e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Şubat 2003  Sayı: 98

 

Prof. Dr. Bökesoy, "ilk kopya bebeğin doğduğu" iddialarıyla gündeme gelen "genetik kopyalama" tartışmalarını değerlendirdi:

"Amaçları reklam ve para"

Prof. Dr. Bökesoy, dünyada klonlama tekniğinin başarı oranının yüzde 3 olduğuna dikkat çekerek, tekniğin "insan kopyalama" amacıyla kullanılması için henüz erken olduğunu belirtti.

8.jpg (21173 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işık Bökesoy, bundan kısa süre önce ABD'deki bir şirketin "ilk kopya insanın doğduğunu" açıklamasıyla gündeme gelen tartışmaları ve bu çerçevede dünyada ve Türkiye'de genetik kopyalama çalışmalarını değerlendirdi.

Bökesoy'un sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Klonlama çalışmaları ile ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz?

Teknik olarak çok yeni değil. Oldukça eskilere gidiyor. İlk kez kurbağalarda yapılmış çalışmalar var; 1950'lerde. Önemli olan kurbağa gibi canlılarda değil de memelilerde bu çalışmaların ne sonuç vereceği idi. Daha sonra koyun, keçi gibi farklı canlılarda denendi. O günden beri de bu soru var: Bu çalışma bu canlılarda yapılabiliyorsa, insanlarda da yapılabilir mi? Bu, bazıları için bir korku, bazıları için de bir sevinç oldu. Bunu desteklenmiş üreme teknikleri biçiminde algılayanlar oldu.

Kopyalama sözü tam olarak bu tekniği karşılıyor mu?

Kopyalama ne kadar uygun tartışılır ama eş anlamlı kullanılabilir. Bana en uygunu gecikmiş ikizleme gibi geliyor. Çünkü eğer bir insanın bir hücresini alıyorsanız ve ondan bir birey oluşturuyorsanız, bu kopyalamadan çok gecikmiş ikizlemedir.

Bugün, klonlama tekniğinin güvenilirliği ve başarı oranı ne düzeydedir?

Şu an için ne kadar güvenli olduğu konusunda yeterli bilgilerin olmadığını düşünüyorum. Tamamen yasaklanmalı mı yoksa kontrolü mü sağlanmalı; tartışılması gereken konu bu. Amerika bu tekniğin tedavi amaçlı da, üreme amaçlı da kullanılmasına izin vermiyor. Avrupa ise "tedavi amaçlı olabilir ama üreme amaçlı kullanılamaz" diyor. Burada ne kadar yapılmasın dense de bu çalışmaların önlenmesi mümkün değil. Bu iş mutlaka gidecek ama herhalde kontrolünün sağlanması önemli. Klonmanın yüzde 3 başarısı var. Bu oran çok düşük. Yüzde 3 başarı elde etmek için feda etmemiz gereken hücre sayısı son derece yüksek. Ben biraz da olaya kadınlar açısından bakıyorum; üreme amaçlı çalışmalarda kadınlar kullanılacak. Kadın sağlığı açısından çok dikkatli değerlendirilmesi lazım. Ben bundan rahatsızım açıkçası. Bir hekim olarak tedavi amaçlı klonlamaya ise itiraz etmek istemiyorum. Çünkü hakikaten, benim eskiyen beyin hücrelerimin yerine yenilerinin konulması, kalbime destek verilmesi bunlar çok olumlu şeyler.

Şu anda, ortada klonlama yoluyla elde edilmiş bebekler olduğu ve yenilerinin de dünyaya geleceği iddia ediliyor.

Bugün klonlamayla ilgili tüm sorunlar çözülmüş diyemeyiz. Biliyorsunuz farelerde yapılan çalışmalarda, yavrular normalden büyük oldular. Değişik canlılarda sonuçları değerlendirdikten sonra insana gelmek lazım. Direkt insanda yapmak doğru değil. Bu canlılarda akciğer enfeksiyonları, dejeneratif hastalıklar çok sıklıkla görülüyor. Bütün bunlar çözümlenmeden nasıl insan elde edilecek? Bugün çok sağlıklı görülebilir. Ama bunların bir çoğunun -insan yaşamını 60-70 yıl diye düşünecek olursanız-  bir kere ihtiyarlamaları nasıl olacak, bunları daha bilmiyoruz. Bu çocukların yetişkin çağa gelmeleri için en az 30 yıl geçmesi lazım ki ne kadar sağlıklı olabileceklerini görelim.

Klonlama tekniğindeki başarı oranı bu kadar düşükken, diğer canlılardaki sonuçlar yeterli değilken insanda böyle bir şey yapılması için erken mi?

Ben erken diyorum. Ama bu demek değil ki ben hep bu görüşümde olacağım. İlerde belki bu fikrimi değiştireceğim. Ama benim henüz güvenebileceğim bir ortam yok bilimsel olarak. Onlar da diyorlar ki, bu gibi çalışmaları yapanlar zaten negatif başlıyorlar bu işe, klonlamaya çok sıcak bakmıyorlar, bu nedenle çalışmaları yakından takip etmiyorlar, kontrol etmiyorlar, sadece sonuçları bildiriyorlar ve başarısız diyorlar, diye savunuyorlar. Gen tedavisi halen çok yaygın olarak kullanılmıyor dünyada, çünkü hala tam olarak çözülmüş değil. 70'den bu yana hala "gen tedavisini çözdük" diyemezken, şimdi klonlamada neleri aştık da insana kadar gelebildik. Erken olduğunu düşünüyorum.

İddiaların doğruluğuna ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bu konuda konuşan insanların kimliklerine bakmak lazım. Bunların çoğu üreme ile uğraşan, birisine çocuk verme hedefinde olan insanlar. Bu yolla para kazanmak isteyen insanlar var. Bir kere bu iddiaların sahibi bir tarikat ve buna bağlı olan bir şirket. Bunlar reklam yapmak ve para kazanmak isteyen kişiler. Biz bu konuları konuştukça belki onların reklamını yapıyoruz.

Peki, tekniğin kullanılmasını ve gelişmeleri etik yönden değerlendirebilir misiniz?

Bu işin çok değişik yönleri var. Bir kere doğacak çocuğu, anneyi, ebeveyni ve toplumu düşünmek lazım. Bir kere bu çocuk bir laboratuvar hayvanı gibi devamlı gözlenecek. Bu özgürlüğü olmayan bir yaratık mıdır yoksa bağımsız bir birey midir? Kendisini normal bir çocuk gibi hissedebilecek midir? Yaşam boyu gözetim altında olacak. Bu bir insan için bence hakikaten sıkıcı bir olay. Bu çocuk normal bir anne - baba ilişkisi görecek mi? Anne baba boşanırsa çocuk kime ait olacak, çocuğun yasal hakları ne olacak? Kimin çocuğu olacak? Çekirdeği veren kişi olarak bakarsanız, onun çocuğu olamaz, onun ancak ikizi olabilir. Yani sosyal olarak da bu konunun çok önemli boyutları eksik. Etik açılardan çok büyük sıkıntılar var.

"Kontrol sağlanması" önemli dediniz. Sizce bu mümkün mü?

Türkiye gibi bir ülkede bunun sağlanması olanaklı değil. Zaten bu adamların da bu işi nerelerde yaptıkları belli değil. Bir takım tartışmalara baktığınız zaman bir de "geri kalmayalım" hevesi var. Bunun arkasında çok büyük paralar var çünkü. Dolayısıyla bu böyle gizli kapaklı yapıldıkça fiyat daha çok yükselecektir. Belki bunları koordine edecek enternasyonel bir oluşuma gidilebilir. Bu iş paraya dayalı. Bu da insanların insanlığını çok çabuk unutmasına neden olabilecek bir şey. Bir olanak varsa insanlar onu zorlayacaktır. Burada da aynı şey söz konusu ama nereye gideceği konusunda bilimsel olarak kuşkularım var. Yeterli olmadığını ve erken olduğunu düşünüyorum. Buna ne kadar yasak getirirseniz o kadar yer altına inecektir. Engellenmesi mümkün değil.

Sayın Bökesoy, son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

İnsanlar hayalci olmamalı, gerçekçi olmalı. Olayın çok yönlü olduğunu düşünmeleri gerektiğini söylemek istiyorum. Bir hekim olarak bunun tedavi amaçlı kullanılmasından yanayım tabii ki. Sosyal olarak da herkese görev düşüyor, herkesin düşünmesi lazım.

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön