Uzun süredir geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamalarını destekleyici çalışmalar ve açıklamalar yapan Sağlık Bakanlığı, basına yansıyan haberlere göre bu konuda yeni bir adım daha attı. Buna göre; Sağlık Bakanlığı geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamalarını yaygınlaştırarak sağlık sistemi içine yerleştirme ve söz konusu tedavilerin SGK kapsamına alınması yönünde çalışmalar yürütüyor.

Sağlık Bakanlığı’nın gelişmiş ülkelerde de geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamalarının önerildiği ve desteklendiği savına karşın, kısa süre önce bu konuda açıklama yapan Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tıp açısından kanıtlanmamış, herhangi bir yarar sağlamaksızın sağlık riskleri yaratabilecek homeopatik ilaç ürünlerine yönelik önleyici ve koruyucu bir yaklaşım içinde olunacağını bildirdi. FDA mevcut politikasını da bu doğrultuda güncelleyeceğini kamuoyuna duyurdu.

ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı bünyesinde yer alan FDA tarafından birkaç ay önce  yapılan bir açıklamada, homeopatik ilaçları tercih eden tüketicilerin korunması amacıyla benimsenen bu yeni yaklaşım ile, bu ürünlerin klinik yarar sağladığının görülmediği durumların daha iyi ele alınmış olacağı, zararlı bileşenler içerdiği ya da doğru imalat uygulamalarının dışındaki durumlarında da kapsama alınacağı belirtiliyor.

“FDA’nın halkı sağlığını koruma sorumluluğu var!”

Açıklamada görüşlerine yer verilen FDA yetkilisi, son yıllarda homeopatik ürünlerin basit soğuk algınlığından kansere kadar pek çok hastalık ve durum için pazarlanmasında büyük bir artış yaşandığına dikkat çekiyor ve ciddi sağlık sorunları olan pek çok insanın hiç yararı olmayacağı ya da çok sınırlı yarar sağlayacağı durumlarda bu tedavi biçimlerine güvenerek bunlara para verdiğini belirtiyor.

Bu tür ilaçların özensizce imal edildiğinde ya da yeterince test edilmediğinde onarımı mümkün olmayan olumsuzluklara yol açma riski bulunduğunu vurgulayan yetkili, “Kimi insanların alternatif tedavilere başvurmak istemesini saygıyla karşılıyoruz; ancak FDA’nın halkı herhangi bir yarar getirmeyen ve zarar verebilecek ürünlere karşı koruma gibi bir sorumluluğu vardır.” diyerek kamu otoritesinin bu tür durumlarda taşıdığı sorumluluğa dikkat çekiyor.

Açıklamada ayrıca, FDA’nın homeopatik olarak etiketlenen ilaçlarla ilgili düzenleyici önlemlere öncelik vereceği belirtiliyor ve sağlık alanındaki profesyoneller ile hastalara, homeopatik ya da diğer ilaç ürünlerinin yan etki ya da kalite sorunlarını bildirme çağrısı yapıyor.

SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenmesi kaygı verici

Konuyla ilgili Türkiye’deki gelişmeler ve basına bugün yansıyan haberlerle ilgili olarak açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, çoğunun bilimsel kanıtının olmadığı bilinen söz konusu uygulamaların Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından teşvik edilmesinin kaygı verici olduğunu söyledi. Geleneksel, alternatif, tamamlayıcı sağlık uygulamalarının, serbest piyasa koşullarında bir “pazar” olması, “umut tacirliği” amaçlanarak kullanılabilmesi nedeniyle, toplum sağlığı açısından dikkatle ele alınması ve denetlenmesi gereken bir alan olduğunu hatırlatan Tükel, alanı denetleme ve kontrol altına alma sorumluluğunun da Sağlık Bakanlığı’nda olduğuna dikkat çekti.

“Bakanlık, ekonomik gerekçelerle sağlık hizmetine erişemeyenleri oyalıyor!”

Tükel, şunları söyledi:

“Açıklamalar ve konuya yaklaşımdan Sağlık Bakanlığı’nın bu tür uygulamaları, sağlık hizmetlerine ekonomik gerekçelerle erişemeyenler için oyalayıcı bir mekanizma ve özellikle kronik hastalıklarda SGK’nın yükünü azaltacak bir yaklaşım olarak gördüğü anlaşılıyor. Ancak, etkinliği bilinmeyen bu türden uygulamaların kullanımının teşvik edilmesiyle, başka sağlık sorunlarının ortaya çıkacağı unutulmamalıdır.

Hekimlik meslek etiği ilkelerinin başında hastaya “öncelikle zarar vermeme” ilkesi gelmektedir.  Sağlık hakkının en temel öğelerinden birinin, herkesin çağdaş tıp yöntemlerine erişim hakkına sahip olması ve  bilimsel bilgiye dayalı hizmet sunumuna ulaşmasının sağlanması olduğunu Sağlık Bakanlığı yetkililerine hatırlatırız.

Etkililiği ve güvenliği belirlenmemiş, yarar-zarar değerlendirmesi yapılmamış, bilimselliği kanıtlanmamış, toplum sağlığını riske atan tüm bilim dışı uygulanmalara karşı; nitelikli, bilimsel, çağdaş tıp yöntemlerine dayalı hizmet sunumunu savunmamız hekim olarak temel görevimiz olmalıdır.”


FDA'nın açıklaması için tıklayınız

Açıklamanın Türkçesi için tıklayınız.