e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2003  Sayı: 99

 

Türkiye sağlık ve tıp ortamının olumsuzluklarında ana sorumlu olarak hekimleri işaret etmek ne kadar gerçekçi?

Çözüm üzerine...

14.gif (120592 bytes)15.gif (108726 bytes)TTB, hekimlik meslek etiği kuralları da dahil olmak üzere, dile getirdiği politika ve çözüm önerilerini hemen bugün gerçekleştirilebilir ve yanlış politikalara rağmen ısrarla savunulması ve hayata geçirilmesi gereken değerler olarak düşünmektedir. Hedef saptırarak ancak bunun gerçekleşmesi geciktirilebilir.

Tıp Dünyası - ANKARA - Önemli bir tehlikedir; devleti yönetenlerin, yani iktidardakilerin sorumluluklarını yerine getirmeyip bir yanılsama ortamı yaratmaları... Bu özellikle son 20 yıldır “sivil” toplum çığırtkanlığıyla yapılmaktadır. Aslında herşey çok açık: Devlet yıllar içerisinde sosyal sorumlulukları ve görevlerini terk etmekte ve bunun kişilerce ya da onların “sivil toplum örgütlerince” yerine getirilmesini vaazetmektedir.

Deprem mi oldu, sorulur; “sivil toplum” örgütleri nerde? Ya da herhangi bir yolsuzluk ortaya çıktığında neden sivil toplum örgütleri gereken uyarılarda bulunmaz, çözüm için adımlar atmaz? Böylece bir taşla iki kuş vurulmaktadır: Hem devlet görevini yerine getirmemekte hem de suçlu olarak bir başkasını ya da başkalarını göstermektedir. Ve koro hep birlikte görevini yerine getirmeyen sivil toplum örgütlerini göreve çağırmakta ya da suçlu ilan etmektedir.

Son aylarda gündeme gelen Neşter Operasyonu’nda da benzer bir çaba hissedilmedi desek yalan olur. Hatta kimi gazetelerin haftalık ekleri dahil yazılanlarda işi öyle karıştıran ve hedefi saptırmaya katkı sunan yazılar yer aldı ki, insanın takdir edesi geliyor.

Yine de “sivil TTB”nin tıbbi endüstri ana başlığında ne gibi “uyarılarda” ve “çağrılarda” bulunduğuna dair son yılların birkaç materyalini (okumaktan üşenmeyenler için) anımsatalım:

Temel İlaç Listesi (Ankara 1995): Bugün, pek çok ilacın reçeteye yazılıp yazılmayacağına, hangi ilaçların katılım payının dışında kalacağına, konunun dışında olmasına karşın Maliye Bakanlığı karar vermektedir. Çoğu zaman, hasta ancak Bütçe Uygulama Talimatnamesi’nin izin verdiği ölçüde sağlık hizmeti alabilmektedir. Bu nedenlerle, “temel ilkeler”e dayalı bir listenin hazırlanması toplum sağlığı açısından bir gereklilik olmuştur. “Temel İlaç Listesi”, her yıl veya her gereken durumda gözden geçirilerek güncelliği sağlanan ve jenerik adlarla belirtilen ilaçların yer aldığı listedir. Listedeki ilaçların sağlık kuruluşlarında yeterli stoklarla bulundurulması ve bu uygulamanın yaygınlaştırılması, daha geniş halk kitlelerine tedavi sunulma şansını artırır. Bu ilaçların herkese ucuz ya da çok düşük ücretle sağlanması ve sosyal güvenlik kuruluşlarınca bu ilaçlardan katkı payı alınmaması önerilmektedir. Temel ilaç listesinde en gerekli, güvenli ve ucuz ilaçlar yer aldığından, hekimlere mesleğin uygulanması sırasında rehber olarak katkı sunabilecektir.

Yaşlılarda İlaç Tüketimi: Türkiye’de ilaç “savurganlığının” en fazla olduğu alanlardan birinin yaşlı nüfus olduğu düşünülür. Hatta öyle ki, bakanlar bile televizyon programlarında “Şimdi gidin yaşlı bir SSK’linin evine, torba torba ilaç vardır” diyerek bu görüşlerini dile getirirler. TTB, hem konuyu bilimsel boyutlarıyla değerlendirmek hem de hekimlere “uyarı ve çağrıda” bulunmak için “Yaşlılarda İlaç Tüketimi/Çok Merkezli Çalışma Raporu”nu hazırlamıştır. Raporun sonunda da yaşlılarda akılcı ilaç kullanımının temel ilkeleri ile önerilerine yer verilmiştir. (Rasyonel antibiyotik kullanımı, Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi ile yapılan bilgilendirmeleri anmaya gerek yok.)

Yine ilaç başlığında 1998 yılında “Sosyal ve Ekonomik Yönleriyle İlaç” adlı bir kitap yayınlayarak ilaç sektörünün temel niteliklerinden ülkemizde ilaca, ilaç sektörüne, ilaç tüketimine, rasyonel ilaç kullanımına, ilaç fiyatları, ilaçta patente, ilaç şirketlerinin promosyon çalışmalarının maddi ticari boyutundan ilaç bilgisi ve eğitim açısından promosyona ,etik yönüyle değerlendirilmesine ve önerilere kadar bir bütünlüğü atlamamakta yarar var. Elbette bu kitaptaki önerilerin ruhunun halkın büyük bir çoğunluğunun yararına politikalar ışığında kaleme alındığını kamusal bir yaklaşımın hakim kılınması gerektiğini vurguladığını söylemek gerekiyor. Politika düzeyinde söylenenlerin -her nedense- somut değil soyut olduğunu iddia etmek ve bir şey önermiyorsunuz demek de karşıt politika sahiplerinin temel refleksidir.

TTB’nin Toplum ve Hekim Dergisi ilaç ve tıbbi teknoloji alanında çok sayıda yazıya sahiptir. Ama bir örnek olarak 1995 Mart-Nisan sayısının “Bilim ve Teknoloji” dosyasını içerdiğini, bu dosyada toplum sağlığı açısından tıbbi görüntüleme cihazları, özel muayenehanelerde ultrasonografi cihazı kullanımı gibi yazıların yanı sıra sağlık hizmetlerinde artan dışa bağımlılık tıbbi ithalatın ve ihracatın son dönemlerdeki gelişimine kadar yazıların yer aldığını, Haziran 1999’da da “Sağlık Hizmetlerinde Teknoloji” kitabının yayınlandığını belirtelim.

Bütünlüklü yaklaşım adına, Türkiye Sağlık Sektörünün Durumu başlıklı 1999 ve 2002’de basılanları yoksulluk, eşitsizliklerin geldiği boyutu aktaran “Türkiye’de Sağlıkta Eşitsizlikler” ve “Yoksulluk ve Çocuklar Üzerine Etkileri” başlıklı yayınların da konuyla çok yakından ilgili olduğunu söylemek de yarar var. Türk Kardiyoloji Derneği’nin “Türkiye Kalp Raporu 2000” kitabı da kanımızca mutlaka okunmalı. Kitap, kalp sağlığı alanında insan gücü, kardiyolojide uzmanlık eğitimi, kalp sağlığı alanında mali politikalar (kamu ve özel sektörce harcamalar, maliyet etkinlik analizi) gibi   başlıkları içermektedir.

Gelelim başa, anlaşıldığı kadarıyla izlenen çizgi şudur: Ülkenin ve halkın büyük çoğunluğunun zararına ve aleyhine yanlış politikaları iktidarlar belirleyecek, ama bu yanlış politikaların ortaya çıkardığı, sürekli olumsuzluk üreten tabloda değişmeyen politikalar zemininde yanlışları düzeltmek ve denetlemekten sadace hekimler sorumlu tutulacaklar.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), gerçek çözümü sağlayacakpolitika düzeyindeki önerilerinin yanısıra mezuniyet öncesi tıp eğitiminden, Genel Pratisyenlik Enstitüsü’ne, kredilendirmeden adli tıp kurslarına, Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri’ne kadar bir dizi somut girişiminde yürütücüsüdür. Kısacası TTB faaliyetinin bütünselliği Türkiye sağlık ve tıp ortamına bir müdahaledir.    

TTB, hekimlik meslek etiği kuralları da dahil olmak üzere, dile getirdiği politika ve çözüm önerilerini hemen bugün gerçekleştirilebilir ve yanlış politikalara rağmen ısrarla savunulması ve hayata geçirilmesi gereken değerler olarak düşünmektedir. Hedef saptırarak ancak bunun gerçekleşmesi geciktirilebilir.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön