YALNIZ CANLILARI YOKEDEN BİR SİLAH: NÖTRON
BOMBASI
Dr.Selçuk
Alsan
1 Kasım 1952 Güney Pasifik’deki Marshall adalarından Eniwetok üzerinde dev
bir ateş topu beliriyor, köreltici ışıklar, radyoaktif serpinti bulutları ve patlama
sesleri arasında top mantar biçimini alıyor ve birkaç dakika içinde 25 km.
yükselerek stratosfer’e varıyor. Bu bir Amerikan hidrojen bombası testidir. Duman
dağıldığında 390 mil çapındaki deniz gölü (lagün) ortasındaki mercan adası
Elugelab haritadan silinmiştir. Aygıtlar daha önceki nükleer testlerde asla
görülmemiş düzeyde yüksek bir radyoaktivite (görülmez zararlı ışınlar saçma)
kaydediyor. 100 mil çapındaki mantardan dağılan radyoaktif parçacıklar atmosfer
üzerinde bir örtü oluşturmuştur, bu öldürücü parçacıklar 10 yıl içinde dünya
çapında bir radyoaktif serpintiye yolaçacaklardır.
Gözlemciler H bombası patlamasında atom bombasına göre çok daha fazla nötron
ve radyoaktivite meydana geldiğini not ettiler. Bu bilgilere dayanarak Amerikan
uzmanları nötron bombasını geliştirdi. İlk nötron silahı ABD ordusunda 1965’te
kullanılmaya başlanan Sprint roketleri idi, bu roketler Amerika semalarına erişmiş H
bombası başlıklı kıtalararası roketleri etkisizleştirmeye yönelikti. Bu roketler
fizikte “kardeş çekirdeğin öldürülmesi” (nükleer fratrisid) olayına
dayanıyordu, bu olaya göre iki atom patlaması arasındaki zaman çok kısa ise ikinci
patlama meydana gelemez, çünkü ilk patlama ikinci atom bombasının molekül
yapısını değiştirmiştir. Sprint roketi nötron “mermi”leri saçarak gelen
roketin patlamasını önleyecek, altındaki şehre ise minimum zarar verecekti. Daha
sonra geliştirilen nötron silahı Lance roketi oldu. Bu roket Sprint’in yarısı kadar
olup bir tankın arkasından havaya fırlatılmaktadır. Menzili 10 km. kadardır. Nötron
mermileri Amerikan ordusunun 25 cm.’lik havan topları ve 155 mm.lik silahları ile de
atılabilmektedir. Stratejik hedeflere karşı nötron bombası 1800 mil uzaklığa kadar
gidebilen pilotsuz uçaklarca taşınacaktır. Pilotsuz uçakların hedefe çarpma
olasılığı Lance roketlerine göre çok fazladır, 1800 mil yolculuktan sonra tam
istenen noktada patlatılabilmektedir. Gerek Lance roketleri, gerek pilotsuz uçaklar
yerden 10 km. yüksekte radarla patlatılacaktır.
Atom bombası 5 mil çapındaki bir alanda canlı ve cansız herşeyi yokeder ve 1
mil çapındaki bir alanda öldürücü radyoaktivite bırakır. Nötron bombası ise ½
mil çapındaki bir alanda patlama ve sıcaklık etkisi ile herşeyi yokedecek, 1.5 mil
çapındaki bir alanda ise saçtığı nötron ışınları ile tüm canlıları
öldürecek, fakat binalara, silahlara vs. dokunmayacaktır, böylece canlıları ölmüş
bir alanda binalar, silahlara vs. el konulabilecektir. Atom bombasında enerji veren olay
çekirdeğin nötronlarca parçalanmasıdır (fisyon), buna karşı nötron bombasında
enerji veren olay dört H atomunun Helium atomu yapmak üzere birleşmesidir (füzyon).
Atom bombasında enerjinin çoğu ısı ve basınca dönüşür, nötron bombasında ise
canlı hedefleri öldüren, cansızları ise sağlam bırakan ışıklar ön plana
geçmiştir. Nötron bombasında patlama noktasından ½ mil uzakta ışıma 8000 rad
(ışıma birimi), ¾ mil uzakta 650 rad olacaktır. 8000 rad’a maruz kalan canlılar
derhal ölecektir. Nötronlar beyne girerek sinir hücrelerinin elektriksel
bağlantılarını yokedecektir, kuvvetli ışımaya maruz kalan kompüter’lerin ve
elektronik cihazların hemen duruvermesi gibi. 3000 rad gücünde bir ışımaya maruz
kalanlar 3-7 dakika baygın kalacak, sonra ayılacak, fakat bir hafta içinde mide-barsak
kanamasından ölecektir: ağızdan anüse kadar tüm sindirim sistemi açık bir yara
halini almıştır, böbrek ve kalp zayıflar ve hasta ateşler içinde kanayarak ölür.
650 rad’a maruz kalanlarda hemen bir etki görülmez, fakat kan hücrelerini yapan kemik
iliği kurur, eski kan hücreleri ışımadan sonra 25-30 gün daha yaşar, fakat
bölünmeleri durmuştur, kansızlık ve mikroplara karşı savunamama sonucu hasta 4-5
haftada mutlaka ölür. Uzun süreli etkisi ne olacaktır, bunu anlamak için Hiroşima ve
Nagazaki sonuçlarına bir gözatmak yeter: Kan kanseri (lösemi) 30 kat arttı ve ancak
1953’te azalmaya başladı, meme kanseri ise 1955’ten sonra çok arttı, 1945
Ağustos’unda 10-19 yaşında olan kızların meme kanseri olma olasılığı 6 kat
artmıştı. O sırada 10 yaşından küçük olanlarda meme değil diğer kanserlerin
arttığı ve boyun kısa kaldığı görüldü. 1945 Ağustos’unda hamile olan
kadınlar küçük kafalı, geri zekalı ve cüce çocuklar doğurdu.
ABD’nin 1948 ile 1958 arasında Pasifik’deki Bikini ve Eniwetok adalarında 66
atom bombası patlatması sonucu adalar oturulmaz hale geldi (radyoaktivite nedeniyle),
halk patlamalardan önce başka adalara yollanmıştı, Eniwetok’lular ancak 30 yıl
sonra adalarına dönebildi, Bikini’nin ise yüzyıl kadar tehlikeli kalacağı
sanılmaktadır. Eniwetok’ta patlayan 43 bombanın çoğu toprağın üstünde patladı,
Bikini’deki 23 patlamanın biri hariç hepsi su içinde veya mavnalar üzerinde idi,
fakat tek bir patlama o bölgeyi 100 yıl oturulmaz hale getirmeye yetti: 1 Mart 1954’de
Bravo adlı H bombası 15 megatonluk bir kuvvetle patlatıldı, 3.5 mil çapındaki ateş
topu 20 km. yükseğe erişen bir mantar bulut yarattı, beklenmeyen bir doğu rüzgarı
öldürücü radyoaktif serpintileri 7000 mil karelik bir alana yaydı. 100 mil ötede
bulunan Talihli Canavar adlı Japon balıkçı gemisindekiler ve Rongelap adasının tüm
sakinleri radyoaktif maddelerle zehirlendiler. Bikini’ye öldürücü Cesium ve
Strontium 90 tozları yağdı. Bikini 1969’da temizlenmeye başladı, binlerce hindistan
cevizi ağacı dikildi ve 40 ev yapıldı. ABD İçişleri Bakanlığı Pasifik İşleri
Dairesinden John De Young’ın bildirdiğine göre kuyular ve bitkiler cesium ve Sr-90
ile o derece bulaşmıştı ki halkın adaya dönüşü ertelendi, buna rağmen 15 aileye
ait 80 kişi adaya dönerek orada yaşamağa başladı. Şimdi havadan alınan kızıl
ötesi ışın fotoğraflarının belirttiği ışıma derecesine göre bir karar
alınacak ve belki de bu insanlar yakındaki Neeu adasına nakledileceklerdir. (American
Popular Mechanies Dergisinden)
NÖTRON BOMBASI (NB)
1981 yılı 6 Ağustosunda ABD Başkanı, ABD’nin çok miktarda nötron bombası
yapmaya başladığını bildirdi.
Canlıları öldürüp cansızlara hiç dokunmayan bomba. İşte gazetelerden bazı
kupürler: “NB’den sonra, içindekiler ölmüş olmasına rağmen Dresaen’in
güzelliği bozulmayacak (Lie Welt’den H.Kremp). “NB insanları öldürüp cansız
şeyleri aynen bırakır. Tankların, fabrikaların, gökdelenlerin vb. içinde, hiçbir
yara izi gözükmeyen cesetler dağ gibi yığılacaktır (Welt am Sonntağ)
NB’de nükleer fisyon (atom ayrışma) reaksiyonları yardımı ile nükleer
füzyon (atom birleşme) reaksiyonları başlatılır, atom birleşmesi sırasında
yüksek enerjili nötron ışınları saçılır. Bu nötron ışınları insan hayatını
tahrip eder. NB’lerin amacı ile ışınlama yolu ile canlıları öldürmektir,
binalar, silahlar vb. sağlam kalır.
Nötron silahları fisyon-füzyon prensibi ile çalışır. Önce atom
parçalanması (fisyon) on milyonlarca derece ısı sağlar. Bu ısıda hafif atom
çekirdekleri birleşir (füzyon). Nükleer füzyon sırasında queterium ve tritium
iyonları etkileşerek 14.000.000 elektron volt (mev) enerji taşıyan nötronlar
fırlatır. Tahrip gücü kiloton seviyesince olduğundan (megaton değil) bura bir
mini-hidrojen bombası (mini-termonükleer bomba) gözü ile bakılabilir. NB’de nötron
kaybı minimum’dur. Bu silahça nötron ışınlarının fazla oluş nedeni, atom
birleşmesi reaksiyonunun (füzyon) atom parçalanmasına (füzyon) göre 10 kat fazla
nötron açığa çıkarmasıdır (kiloton başına n.1024 ve n.1023).
Ayrıca füzyon nötronlarının enerjisi fisyon nötronlarının 7 katı kadardır (14
mev ve 2 mev). Böylece füzyon nötronları daha uzak mesafelere gider, çeşitli
engellere daha derin nüfuz eder ve daha yüksek şiddette nötron ışınları olarak
etki yapar. Bu nedenle NB’ye “arttırılmış ışınlama silahı”da denmektedir.
NB enerjisinin %30-80’i nötron ışınları şeklindedir. Enerji fisyon ile
füzyon’un oranına bağlıdır. Bu oran 50:50, 40:60 veya 25:75 olabilir. Amerikan
Lance füzelerinde enerjinin %40’ı patlama ve %30’u ilk ışınlama için
kullanılmaktadır. 1 kiloton nötron başlığının 0.4 kilotonu patlama için
kullanıldığında, 80 adet 5 tonluk ağır TNT (trinitrotolüen) bombası patlatılmış
gibi olur.
NB patladıktan sonra çevreye saçılan nötronlar, toprakta, metallerde,
besinlerde vb. nötronları aktive etmektedir; bu nötron aktivasyonu atom bombasına
göre 10 kat daha fazladır. Nötron aktivasyonu denen olay, cansız cisimlerin sekonder
gama ışınları saçmasına neden olur. Böylece NB hem nötron ışınlarına, hem de
gama ışınlarına bağlı tahribat yapmaktadır. Nötronlar çarptıkları cisimleri
gama ışınları saçar hale getirdiğinden, NB atıldıktan sonra her cisim bir
mini-bomba halini alarak gama ışınları saçmaya başlar. Hiroşima’da ilk 2 günde
sıfır alanında bulunup da sağ kalanların ve olana girmiş kurtarma ekiplerinin 130
rad kadar sekonder gama ışınları aldığı hesaplanmıştır. NB ile bu doz daha da
yüksek olacaktır.
NB’nin ilk etkisi hızlı nötronlar ve gama fotonları saçmakdır. Işınlama
dozu, patlama ve termal ışınlama mesafesi (150-300 m) ötesinde, açık havada
yüzbinlerce rad kadardır. Hatırlatalım ki insan 300 rad’dan yüksek nötron
ışınlaması karşısında bile ölmektedir.
İyon oluşturucu (iyonizan) ışın yaratan atom patlamaları arasında en
belirgin biyolojik etki gösteren nötron ışınlarıdır. Bunun nedeni biyolojik yapı
ve dokular ile nötronlar arasında özel bir etkileşim oluşudur. Nötronlar elektrik
yükü taşımadıklarından, bir maddeden geçerken, atomları direk olarak iyonize etmez
ve uyarmazlar.
İyonlaşma ve atom aktivasyonu, başta H olmak üzere, çeşitli atomların
nötronları yakalaması ve etrafa dağıtması sonucu meydana gelmektedir. Enerji
spektrumuna bağlı olarak, biyolojik yapıların atom çekirdekleri ile bu partiküller
arasında çok çeşitli etkileşimler olur.
Hızlı nötronlar hafif atomların çekirdeklerinde elastik saçılmaya maruz
kalır, bu sırada geritepme proton’ları açığa çıkar, protonlar şiddetle
iyonlaştırıcı partiküllerdir. Bu reaksiyon dokunun absorbe ettiği dozun %70-80’ini
oluşturur. Böylece insan şiddetle iyonlaştırıcı bir ışımaya maruz kalır.
Protonlar insan dokuları içinde ilerledikçe, birim yol başına çok yüksek bir enerji
ile tahribat yaparlar. İş bununla da kalmaz, bazı biyolojik dokuların çekirdekleri
nötron yakalayarak radyoaktif hal alır, bunun sonucu insan vücudunda 24Na, 32P
gibi sayısız radyoaktif odak belirir, insan dokularının herbiri bir mini-bomba halini
alarak kendi kendini tehlikeli ışınlarla tahrip etmeye başlar.İşte nötronların en
büyük tehlikelerinden biri burada yatmaktadır: nötronlar canlı veya cansız cisimlere
çarparak önlerine çıkan atomları radyoaktif hale getirmektedir, bu atomlar
öldürücü ışınlar saçmaya başlamakta, sayısız mini-bomba doğmaktadır. NB
atıldıktan sonra gerçi binalar, tanklar vb. aynen kalacak denmektedir, aslında gerek
cesetler, gerek bu cansız şeyler radyoaktif hal alacaktır. Gerek cesetleri kaldırmak,
gerek bu binaların, tankların vb.için girmek yüksek dozda öldürücü ışın almak
anlamına gelecektir. Sağlam kalan cansız şeyler ancak ışınlamadan koruyucu özel
giysilerle kullanılabilecektir.
Nötronlar, gama ışınlarına göre, canlı dokular için çok daha tehlikelidir.
Nötronlar gerek vücut, gerek seks hücrelerinde (sperma ve onun) çoğalma ve
kalıtımı sağlayan molekül mekanizmalarını daha fazla bozmakta ve bu tahribatın
iyileşmesi daha yavaş ve daha eksik olmaktadır. Kalıtım mekanizmaları tahrip olduğu
için gelecek kuşaklar sakat doğacaktır. Nötron ışınları gama ve X ışınlarına
göre daha ağır bir klinik tablo yaratmakta,
vücut bir bütün olarak hastalanmakta ve bu tip bir patolojiyi düzeltmek mümkün
olmamaktadır.
NB kullanılmasının amaçlarından biri, nötrona maruz kalanları anında
yaşayan ölü haline getirmektir. Beyin 3000-8000 rad civarında ışın alarak derhal
görev yapmayı durdurur, denge kaybı (ataxia), şok ve sara krizlerinden sonra kurban
bitkisel hayata geçer ve bu ağır koma içinde en geç birkaç günde olur. Yalnız NB,
insanları bu hale getirebilmektedir. Diğer “normal” nükleer bombalar, patlama
dalgası ve parlamanın sıcaklığı ile yanık ve yaralar yapar ve acı çektirmeden
hemen öldürür.
NB’nin neden olduğu düşük dozda (1000-3000 rad veya daha az) ışınlama ise
bitkisel hayata sokmayıp gözde katarakt (perde), vücutta ise kanserler ve lösemi
yapacak, kalıtım mekanizmasını bozarak sakat çocuklar doğmasına yol açacaktır.
Nötronların bu tahribatı yapma güçleri gama ışınlarına göre 5-10 kat fazladır.
NB’nin yarattığı gama ışınları nötronla beraber etki yaptığından standart
gama ışınlarından 7 kat daha tehlikelidir. Anne karnında nötron ışınlarına maruz
kalan çocuklar ucube olarak doğacaktır. İngiliz genetikçisi J.Edwards’a göre
NB’nin en korkunç yanı şudur: NB öyle bir bombadır ki etkisi zamanla sınırlı
değildir, NB atıldıktan sonra birçok nesil sakat ve ucube olarak doğacaktır, bunu
önlemek kimsenin elinde değildir, ışınlar kalıtım moleküllerini (genleri) tahrip
ettiğinden bu acı sonuç kaçınılmaz. Bu bakımdan NB genetik bir silahtır, gelecek
nesillere de yönelmiştir.
NB’nin etkileri aşağıda özetlenmiştir.
1 kiloton nötron bombasının patlama
noktasından (alan sıfır) m.olarak uzaklık |
Yaklaşık ışınlama dozu (rad) |
İnsanlara etki |
700 |
16.000 |
Bedensel ve zihinsel aktivitenin derhal ve
tamamen kaybı. 1-2 gün süren can çekişmeden sonra ölüm. |
900 |
8.000 |
Birkaç dakika sonra insan hareket
kabiliyetini kaybeder ve 2-6 gün içinde ışınların etkisi ile ölür. |
1400 |
650 |
Patlamadan sonraki 1 saat içinde organizma
ışınlama sonucu ağır bir bozukluk gösterir. 2-3 haftada akut radyasyon hastalığı
ile ölüm. |
1200 |
150 |
Işın alanların %10’u aylar süren
ışınlama hastalığı sonucu ölür, sağ kalanlarda kanser ve lösemi sıklığı
artar, bombadan 15-25 yıl sonra bile kanser başlayabilir. |
2300 |
15 |
Radyasyon (ışınlama) hastalığı yoktur.
Işın alanlarda kanser ve lösemi sıklığı artabilir. Nesiller boyu anormal çocuk
doğacaktır. |
NB’ler füze başlığı olarak kullanılmakta ve ağır havan topları ile
atılmaktadır. İnsanların yoğun yaşadığı bölgelerde (kentlerde)tahribat en fazla
olacaktır. 8 km2lik bir alanda tüm canlılar öldürücü ışınlar sonucu
en geç 2-3 günde ölecektir. 10 km2’lik bir ek alanda da 1-100 rad ışın
alınacaktır. 2-3 km. aralıklarla atılan NB açık havada yakalanmış herkesi
öldürecektir. 1 kilotonluk bir NB’nin patlama noktasından 400 m. Uzakta ışıma
418.000 rad’dır. Işımayı 500 kat azaltan bir sığınak da bile alınacak doz 836
rad olacaktır, bu ise minimum öldürücü dozun iki katıdır.
Amerikalı bilim adamı A. Westing’e göre 1 kiloton nötron silahı 310 hektar
çam ormanı, 170 hektar yaprak döken orman ve 140 hektar otlak tahrip edecek ve
bunların yerine konması yüzyıllar alacaktır.
|