Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin, "küçük çocukların kaybolması, aranması, bulunması ve istismara uğraması" hakkında düzenlediği basın toplantısı bugün (6 Temmuz 2018) TTB’de gerçekleştirildi. Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Selma Güngör, Prof. Dr. Çetin Atasoy ve Prof. Dr. Gülriz Erişgen katıldılar.

Basın açıklamasını okuyan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, çocukların kaybolma, kaçırılma, istismara uğrama ya da öldürülmesiyle sonuçlanan olaylardaki artışın, toplumsal olarak kaygı duyulması gereken sorunların başında geldiğini söyledi. Bunun çok katmanlı bir sorun olduğuna dikkat çeken Adıyaman, çözümünün de tek bir yoldan geçmediğini vurguladı. Adıyaman, çocuk istismarı ve öldürülmeleri üzerinden yaygınlaştırılan ‘‘idam” veya “kimyasal hadım” gibi girişimlerin sorunun çözümüne katkı koymayacağı gibi çocukların korunmasını da sağlayamayacağını belirterek, “Bu önlemler yapısal mekanizmalar oluşturmakla sorumlu devlet yöneticilerinin toplumun öfkesini kendilerinden uzaklaştırma ve başka düzeyde insan hakları ihlallerine yol açmaktan başka bir işe yaramaz” diye konuştu.

Bütün önceliğin önleyici hizmetlere verilmesi gerektiğini belirten Adıyaman, çocuğu merkeze koyan bir toplumsal anlayışa sahip olan ve riskleri önceden fark edip bunları ortadan kaldırmaya yönelen sistemlerin, çocukların ihmal veya istismar edilmesinde gerçek bir koruma sağlayabileceklerini kaydetti.  

Türkiye’de devletin ilgili kurumlarının; hukuk, sağlık ve eğitimden sorumlu meslek gruplarının, ebeveynleri ve çocukların içinde yer aldığı erişkin toplumunun tüm kesimlerinin, çocuk haklarının korunması konusunda Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden kaynaklı yükümlülükleri bulunduğunu hatırlatan Sinan Adıyaman, TTB olarak çocuk hakları ve çocukların yüksek yararı için yapılacak bütün çalışmalara katılmaya hazır olduklarını vurguladı.

Adıyaman, TTB’nin önerilerini şöyle sıraladı:  

  • Her ana baba çocuklarına kaybolduklarında ne yapacaklarını, kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretmelidir. Ana-babalar için kılavuzlar hazırlanmalıdır.
  • Kaybolma ve kaçırılma sonrasında ortaya çıkan çocuk istismarı ve ölümleri ise çocuk istismarına yönelik tedbirler kapsamında ele alınmalıdır.
  • Çocuklara sosyal ve yasal destek sistemleri derhal işletilmeli, çocuk istismarını çok disiplinli değerlendirecek birimler her hastanede oluşturulmalı, gebe çocuk ve çocuk anneler için sağlık sistemi her yerde erişilebilir hale getirilmelidir.
  • 18 yaş altındaki kız çocuklarının erken evlenmelerine olanak sağlayan yasalar ve çocuk yaşta evlilikleri savunan kişilerin kamuya açık konuşmaları çocukların cinsel istismarını olumlayan toplumsal kültür yaratmaktadır. Çocukların haklarını korumak ve çocuğun yüksek yararı için bu evlilikler engellenmeli, gerçekleştirenler ve bunu savunan kişilere yaptırım getirilmelidir.
  • Tüm çocukların eğitim sistemine ulaşımı sağlanmalı, ergenlerin cinsel eğitimi zorunlu ders haline getirilmelidir.
  • Çocuğun evden ayrılmasına neden olan şiddet, zorla çalıştırma ve diğer kötü uygulamalar ortaya çıkarılmalı ve nedenlerini ortadan kaldıracak çalışmalar yapılmalı, şiddet uygulayanlar yaşam ortamından uzaklaştırılmalıdır.
  • Yetkililer, en son aşama olan cezalandırma tehditleri ile duyarlı insanların hassasiyetlerini söndürmek yerine toplumu sorunun çözümüne katacak uygulamalar yapmalıdır.

Basın açıklaması