GİRİŞ
Türk Tabipleri
Birliği tarafından hazırlanan bu raporda Eurogold'un Bergama-Ovacık'ta kurmakta
olduğu tesisin insan ve çevre sağlığı yönünden yaratabileceği riskler
değerlendirilmekte, ayrıca bu risklerin anlaşılabilmesi için gerekli bazı temel
kavramlar ve bilgiler tartışılmaktadır.
Raporumuzda TÜBİTAK
raporunun da eleştirisi yapılmaktadır.
Çünkü madene
işletme izni verilmesi için bilimsel bir dayanak olarak kullanılmak istenen rapor
bilimsel ve etik ilkeler açısından çok ciddi sorunlar taşımaktadır.
Kısa tarihçe:
Söz konusu
maden İzmir'in Bergama ilçesine bağlı Ovacık ve Çamköy'ün yakınında
bulunmaktadır.Bu bölge İzmir'e 130 km., kıyı kasabası olan Dikili'ye 15 km.,
Bergama'ya ise 10 km. uzaklıklıkta bulunmaktadır.
Esan
Eczacıbaşı Endüstriyel Hammaddeler Sanayi ve Tic. A.Ş.; 26. 04. 1989 tarihinde
299,458 hektarlık saha için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından arama ruhsatı
almış; 4. 10. 1989 tarihinde Eurogold Madencilik A.Ş.'ne devretmiştir.
Eurogold
Madencilik A.Ş., Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ile Türk Parasının Kıymetini
Koruma Hakkında Kanun ve Hazine ve Dış Ticaret Md.
Yabancı Sermaye Gn. Md. izni ile 29 Ağustos 1989 tarihinde kurulmuştur. Şirket
kurulduğunda % 66.67 si Avustralya Normandy Poseidon Group şirketlerinden Poseidon Gold
Limited'e; % 33.33 ü Alman Metallgeselschaft Grup şirketlerinden Metal Mining
Corporation şirketine aitti.Hisselerinden belli olacağı üzere Eurogold, tamamen yabancı
semayeye ait bir madencilik şirketidir.
1989’da arama çalışmaları sırasında altın
bulunmuş ve 18 .10. 1990 tarihinden geçerli olmak üzere 30 ay süre ile 3404,18 hektarlık
alan için maden arama ruhsatı alan Eurogold
Madencilik A.Ş., karotlu sondaj çalışmaları hazırlayarak bu alanlarda 4165 ağacın kesilmesini planlamıştır.Sonraki
gelişmeler sırasıyla şöyledir:
halkı, çevre
avukatları, sivil toplum örgütleri altın madenine karşı bir mücadele başlattı ve Eurogold firmasının
siyanür yöntemli altın
eldesi için Çevre Bakanlığı'ndan aldığı ''mahsur
yoktur izninin’’ iptali için İzmir İdare Mahkemesine
652 kişi başvurarak iptal davası açtı.
Eurogold tarafından 1990’lı yılların başında
hazırlatılan Çevresel Etki Değerlendirme Raporunun birçok eksikliği içerdiği o
tarihlerde başta İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası tarafından hazırlanan raporlarla
açıklandı.İzmirdeki iki tıp fakültesinin Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim
üyelerinin de katkısıyla yazılan İzmir Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu
raporunda madenin açılmasıyla oluşabilecek risk ve tehlikeler anlatıldı.O dönemde
de hazırlanan ÇED raporlarında sık sık insan sağlığından bahsedildiği halde bu
raporları hazırlayanlar arasında halk sağlığı uzmanlarının olmaması, hatta
sağlıkla ilgili hiçbir kimsenin olmaması İzmir Tabip Odası tarafından
eleştirilmişti. Söz konusu ÇED raporunun incelenmesi ile
· 3 yıl süre ile
açık ocak işletmesi ve 5 yıllık yeraltı işletmesi planlandığı;
· Maden sahasında
bulunan kayaların dinamitle patlatılacağı ;
· Parçalanan kaya
ve toprağın öğütülmek suretiyle toz haline getirileceği;
· Öğütülecek
toprağın 2.5 milyon ton olacağı;
· Katı ve sıvı atıkların siyanür havuzunda
depolanacağı;
· Bu işlem için günde yaklaşık 1000 m3 su
kullanıacağı;
· 8 yıllık
faaliyet süresinde 4000 ton kadar siyanürün yöreye taşınacağı;
Çevreye ve insan sağlığına duyarlı kişi ve örgütler zaten yöre halkına ve ülkeye bir katkı sağlamayacak olan bu madenin dünyadaki deneyimlerin de ışığında hiç açılmaması gerektiğini dile getirdiler ve endişelerini ÇED raporunda değinilmeyen çevre sorunlarını da sorgulayarak dile getirdiler.Bu arada İzmir Barosu çevre avukatları da hukuksal bir mücadeleye başlamışlardı.