ÖNSÖZ
Ülkemiz sahip
olduğu eğitilmiş insan potansiyeli ile, tarihsel kültür birikimi ile yüzyıllar
öncesinden barış ve sevginin simgesi olmuş evrensel değerleri ile hiç bir zaman
bugün sahip olduğu “kötü” insan hakları karnesini haketmemiştir.
On yıl önce
TİHV'nı kurarken, yani 5000'den fazla işkence mağduruna tedavi desteği vermeden,
işkence konulu 100'e yakın bilimsel toplantı yapmadan, insan hakları ihlalleri ile
ilgili binlerce günlük rapor ve insan hakları ihlalleri konulu onlarca kitap
yayınlamadan önce de inandığımız bir şey vardı; işkence bir gün ama mutlaka bir
gün yeryüzünden silinip kaybolacak. Bu inancımızın dayanaklarından biri, sadece 100
yıl önce dünyanın birçok yerinde insanlar renklerinden ya da ırklarından ötürü
ayaklarından kelepçelenip zorla köle olarak çalıştırılırken, 1990'lı yıllarda
yaşanan tüm insanlık dramı savaşlara ve vahşetlere karşın prangalı kölelik
sistemine yeryüzünde rastlanmamasıydı.
İşte elinizde
bulunan İstanbul Protokolü, işkencenin tıpkı prangalı kölecilik sistemi gibi
yeryüzünden kaldırılması yolunda atılan önemli adımlardan biridir.
On yıl önce
TİHV'nı kurarken yaşanan insan hakları ihlalleri neticesinde yaşadığımız
acılardan dolayı ''birşeyler yapmalı” diyerek yola koyulduk. On yılın sonunda
gerek yayınladığımız insan hakları ihlalleri bültenleri ile, gerek
çıkardığımız titiz çalışma ürünü raporlarımızla, gerek tedavi ettiğimiz ve
işkence bulgularını dökümante ettiğimiz mağdurIarla hem ülkemizde hem
uluslararası planda büyük saygınlık gördük. Bugün temsilciliklerimiz tarafından
ya da TTB'ne bağlı tabip odaları alternatif rapor komisyonları ile işbirliği içinde
hazırlanan tıbbi raporlar mahkemelerimiz tarafından kabul görerek suçluların
cezalandırılmasında dayanak olarak kullanılmaya başlamıştır .
TİHV'nın tüm
imkanlarını seferber ederek ve bu alanda ülkemizin saygın birçok bilim insanı ile
işbirliği içinde oluşumuna önemli katkılarda bulunduğu İstanbul Protokolü,
yapılan çalışmaların kalitesinin ulusal ve uluslararası planda kabul görmesinin bir
ifadesidir.
Dünyanın 15
ülkesinden 40 örgüt mensubu 75 hukukçu, felsefeci, hekim ve sağlık çalışanı,
psikolog ve insan hakları aktivistlerinin bilgi ve deneyim birikimlerinin bir ifadesi de
olan ve bu uzmanların acılı deneyimlerinden yoğurarak birlikte oluşturdukları
İstanbul Protokolü, bugün sadece ülkemizin değil, dünyadaki tüm işkence
mağdurlarının, bu kişilerin avukatlarının, insan hakları aktivistlerinin ve
“gerçeği” arayan hakim ve savcıların başvuracakları Birleşmiş Milletler
patentli hukuki ve tıbbi bir kılavuzdur.
Türkiye İnsan
Hakları Vakfı insan hakları alanında Birleşmiş Mi!letler düzeyinde böylesi bir
tarihsel kılavuzun oluşmasına katkıda bulunmaktan ve bu eserin Türkçe metnini
orijinal İngilizce metninden önce basıp yayınlamaktan sevinç duyuyor .
İstanbul
Protokolü referans gösterilerek işkence iddiaları daha hızlı, daha tarafsız, daha
bilimsel olarak soruşturulduğunda, dolayısı ile bir işkence iddiası daha dünyanın
herhangi bir ülkesindeki herhangi bir mahkemede ispatlanıp suçlular
cezalandırıldığında bu eseri yayınlarken duyduğumuz sevincimize işkence
mağdurunun ve ailesinin sevinci eklenecektir .
Bu kılavuz
kitabın okuru olan sizler herhangi bir işkence iddiasında tüm hukuki ve tıbbi
soruşturmanın İstanbul Protokolü önerileri doğrultusunda yapılması için
çabaladığınızda demokratik hukuk devleti ve işkencesiz bir dünya rüyamıza ortak
olacaksınız. Bu rüya aslında tüm insanlığın rüyasıdır ve İstanbul Protokolüne
ne kadar çok sahip çıkılıp uygulanırsa insanlık bu rüyaya daha çabuk
yaklaşacaktır .
Yavuz Önen
TİHV Yönetim Kurulu Başkanı |