay değil.
  • Bu hastalık gelecekti, dünya nüfusunun yarısını etkileyecek, bu anlamda bunu bir felaket olarak görmemek gerekli, görülmemesi şaşırtıcıydı aksine. Tedbirlerimizi alarak, panik yapmadan, risk gruplarını koruyarak aşmaya çalışacağız. Ve tabii şeffaflıkla...
  • Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun hazırladığı bir rehber var, temas halinde nelerin yapılması gerektiği ayrıntılarıyla yazıyor. Örneğin şüpheli vakayla aynı yerde bulunmuş olan insanların bilgilerine ulaşılarak onların mutlaka takip altına alınması gerekir. Bunlar yapılmıştır diye düşünüyorum ben, yazılı bilgiler bunlar, çok da bilinen şeyler. Bu hastalık bulguları çıkmadan 14 gün önceki süre içinde temas ettiği kişiler takip altına alınmalıdır, alınmıştır diye düşünüyorum.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman da, Koronavirüs’ün Türkiye’de olmasının çok muhtemel olduğunu ve vakanın görülmesinin an meselesi olduğunu başından beri yaptıkları açıklamalarda dile getirdiklerini belirterek, “Şüphelenilmediği için test yapılmıyordu, test yapılmadığı için de tanı konulamıyordu. Durum buydu. Şimdi ise tanı varsa izolasyonun, şüphe varsa karantinanın son derece şeffaf ve açık yapılması lazım” diye konuştu.

Adıyaman ayrıca, uzun süredir TTB’nin ve sağlık meslek örgütlerinin randevu talebine yanıt vermeyen Sağlık Bakanlığı’nın, 12 Mart 2020 Perşembe günü saat 17.00’de görüşme talebini kabul ettiğini belirterek, görüşmede hem sağlıkta şiddet konusunun hem de gündemdeki konuların ele alınacağını, görüşmenin ardından saat 18.00’de Sağlık Bakanlığı önünde bir de basın açıklaması yapılacağını sözlerine ekledi.

Ortak açıklama şöyle:

BASINA VE KAMUOYUNA

Dünyamız ve ülkemiz yani bütün insanlık yeni Koronavirüs (Covid-19) olarak adlandırılan ve gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda yaygın ölümlere yol açtığı bilinen bir salgın tehdidi ile karşı karşıya.  Dün akşam Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizde de bir vakanın tespit edildiği duyuruldu. Bu durum hastalığın dünyadaki ve komşu ülkelerdeki yaygınlığı göz önüne alındığında beklenen ve olağan bir sonuçtur.

Bizler Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev-Sağlık İş), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), Türk Hemşireler Derneği (THD), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm Rad- Der), Türk Psikologlar Derneği (TPD), Ankara Veteriner Hekimler Odası (AVHO), Veteriner Hekimler Derneği’nden (VHD) oluşan sağlık meslek kuruluşları, sendikaları ve dernekleri olarak; aylardır hazırlığını yaptığımız, “Şiddetsiz bir sağlık ortamında emeğimizin karşılığını alarak sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Sağlıkta Şiddet Sona ERSİN!”  talebiyle 15 Mart Pazar günü Ankara Tandoğan’da yapmayı duyurduğumuz mitingimizi şimdilik iptal etme kararı almış bulunuyoruz.

Her ne kadar ülkemizdeki durum henüz her türlü toplantıyı ve bir araya gelişi ertelemeyi gerektirecek tedbirler alınmasını zorunlu kılmıyor olsa da;

1.500 hastane, 27.000 eczane, 7.500 ASM ve 150’yi aşan ağız diş sağlığı merkezi ile binlerce muayenehanede yılda 350 milyonu bulan muayeneyi, 5 milyon ameliyatı - girişimi yapan,  2 milyar kutu ilacı hastalara ulaştıran, milyonlarca hastanın bakımını, enjeksiyonunu, pansumanını gerçekleştiren bu ülkenin sağlık çalışanları olarak tüm konsantrasyonumuzu Koronavirüs’ün yaratacağı sağlık sorunlarının çözümüne odaklamanın sorumluluğuyla davranıyoruz. Sağlıkta şiddet yapısal bir sorun olarak varlığını sürdürüyor olsa da bu tür salgın tablolarının sağlık çalışanlarının görünmeyen emeğini görünür kılacağına inanıyor, sağlıkta şiddetle mücadele başta olmak üzere taleplerimizin takipçisi olacağımızı da bir kez daha ifade ediyoruz.

Sağlıkta şiddetle de başa çıkmanın yolunun sağlıkta kamusal bir anlayışın hâkim kılınmasından geçtiğini savunan kurumlar olarak; öncelikle halk sağlığına dair koruyucu önlem ve bilgilendirmelerin şeffaf, yaygın ve etkili olarak yapılmasının öneminin tekrar altını çizmek istiyoruz. Beraberinde tanı koyma ve tedavi koşul ve ekipmanlarının her koşul için hazır olması konusundaki uyarı ve hatırlatmalarımızı yinelemek istiyoruz.

Koronavirüs gibi salgın durumlarında tedavi sürecinin etkinliği, tedaviyi yapacak olan sağlık çalışanlarının bu sürece hazırlanmasını, bedensel ve ruhsal olarak korunmasını  öncelemelidir.

Bu nedenle bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Hastanelerde ve ASM’lerde çalışan ve eğitim alan tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde kişisel koruyucu malzeme dağıtılması önceliklidir ve bu konuda herhangi bir güven bunalımı yaratılmamalıdır.

Önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi, paniği gerektirecek herhangi durum yoktur ancak sağlık otoritesinin dünyadaki deneyimlerden de yararlanarak bütün önlemleri alması ve halkın hijyen ve korunma tedbirlerine dikkat etmesi gereklidir.

Koronavirüs enfeksiyonu tanısı konan hastaların ve virüs ile temas etmiş olabileceği düşünülen insanların karantina vb. süreçlerinde etik ilkelerin dikkate alınması ve herhangi bir ayrımcı uygulama yapılması engellenmelidir. Aynı etik tutum Koronavirüs tanısı konmuş ya da şüpheli hastalarla temas eden ve edecek olan sağlık çalışanlarına yönelik tutumlarda da gösterilmelidir.

Koronavirüs salgınına ve her türlü sağlık sorununa karşı mesleğimizin bize yüklediği sorumluluğu özveriyle ve koşulsuz yerine getireceğimizi açıklıkla ifade ederken;

Emeğimizi değersizleştiren, ücretlerimizi ezdiren, çalışma koşullarımızı her geçen gün zorlaştıran yönetim anlayışı değişinceye; sağlıktaki bu ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya; önerdiğimiz tedbirler alınıncaya; hasta-sağlık çalışanı ilişkisini insani boyuta taşıyacak toplumsal - kültürel iklim oluşuncaya ve buna uygun sağlık politikaları tesis edilinceye kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olduğumuzu göstermeye devam edeceğimizi duyururuz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI

DEVRİMCİ SAĞLIK İŞÇİLERİ SENDİKASI

SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ

TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ

TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ

ANKARA VETERİNER HEKİMLER ODASI

VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ