Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Üniversitesi’nde yürütülmekte olan bir çalışmada, 43 farklı markanın ambalajlı içme suyu örneklerinde ağır metal oranının mevzuatta belirtilenden yüksek çıkmasıyla ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu açıklama yaptı.

Açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın da şebeke sularının ve ambalajlı suların denetimlerini düzenli yapması gerektiği ve bunların sonuçlarını da kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kamuoyu ile paylaşması gerektiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, nüfusun tamamına temiz ve yeterli içme suyu sağlamanın ve suyu temel bir insan hakkı olarak ücretsiz sunmanın, yaklaşan yerel seçimler öncesinde, adayların öncelikli hedefleri arasında olması gerektiği de hatırlatıldı.

Açıklama şöyle: 

NÜFUSUN TAMAMINA SAĞLIKLI ŞEBEKE SUYU SAĞLANMALIDIR

Geçen hafta içinde basından Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Üniversitesi’nde ‘Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi’ başlıklı bir çalışma yürütüldüğü öğrenilmiştir. Bu haberlere göre 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirilmiş ve şişe sularında baryumda 366,08, kurşunda 0,80 ve stronsiyumda 6,01 ppB oranları bulunmuştur.  İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik ve ekleri göz önüne alındığında; bu oranlar izin verilen seviyenin üst sınırındadır. Analizi yapılan ağır metaller insan vücudunda birikebildiği için zaman içinde sağlık sorunlarına yol açabilecek yüksek değerlerdir. Ayrıca ambalajlı içme sularının ağır metal analizlerinde elde edilen sonuçlar yönetmelik sınırlarının altında kalmasına karşın beklenmedik oranda yüksektir.

Öte yandan basının bu araştırmayı haberleştirme biçiminde de sorunlar vardır. ‘Bu su ile duş bile alınmaz’ başlığıyla verilen haber tüketici üzerinde sanki içme suyu ile kullanma suyu arasında bir kalite farkı olmalıymış izlenimi uyandırmaktadır. Oysa gerek bilimsel yönden, gerekse başta İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik olmak üzere tüm yasal mevzuat bakımından, insani tüketim amaçlı içme ve kullanma sularının (yani içtiğimiz, yemek yaptığımız, duş aldığımız, dişimizi fırçaladığımız, evimizi temizlediğimiz suların) tamamı aynı kalite standartlarına sahip olmalıdır. Ayrıca konu ile ilintili olarak yapılan devam haberlerinde tüketicilerin evlerinde çeşmelerine bağlayacakları ‘ev tipi su arıtma sistemleri’ sanki sorunun çözümüymüş gibi gösterilmiştir. Halbuki bu arıtma sistemlerinin de bakım maliyetleri ve zorlukları ile kapasite sorunları nedeniyle uygun yöntemler olmadığı açıktır. Ayrıca su alanındaki ticari pazarı büyütme riski taşıyan pahalı bireysel çözüm önerileridir.

Su kalitesi, kamusal yaklaşımın zorunlu olduğu bir halk sağlığı sorunudur. En uygun yöntem yerel yönetim yasaları ile konutlara yeterli ve sağlıklı içme ve kullanma suyunun belediyeler tarafından sağlanması, Sağlık Bakanlığı’nın ise su kalitesini düzenli olarak denetlemesidir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2016 yılında belediyeler nüfusumuzun ancak %59’una içme suyu arıtma tesisinden geçmiş, dezenfekte edilmiş, sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlayabilmiştir. Nüfusumuzun kalan bölümüne ise arıtılmamış ve fiziksel, biyolojik ve kimyasal risklere açık su verilmiştir. Arıtma tesisinden çıktığı bildirilen suların önemli bir bölümü de sadece fiziksel ve konvansiyonel yöntemlerle arıtılmaktadır. Kimyasal arıtım da yapabilen gelişmiş arıtım tesislerinin sayısı ise çok azdır.

Yaklaşan yerel seçimlerde belediye başkanlıklarına ve meclis üyeliklerine aday olanlar için en önemli hedef, nüfusun tamamına sağlıklı ve yeterli içme suyu sağlamak ve suyu temel bir insan hakkı olarak ücretsiz sunmak olmalıdır. Bu amaçla; bir taraftan ülkemizin su havzaları fiziksel, biyolojik ve kimyasal kirlilikten korunmalı, diğer taraftan da mevcut su arıtma tesisleri kimyasal arıtma yeteneğine sahip gelişmiş arıtma tesislerine dönüştürülmeli, arıtma tesisi olmayan belediyeler ise bir an önce gelişmiş su arıtma tesisleri kurmalıdır.  Bunlara ek olarak Sağlık Bakanlığı şebeke sularının ve ambalajlı suların denetimlerini düzenli olarak yapmalı ve bunların sonuçlarını hiçbir şüpheye meydan bırakmayacak şekilde kamuoyu ile paylaşmalıdır.

TTB MERKEZ KONSEYİ

TTB HALK SAĞLIĞI KOLU